VOLKANLAR, OLUŞUMLARI YE EGE DENİZİ’NDE GÜNÜMÜZDEKİ ET
KİNLİKLER
Dünyamızın derinliklerindeki magmanın yeryüzündeki faaliyetlerine Volkanizma denir. Bu esnada, katı, sıvı ve gaz hallerde yeryüzüne çıkan magma, değişik türlerdeki volkanları oluşturur. Magmanın yeryüzüne ulaşması ile oluşan volkan (yanardağ) lar, yerkabuğunun derinliklerindeki bu çoğunlukla eriyik haldeki maddeleri içeren magmatik hazine ile yeryüzü arasındaki ilişkiyi sağlıyan bir delik veya bacadırlar. Bu delik, ya da bacadan fışkıran magma ürünlerinin büyük bir ‘kısmı, onun çevresinde koni şeklinde birikerek “Volkan konisi”ni meydana getirirler. Volkan konisinin tepesindeki çukurluğa ise “krater” adı verilir. Volkanik faaliyette en önemli rolü, yerkabuğunun derinliklerindeki iç basınç ve gazlar oynar. Normal olarak, yüksek basınç altında magma içinde erimiş halde bulunan gazlar, basıncın çeşitli etkenlerle azalması ile magmadan ayrılarak, büyük bir güç ve hızla yeryüzüne çıkmak isterler. Basıncın azalması ile magma köpürür, hafifler ve daha akıcı bir hal alarak, daha kolay püskürme özelliği kazanıp yeryüzüne doğru hareket eder.
Volkanların çıkardığı elemanlar 3 grupta toplanır : 1 — Gazlar, 2 — Parça halinde katı maddeler (piroklastikler), 3 — Sıvı haldeki lavlar. Volkanlardan çıkan gazların çok büyük bir kısmı su buharı ve C02 olup bunlar, volkanların faaliyeti sırasında bulutlar şeklinde püskürtüldükleri gibi, şynı zamanda sıvı halde yeryüzüne gelen lavlardan ve az çok sıcak bir şekilde fırlatılmış olan katı parçalardan da çıkarlar. Gazların çıkışı, püskürme sırasında fazla ve hızlı, volkanın sönmüş safhasında ise az miktarda ve yavaş olup, günlerce, yıllarca sürebilir. Volkanlardan şiddetli püskürmelerle çıkan sıcak, pnrça halindeki katı maddeler, yeryüzüne çıkar çıkmaz hemen soğurlar. Piroklastik adı verilen bu katı maddeler farklı bileşim, büyüklük, renk ve şekillerde olup, bu özelliklerine göre çeşitli isimler alırlar. Örneğin, vclka’nik küller, çok ince taneli volkanik elemanlardır ve büyüklükleri 1 mm. yi geçmez. Tüf-ler 1 mm.-4 mm büyüklükte olurlar. Lapilli’lerin boyları 4 mm.-50 mm. arasında değişir. Volkanik bloklar, 5 cn.-50 cm. büyüklükte olurlar.
Volkan bombaları, iki ucu sivri volkanik bl< lardır. Süngertaşları, silisçe zengin magmar ürünü olup bol gözenekli ve hafiftir, özollil küçük boyutlu piroklastik elemanlar, volkan ‘ sıtasıyla binlerce metre yükseğe püskürlııldı leri gibi, su buharı ve diğer gazlarla birlik rüzgârlarla çok uzaklara sürüklenir ve goı bir alana saçılırlar. Volkanlardan çok sıcak ı rak çıkan sıvı haldeki lavlar ise çevreye u rak yayılır ve yavaş yavaş soğuyarak katıla: lar. Magmanın bileşimine göre bu taşlaşan I lar, bazalt, andezit, dasit, riyolit, trakit vb. isi ler alırlar.
Öte yandan, volkanların püskürme çekili ve püskürme evreleri de farklı olup, araştır lar tarafından 6 ana tip volkan belirlenmişti
1 — Hawai tip volkanik püskürmede, ( akıcı, bazik (silisi az) lavlar çıkarak kratoı bir göl şekl.inde yığışırlar. Kraterde, kaynayan kazan şeklinde olan bu lav gölünden, arasıra
Yarık yahut
Yanardağ püskürmelerinin çeşitli şekilleri
fıskiyeleri yükselir Gazlar, lav parçalarını da birlikte sürüklerler.
2 — Stromboll tip püskürmede, lavlar daha az akıcıdır ve gazlar güçlükle ayrılırlar. Püskürmeler kısa sürelerle, 15-20 dakikada bir ve küçük orta şiddette patlamalarla olur. Patlama İle sıvı lav parçaları havaya fırlıyarak krater içine ve çevresine düşer. Baca ve kraterdeki magma, iki patlama dönemi arasında katılaşmaz ve volkan sürekli olarak aktiftir.
3 — Vulkano tip püskürmede magma, dalı. ı ağdalıdır ve patlamadan sonra hemen kabuk bağlıyarak katılaşır. Kabuğun altında gazlar toplanır ve iki püskürme dönemi arasında yıllarca süren uzun bir zaman geçer. Her püskürmede kabuk yeniden parçalanır ve bu parçalar, püskürme sırasında gelen katı piroklastik-lerle birlikte havaya saçılarak, uzak mesafeler kat eder. Her püskürmeden sonra, baca tıkanır ve uzun bir suskunluk dönemi başlar. Bu olay periyodik olarak süregelir.
4 — Vezüv tip volkanik püskürme ise, Vulkano tip püskürmenin daha şiddetlisi olup, çok uzun bir sessizlik safhasından sonra ani, çok büyük şiddette oiur ve çevresinde can kaybına neden olur.
5 — Pele tipi püskürmelerde, uzun bir ara-
Ege Bölgesi’ndeki yitme zonunu gösteren kesit.
dan sonra duman ve küllerin çıkmasıyla başlı-yan püskürmeyi, şiddetli bir patlama izler. Son derece koyu olan lavlar, yavaş yavaş baca içinde yükselir ve merkez kanal tıkandığından, volkan konisinin yamaçlarındaki yarıklarda, tali bacalarda püskürme oluşur.
6 — Son tip olan İzlanda tip püskürmede ise, çok akıcı olan lavlar, yarıklardan yavaş yavaş çıkarak çok uzak mesafelere yayılırlar ve bazen üst üste yığılıp koniler de oluştururlar.
Yedi tane ana litosfer levhası yani yerin ıkatı dış kabuğunun sınırları bir dünya haritasına işlenmiş görülmektedir; oklar birbirlerine yönelikse yakınsayan levha, kenarı eğer birbirlerinden ters yende iseler ıraksayan levha söz konusudur.
Son yıllarda yapılan çalışmalarla, yeryuvarının yapısı ve hareketleri ayrıntılı olarak incelenmiş ve levha tektoniği (Plate Tectonics) kavramı oluşturulmuştur. Bu kavrama göre dünyanın dış kısmını, yaklaşık 75-100 km. kalınlıktaki ve rijit özellikteki “Litosfer” oluşturmaktadır. Litosfer, T büyük ve yaklaşık 12 küçük parçadan oluşup, plaka adı verilen bu parçalar, litosferin daha altında yer alan ve daha yumuşak ve kısmen akıcı olan “Astenosfer” üzerinde yüzer durumda ve birbirlerine göre hareket halindedirler. Kıtalar ise, kendilerinden çok da-tıa kalın ve büyük olan plakalar içine gömülmüş ve bunlar üzerinde pasif olarak taşman yolcular niteliğindedirler. Dünyadaki volkanların büyük bir kısmı, bu hareketli plakaların birbirlerinden uzaklaştığı, yerkabuğunun tansiyon (gerilme) bölgelerinde ve plakaların yaklaşarak birbirleri altına daldığı, kompresyon (sıkışma) zonlarında sıralanmışlardır. Volkanların az bir kısmı da bizzat plakaların içinde yer almışlardır ve bu plaka ortası volkanizması, magmanın yüzlerce km. derinlikten, henüz sebebi tam bilinmiyen bir mekanizma ile ani ısı darbesi (hot spot) yükselmesi ve zayıf kırık noktalardan ,,ı——-”
Akdeniz’de^ a^tlf yitim ro
ve Ege Denizime oluşturdu
Ada Yayı volkanlzrn&s>-
p Porghyrion
L L i kodes
Methana
Kr Khristiana
T Thebes
H H. Loanni*
M : Milos
Y Yelli
Z Zilerio
C Crommiyo01*
5 San tor ini
K Koj
An : Anidhros
A Achillef on
Ae Aegino
Ap : AntiparoJ
N Nysiros
P* : Poros
yarıklar, alttan yine sıvı mı
uuMdiaraan vervüzünp
taST’ i-, °!u5ur- “aki,larm
7 , b0|ge>er ise genellikle okyanus dİDİPri Af.-ı, yaKiasm …….. vıı
olup bu suretle açılan büyük ve km İp™ h» Plakasının, Anadolu ve Ege Denizi
nanıstan’m da yer aldığı Ege-Anadolu pl<
– w —,vj^ıuiaraK, yeni kabuK uıuşumıı sa{ ve bu surette bazaltik volkanizma meydan, lir. Plakaların birbirine yaklaştıkları durum önce çarpışma olur, sonra Ya birbirleri üz binerek sıkışırlar, ya da bir‘. diğerinin dalar. Plakalardan, nispeten daha ince ola diğerinin altına dalmasına ve âttaki Aster re kadar ulaşıp içine batmasına’ yitim (Su tion) adı verilir. Bu olayda, litosferin bntnı mı Astenosfer içinde eriyerek kaybolur. II retle yaklaşık 150-300 km. derinliklerde yo magma oluşur ve üstteki plakaya doğru ) Iprek yeryüzüne çıkıp volkanları ‘meydana rir. Mi|yon|arca yıl süren olayda, şayo teki plaka üzerinde bir deniz yer alıyorsa yüzüne çı|çSn magma bu denizde volkanl başlatır. Volkanizma ile volkanik adalar ol ya başlar ve bunlar genellik!*3 bir yay şo sıralı olarak rneydana gelirler* Denizde < bu volkanik adalara “Volkanik Ada Yayı” e rilir.
Yitim olayı ve ada yaV1 volkanizrr yeryüzündeki tipik bir örneği de Akdeniz
si nde, Türkiye’nin yakınında bulunm b çarpışması ve bugünkü Girit Adası’nın güne-Inde alta dalması sonucu bir yitim zonu nıey-ana gelmiş ve bu bölgedeki Astenosfer içine alan Afrika plakasının kenar kısmı, 12 milyon ılda eriyerek, 3 milyon yıldan beri Ege De-iz’inde bir ada yayı volkanizması oluşturmuştur. Şekil 3 ve 4). Afrika plakası, günümüzde de ılda olasılıkla 2,5-2,7 cm. lik bir hızla Ege-Ana-lolu plakacığı altına dalmaya ve aktif volkanla-ı beslemeğe devam etmektedir. Ege Denizi’nde. ıltme zonundan türeyen volkanlar, çift ada yayı îeklinde bir dizilim gösterirler. Bunlardan güneydeki Crommyonia, Aegina, Methana, Poros, Vîilos, Santorini, Khristiana, Anidhros, Nysiros ve Yelli volkanik merkezlerini içeren bir dış yay ile kuzeydeki Porphyrion, Thebes, Zileria, Achilleion, H. lonnis, Antiporos ve Kos Adası’n-daki volkanik merkezleri içeren bir iç yaydır. Bu volkanik merkezlerden GB Anadolu’ya en yakın olanlar Nysiros ve Yelli Adaları, güneydeki ada yayının en doğu ucunu oluştururlar. Bu adalardaki volkanizma halen, aktif olup yaklaşık 200.000 yıl kadar önce ilk kez deniz altında başlamış, gittikçe artan lavlar katılaşarak bu adaları oluşturmuş ve çeşitli volkanik ürünler getirmiştir. Volkanizma ayrıca, Nysiros Adası’nın yakınlarında küçük bazı adacıklarda ve Kos Adası’nın batı ucunda da etkin olmuş (Şekil 5) ve deniz üzerinde küçük volkanik adacıklar meydana getirmiştir. En büyük volkanik merkezin bulunduğu Nysiros Adası, tamamen büyük bir volkan konisi şeklinde olup, adada halen sıcak gaz ve su buharı çıkışları izlenmektedir. Nysiros Adası’nda etkin olan volkanizma, Vulkano tipte olup iki
Nysiros Adası ve çevresindeki volkanizma.
püskürme dönemi arasında yıllarca süren uzun bir zaman geçmektedir. Adada M.S. 1700 yılından bu yana 3 kez püskürme olmuştur. Bir başka deyişle yaklaşık 100 yılda bir püskürmenin görüldüğü adada son püskürme 1888 yılında meydana gelmiştir. Bu hesaba göre, çok yakın bir zamanda yanardağ yeniden faaliyete geçecektir. Zamanımızdan yaklaşık 30 -40.000 yıl kadar önce adada oluşan çok şiddetli volkanik püskürmeler ile bol miktarda katı volkanik ürünler havaya saçılarak km. lerce uzaklara yayılmış, bu arada Güneybatı Anadolu’nun en ucunda yer alan ve Nysiros Adası’na yaklaşık 18 km. uzaklıkta olan Datça Yarımadası’na da düşmüşlerdir. Patlama ile havaya saçılan volkanik malzeme o denli fazladır ki Datça Yarımadası’nda bugün 30-40 m. kalınlıkta tüf yatakları oluşturmuştur. Başlangıçta, Datça Yarımadası’nın batısının büyük bir kısmının bu volkanik ürünlerle örtülmesine karşın, zamanla yağmur ve akarsuların etkisiyle aşınarak çoğu yok olmuş, bugün ancak çukur havzalarda yığışanlar korunup kalabilmişlerdir. Büyük bir çoğunluğu tüf olan, içlerinde yer yer lav parçaları, volkan bombaları ve süngertaşı parçaları içeren bu volkanik ürünler daha çok Datça Yarımadasındaki Çeşmeköy ve Belemköy çevresinde yer alırlar. En kalın olarak izlendikleri bu yörede, değişik renk ve tane boyu özellikleri gösteren yatay tabakalar şeklinde izlenirler ve bu da Nysiros Adası’ndan salt tek bir püskürme ile değil, fasılalı birkaç püskürme ile geldiklerini gösterir. Bugün Nysiros Adası’ndaki volkanik ürünlerle, Datça Yarımadasındaki volkanik ürünlerden, arazide toplanan örneklerde, MTA Enstitüsü Jeoloji Dairesi, İstanbul Üniversitesi Yerbilimleri Fakültesi ve Ege Üniversitesi Yerbilimleri Fakültesi’nce ortak olarak oluşturulan “Batı Anadolu Tersiyer Magmatizması ve Stratigrafisi” projesince laboratuvar çalışmaları yapılmaktadır. Örneklerin kimyasal analizleri yapılmış ve bunların eş köken ve bileşimde oldukları saptanmıştır. Arazide yapılan jeolojik çalışmalar da, Datça Yarımadasındaki volkanik ürünlerin, Nysiros Adası’ndan havadan gelip düştüğünü kanıtlamaktadır. Örneğin, yarımadanın ortasındaki Yarıkdağ çevresinden daha batıya, Nysiros Adası’na doğru gittikçe volkanik ürünlerde tane boylan büyümektedir. İnce külden, k^ba küle, sonra lapilli ve volkanik blok ve bombalara geçip tane boylarının büyümesinin yanısıra hacim olarak ta fazlalaşarak gittikçe sıklaştıkları izlenmiştir. Volkan bombalarının en irileri yarımadanın batı ucundaki antik Knidos şehri çev-meinHa nlım /io 50 cm büyüklüğe erişmektedir-