TÜMÖR DOKUSUNUN MİKROSKOBİK ÖZELLİKLERİ VE İNSİTU KANSER

TÜMÖR DOKUSUNUN MİKROSKOBİK ÖZELLİKLERİ VE İNSİTU KANSER:kronik-granulositer-losemi

Tümör dokusunun yapısı mikroskobik olarak incelendiğinde, başlıca iki öğeye rastlanır. Bunlar “Tümör parenkimi” ve “Tümör stroması”dır. Tümör parenkimi anormal üremiş tümör hücreleri tarafından oluşturulur. Tümör stroması ise tümör parenkimini taşıyan çeşitli hücre ve liflerden kurulmuş olan tümör iskeletidir. Tümörler ayrıca damar ve sinirleri de içerirler. Selim tümörlerde tümör pa:renkimi ile tümör stroması arasındaki oran, hemen hemen kaynaklandıkları dokunun normali parenkim/stroma oranına eşittir. Habis tümörlerde ise bu oran bozulmuştur. Tümörün bazı yerlerinde hiç stroma bulunmazken, bazı yerlerinde de hiç parenkim bulunmayabilir. Gerek habis gerekse de selim tümörler, daima kaynaklandıkları dokuya benzemeye çalışırlar. Selim tümörler kaynaklandıkları dokuya büyük benzerlikler göstermekle birlikte, habis tümörler genellikle bunu başaramazlar.

Hücrelerin normal dokuları oluşturabilmeleri için, belli başlı beş özelliğe sahip olmaları gerekir. Bu özellikler şunlardır: 1) “Formatif özellik ’: Bu özellik,hücrenin belli bir doku için belli bir biçime kavuşması ve doku için özgün olan dokusal yapıları oluşturabilmesidir. Örneğin bir tükürük bezi hücresinin özel biçimini alması ve diğer hücrelerle yan yana gelip bez dokusunu oluşturması, tükürük salgılayan hücrenin formatif özelliğidir.

2) “Koordinasyon özelliği”: Bu özellik, bir cins hücrenin en aşağı diğer bir cins hücre ile beraber üremesidir. Örneğin kan hücreleri, diğer kan hücreleriyle birlikte ürerler.

3) “Fonksiyonel özellik”: Her hücrenin yapısına katılmış olduğu dokunun görevi doğrultusunda çalışabilme özelliğine fonksiyonel (işlevsel) özellik denilmektedir. Örneğin bir tükürük bezinin, bez epiteli hücresinin tükürük salgılaması gibi.

4) “Generatif özellik”: Hücrenin düzgün ve ölçülü bir biçimde çoğalması özelliğine generatif özellik denilmektedir.

5) Hücrenin kendisi için sınırlanmış bölgeyi aşmaması özelliği: Selim tümörleri oluşturan hücrelerde yukarıda saydığımız bu beş özellik fazla değişmediğinden, bu iümörler kaynaklandıkları dokulara benzerler. Buna karşılık habis tümör hücrelerinde bu beş özellik değişik ölçülerde bozulduğundan, habis tümörler kaynaklandıkları dokulara benzemezler. Formatif özelliğin kaybedilmesi sonucu ortaya çıkan hücreler, normalden farklı biçimde olurlar. Bilindiği gibi bu duruma “Anaplazi”, “Atipi” denilmektedir. Tümör hücreleri farklılaşma merdiveninin ne kadar alt basamaklarında takılırsa, atipi yeni anaplazi o derecede ağır olur. Tümörlerde farklılaşmada, atipi çoğalma bozuklukları ile klinik habis özellik ve tedaviye yanıt arasında bir ilişkinin varlığı, araştırılmıştır. Bunun sonucu olarak da habis tümörler, içlerinde taşıdıkları farklılaşmış hücrelerin miktarına göre 4 dereceye ayrılmıştır. Buna göre birinci derecedeki habis tümörlerde farklılaşma iyi olan hücrelerin sayısı çoktur. 4. derecedeki habis tümörlerde ise farklılaşması iyi olan hücrelerin sayısı azdır. 2. ve 3. dereceler ise bu oranların arasında yer alır. Farklılaşma derecesi l’den 4’e gidildikçe, tümörün habis özelliği mikroskobik yönden artmaktadır. Fakat bu artış tümörün kliıük habis özelliği ve hastanın geleceğiyle ilgili jkesin bir bilgi vermemektedir. Bilindiği gibi, epitel hücrelerinin habis tümör hücresi özelliği kazanmasıyla ortaya çıkan hücrelere “Kanser hücresi” denilmektedir. Normal bağdokusu hücrelerinin habisleşmesiyle ortaya çıkan habis tümör hücrelerine de “Sarkom hücreleri” denilmektedir.

Kanser hücreleriyle onlara çatı görevi üstlenmiş olan tümörün normal ya da habisleşmiş bağdokusu stroması arasında altı çeşit yapısal ilişki vardır. 1) “Alveoler kanser”: Burada kanser hücreleri bağdokusu stroması ile çevrilmiş kitleler yaparlar.

2) “Solid kanser”: Burada kanser hücreleri, bağdokusundan oluşmuş olan tümör stroması içinde dağılmışlardır.

3) “Adenokarsinom”: Burada kanser hücreleri tümörün bağdokusu stroması içinde halkalar oluştururlar.

4) “Sikirö karsinom”: Burada habis tümör dokusu, bağdokusu stromasmdan çok zengindir.

5) “Karsinosarkom”: Bu tipte tümör hem kanserleşmiş epitel hücrelerinden hem de habisleşmiş bağdokusu hücrelerinden oluşmaktadır.

6) “İnsitu kanser”: Bu tip kanserlerde kanserleşmiş epitel hücreleri yalnız epitel hücrelerinin oluşturduğu doku tabakası içinde sınırlanmıştır.

Yani dokunun daha derin katlarına yayılmamıştır. Kanser yıllarca “İnsitu kanser” biçiminde kalabilir. Bu dönemde teşhis edilen kanserler % 100 tedavi edilirler. Kanserde erken teşhiste istenen en iyi amaç, kanseri “İnsitu Kanser” devresinde yakalamaktır.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*