Genel

TİNKAL’DEN SODYUM HİDROKSİT ÜRETİMİ

Günümüzde bir türlü kurulamayan sodyum hidroksit-klor pazar dengesi nedeniyle sanayide darboğaz yaratan sodyum hidroksit açığı, ülkemizin sahip olduğu zengin sodyum borat yatakları değerlendirilerek kapatılabilir. Ayrıca bu yöntem, endüstriyel ölçekte uygulanmaya konulduğunda, bor cevheri dışsatımından, bor ürünleri dışsatımına geçileceğinden ve sodyum hidroksit dışalımına gerek kalmayacağındır, büyük miktarda döviz kazancı olacaktır.

Kimya, tekstil, kâğıt, metalürji ve gıda sanayilerinin ana girdisi olan sodyum hidrosit, 18. yüzyıl ortalarından beri ticari olarak kullanılma-va başlanmıştır.

Arı, susuz sodyum hidroksit (NaOH), molekül ağırlığı 39.998 olan beyaz renkli bir katıdır. Deriyi yakıcı bir özellik gösterdiğinden sanayide, genellikle sud kostik olarak adlandırılır. Sudaki çözünürlüğü yüksektir ve çözeltileri kuvvetli bazik özellik gösterir.

Sodyum hidroksit, sodyum tuzlarını oluşturarak kuvvetli asitleri nötralleştirmede ve böy-lece suda çözünmeyen maddeleri çözünebilir sodyum tuzları haline getirmekte, ağır metalleri hidroksitleri halinde çöktürmekte, sulu çözeltilerin asitlik derecesini kontrol etmekte ve daha pek çok işlemde kullanılmaktadır.

Pazarlanabilir sodyum hidroksit üretimine ilk defa kostifikasyon yöntemi ile Leblanc soda üreticileri tarafından 1853’de Lancashire (ingil-terej’de başlamıştır. Bu yöntemle elde edilen rodyum hidroksit çözeltisinin derişimi % 10 dolayındadır.

1893 yılında H. Y. Castner cıvanın, sodyum klorür (NaCI) çözeltilerinin elektrolizinde, katot olarak kullanıldığı bir prosesin patentini almıştır Aynı yıllarda diyaframlı elektroliz yöntemiyle sodyum hidroksit üretimi prosesi de ge-
’ TÜBİTAK — AJVBEAE, Kimya Araşt-rma Bc’lümü, Araştırma Asistanı.
Bu yazıda, TÜBİTAK Marmara Bilimsel ve Endüstriyel Araştırma Enstitüsü (MBEAE) Kimya Bölümü’-nde, kimya sanayiinin temel girdilerinden olan sodyum hidroksit üretimi için, yerli kaynaklar değerlendirilerek geliştirilen orijinal bir yöntem kısaca tanıtılıyor. Dileğimiz, Türkiye’de açığı bulunan ve dışsatım olanakları olan kimyasal ürünlerin, yerli hammaddeler kullanılarak üretilmesine iyi bir örnek niteliğindeki bu yöntemin en kısa zamanda endüstriye aktarılması.

liştirilmeye başlanmıştır. Bu yöntemde elektroliz İkinci ürünü klor gazıdır. Klorun tüketim alanları arttıkça, sodyum hidroksit üretimi de kostifikasyon (kireç-soda) yönteminden sodyum klorür çözeltilerinin elektrolizi yöntemine kaymış ve 20. yüzyılın ikinci yarısında dünya’da hemen hemen tüm sodyum hidroksit, bu yöntemle üretilmeye başlanmıştır.

Son yıllarda klorlu bileşiklerin çevre sağlığı açısından sorunlar yaratması bu bileşiklerin üretimine sınırlandırmalar getirmiştir. Örneğin, klorokarbonların kanserojenliği, flürokarbonların atmosferin ozon tabakasına olumsuz etkisi gibi. Öte yand’n sanayi atıklarının nötrolleştirilmesi sodyum hidroksit istemini daha -da arttırmıştır. Bu nedenlerle 1980 yılında ABD’de sodyum hidroksit isteminin % 4.4’lük bir artış göstermesine karşılık klor İstemindeki artış ancak r,’r 2.0 olmuştur.

Sodyum hidroksit ve klor istem dengesinin bozulmuş olması sodyum hidroksitin sodyum klorür elektrolizinden başka kaynaklardan üretilmesi için yapılan çalışmaları hızlandırmıştır.

Ülkemizde de aynı nedenlerle sodyum klorür elektrolizine dayalı sodyum hidroksit üretimi yurt içi istemini karşılayacak şekilde arttırı-Irrrsmaktadır. Sodyum karbonat-kireç yöntemi ile üretilmesi ise ancak ABD. gibi doğal soda (trona, Na2C03. NaHC03. 2H20) yataklarına sahip ülkelerde kârlı olabilmektedir,

Türkiye dünya sodyum borat (tinkal, Na2B407.10H2O) rezervlerinin yaklaşık 3/4’ üne sahiptir. Ülkemiz sahip olduğu bu zengin yatakları sadece hammadde dışsatımcısı olarak değerlendirebilmektedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir