Terzinin Suçu Yok
Bir padişaha komşu krallıktan gayet kıymetli bir kumaş hediye edilir. Padişah, terzibaşısını çağırarak kendisine bu kumaştan bir kaftan dikmesini emreder.
Terzibaşı ölçüp biçtikten sonra: “Padişahım, bu kumaştan size kaftan çıkmaz” der.
Ertesi gün saray dışından bir terzi çağırırlar. Adam, kumaşı ve padişahın bedenini ölçüp biçtikten sonra, istenilen kaftanı yapacağını taahhüt ederek kumaşı alır götürtür. Birkaç gün sonra kaftanı getirir. Padişah, kaftanı çok beğenir, terziye ihsanlarda bulunur.
Padişah bir gün şehri gezerken, kendi kaftanının kumaşının aynısından bir kıyafet giymiş çocuk görür. Çocuğun kim olduğunu sorar. Padişahın kaftanını diken terzinin oğlu olduğunu bildirirler. Padişah terziyi buldurur ve sorar:
“Usta, benim kaftanın parçasını nereden buldun?”
- Efendimizin kaftanından artan parçadır.”
“Peki, bizim terzibaşı bu kumaş yetmez demişti, sen ise hem kaftanı çıkardın hem de parça artırıp oğluna kaftan yaptın; hikmeti nedir bu işin?”
“Efendim, terzibaşınızın oğlu benimkinden büyüktür, onun ‘çıkmaz’ demesinin hikmeti budur!”