Stres İle İlgili Herkşey
Bizi sıkan, kaygılandıran, öfkelendiren, depresyona sürükleyen bir düşünce bozukluğundan bahsediliyor. Düşünce bozukluğunun adı da bulunmuş: “Stres”. Bu yazımızda çağın vebası denilen “stres” salgınını anlatmaya çalışacağız. Anlatırken elimizde “stres cetveli” olacak. Bu cetvelle streste denge noktasına ulaşmanın en kolay yolunu arayacağız.
Hayatta karşılaştığımız hadiselere ver- diğimiz tepkilerin bir denge noktası olduğu gibi stres denen çağımızın vebasında da bir denge noktası var- dır. Streste denge noktasımn alt kısmı, sahi- bine fayda getirirken, denge çubuğu tersine döndüğünde ise kişi için sıhhatsiz süreç baş- lamaktadır. Bu sıhhatsiz süreçte bünyede, baş ağrısı, bunalım ve depresyon gibi tepkiler başlar. Bu tepkileri bir cetvel üzerinde topla- maya çalışırsak stresle vereceğimiz mücade- lede de daha hızlı yol alırız.
Pe^i, stres cetvelini nasıl dengede tutarız? ” bir parçası olan ve her an karşı-
miza çıkan bu stres, cetvelin hangi noktasın- dan sonra tehlikeli hale gelmektedir? örnek- terle açıklamaya çalışacağız.
Stres Nedir?
Stres, Türk Dil Kurumu’nun Türkçe söz- lüğünde “ruhsal gerilim” olarak açıklanmış- tır. Nörologlara göre ise stres, “vücudun herhangi bir talebe karşı vermiş olduğu genel bir cevaptır.” Bu cevap bazen olumlu olur.
Bir sınavı kazanmak için harcanan çaba, zor bir işi yapmak için sarf edilen güç, sevdiklerimizi mutlu etmek için gereken özveri gibi. Bazen de bu cevap olumsuz olarak karşımıza çıkar. Olumsuz durumlarda stres, kişinin direncini zorlamaktadır. Stres çubuğu ters istikamette artık kişiyi zorlamaya başlamıştır. Gergin bir tedirginlik hali, uyku bozukluğu, yemek yemede düzensizlik, küçük şoklarla psikolojik dengede zorlanmalara benzer fizyolojik işlevlerde aksama, dikkat dağınıklığı ve kararsızlık, aşırı öfke veya tepkisizlik gibi bozuklukların görülmesine genel olarak stres denilmektedir.
Stres kişiyi iki türlü etkiler. Kişinin stres cetveli denge konumunda olumsuz tarafa döndüğünde psikolojik rahatsızlıklar başlar. Bu, stresin görünmeyen kısmını oluşturur. Bir de vücudun her insan için eşit olan şartlarının bozulmaya başlamasıyla kendini gösterir. Bu da stresin vücutta görünen bozukluklarıdır. Vücut sıcaklığının 41 – 42 dereceye çıkması, baş ağrısı, mide kasılmaları, depresyonlar, travmalar gibi.
birçok
sr bir arada bulunur. Bunun sonucunda herkes için var olan ama asla aynı değerde olmayan bir stres cetveli karşımıza çıkar. Bu cetveldeki değerler kişinin kendi kontrolünde bazen mutlu bir inanç bazen de güzel bir sosyal davranışla dengede tutulabilir. Burada önemli olan, kişinin stres cetvelinin denge profiline hakim olabilmesidir. ٠
Stres cetvelindeki değerler kişinin kendi kontrolünde bazen mutlu bir inanç bazen de güzel bir sosyal davranışla dengede tutulur.
Stresin vücutta oluşturduğu görünen bozukluklarda genetik yapı, metabolizma ve diğer tepki türlerinin bir seviyesi vardır. Bu seviye kişiden kişiye değişir. Bir tartışma sırasında iki kişi de aynı fizyolojik tepkileri vermeyebilir. Biri aniden kızarak adrenalin salgısı yaparken diğeri sükûnetini devam ettirir. Bu durum stres cetvelinin kişiden kişiye değiştiğini gösterir. Burada vücudun vermiş olduğu tepki seviyesi denge durumunu aşarsa, stres cetveli kontrol altında tutulamıyor demektir. Sonrasında ruhsal gerilim başlar ve kontrol kişinin elinden çıkar. Oysa stres cetvelini denge seviyesinde tutmak kişinin elinde olmalıdır.
Stres Cetvelinde Denge Nasıl Kurulur?
Sebepler ararız zaman zaman kendimizi mutlu etmek için. Bazen ailece bir pikniğe gider, bazen şehrin en güzel manzarasında ruhumuzu dinlendiririz. Kimi zaman başkasına yapılan küçük bir iyilik, bütün sıkıntılarımızı unuttururken, kimi zaman da sevdiklerimizle zaman geçirmek bizi yeniden hayata bağlar. Stres elbette vardır. Bunda denge olduğunda ve dengenin kontrolü bizde olduğunda elbette sorun yoktur.
Vücudumuz bir hadise ile karşılaştığı vakit, genetik yapımız metabolizmamıza bir takım emirler gönderir. Yetiştiğimiz hayat şartları, vücudumuzda bir tepki politikası meydana getirir. Bu tepkinin içinde alışkanlıklar, inanç ve sosyal davranışlar gibi
Ayşe’nin Kıskançlık Stresi
Ayşe beş yaşında, ailenin en çok ilgilenilen, bir dediği iki edilmeyen, çok sevilen bir üyesi iken Yusuf diye bir kardeşi dünyaya gelir. Ayşe, bu duruma ilk başta çok sevinir. Ancak zamanla Yusuf, bütün alakayı üzerine toplar. Evin göz bebeği olan Ayşe, bir anda ikinci plana itilir. Bu durum beş yaşındaki Ayşe’yi derinden sarsmıştır. Ayşe artık gülmüyor, oyun oynamıyor, kendisine alman hediyeleri bile kabul etmiyordur. Ayşe, yaşadığı ortamda kendisini değersiz hissetmiş ve bu durumu kabul- lenememiştir. Bunun sonucunda vücudu bir tepki(stres) oluşturmuş, bu tepki seviyesi stres cetvelindeki denge durumunu aşmış, Ayşe’nin kaldıramayacağı boyuta gelmiştir.
Burada Ayşe’nin tepki politikasını oluşturacak en önemli unsur ailedir. Yeni kardeş Yusuf’un zayıf, korunmasız, desteğe ihtiyacı olan ve onu koruyacak, ona sahip çıkacak kişinin de büyük kardeş olarak Ayşe’nin kendisi olduğu anlatılmalıdır. Böylece Ayşe, kendisine olan ilginin azalmadığını, aksine kardeşinin kendisine ihtiyacı olduğunu anlayacaktır. Bu durum kendisine olan özgüvenini artıracak ve stres cetvelindeki tepkisi azalacaktır. Artık Ayşe, hayata daha güçlü, daha mutlu olarak devam edecektir.
Kenan’ın Sınav Korkuş□
Kenan, evin kapısını sertçe kapatır, “©١٨٦٧- yor işte ” diye olabildiğince bağırarak adımını sokağa atar. Etrafındaki kendine bakan birkaç göze aldırış etmeksizin koşar adımlarla evden uzaklaşır…
Kenan, lise son sınıf öğrencisidir. Sınava bir aydan az zaman kalmıştır. Daha on beş da- kika önce ise dershaneden gelmiş ve deneme sonucunu annesine göstermiştir. Durum çokta iç açıcı değildir. Böyle giderse Kenan’ın istedi- ği bölüme gitmesi çok zordur. Anne Kenan’a “Bak teyzenin çocuğuna, tıp fakültesi okuyor. Hatice ablanın oğlu bölümü birinci olarak bi- tirmiş, böyle giderse sen bir bölüm bile kaza- namayacaksın!” Artık Kenan’ın bütün kazan- ma isteği kaybolmuştur.
Pek¡,٢١٧٢٧٨٦ لاط^ nasıl gelinmişti(•?
Daha ilköğretim yıllarında iken bir öğren- ciyi arkadaşlarıyla, komşularıyla, akrabalarıy- la kıyaslamak bir yere kadar itici güç olur. Bu yer, zekâ seviyesi ve eğitim imkânlarına göre değişen bir denge durumudur. Stres cetvelin- de eğer bu denge durumunu aşmışsak yavaş yavaş karamsarlığa kapılırız. Var olan kapa- sitemizi kullanamaz, yapabileceğimiz şeyleri yapamaz hale geliriz.
insanları, eşit zeka seviyesinde olmadıkla- rı için bir biri ile kıyaslamak yanlıştır. Sayısal dersleri yapamıyorsak bu sözel dersleri de ya- pamayacağımız anlamına gelmez. Derslerde başarısız olduğumuz zaman bu hayatın tama- mında başarısız olduğumuz anlamına gelme- melidir. Kişi, yeteneğinin farkına varıp kendi- sini o yöne doğru yönlendirmelidir. Bu durum kişiye sevdiği işi yapma ve mutlu olma yolunu açar.
Sosyal statüde alt basamakta olmak, yukarısının özlemini çekmek, kişiye yön verenlerin ürettiği bir sistemdir. Kişilerin sürekli altlardan kurtulup üst basamaklara çıkmaya çalışma gayreti çağımız tarafından üretilen, kendine has stres kaynaklarından en yaygınıdır.
Statüko ve İş Hayatındaki Stres
Kişinin sosyal hayattaki mevcut durumu„ bu durumunu elde etme ve koruma gayreti en önemli stres kaynaklarından biridir. “Kişi sosyal hayatın ne kadar alt basamağında ise o kadar çok stres altında kalmaya meyillidir.” dense de bu gerçeği yansıtmamaktadır. Sosyal statüde alt basamakta olmak, yukarısının özlemini çekmek, kişiye yön verenlerin ürettiği bir sistemdir. Kişilerin sürekli altlardan kurtulup üst basamaklara çıkmaya çalışma gayreti çağımız tarafından üretilen, kendine has stres kaynaklarından en yaygınıdır.
Belli bir zaman sonra kişi, hayatın gerçek manasını anlayamamış madde temelli bakış açısına sahip çevrenin, kendisine dayattığı sosyal konuma ulaşamadığında stres cetvelindeki denge durumu bozulacaktır. Bu durumda kişi kendisini mutsuz hissedecek ve sürekli gergin olacaktır. Sosyal statükoda bulunduğu konumdan ziyade başkalarımn ne istediği önemli hale geldiğinde, durumun kontrolü kişinin elinden çıkar.
Haşan Bey bir kurumda güvenlik görevlisidir, insanların mallarını, canlarını koruyup güvenliklerini temin ettiği için mutludur. Çünkü kendisinin sağladığı güvenli ortamdan fırsat bulan insanlar, güzel işler çıkartmaktadırlar. Bu hissiyatla kendisine emanet edildiğini düşündüğü bir sosyal statükoyla mutludur. Her ne kadar birileri “alt sosyal statükoya sahipsin” deseler de almış olduğu sorumluluk, zihnindeki bu sorulara cevap üretecek kabiliyete ulaşmıştır.
Artık kendisinin ne kadar önemli olduğunun farkındadır. Bu durum Haşan Bey’in sosyal statükoda ne kadar alt basamaklarda olursa olsun mutlu olmasına yetmektedir. Bu mutluluk ise binlerce kişide oluşan sosyal statükonun ortaya çıkarttığı stres cetvelindeki denge bozukluğunu lehine çevirebilmesine imkan vermiştir. Kendisinden sosyal statüko olarak üst basamaklarda gösterilen kişilerden de daha huzurlu bir hayat yaşamaya muvaffak olabilmektedir.