Önceleri bu durumu önemsemediler ama, ardışık denemeler sonunda, çok hafif hava hareketlerinin bile Toryum etkinliğinin büyük bir kısmını giderdiği belirlendi. İki bilgin bu durumu yorumlayarak, Toryumun sürekli olarak radyoaktif bir gaz yaydığını düşündüler. Bir yıl sonra öngörüleri gerçekleşti ve Alman fizikçisi Dorn, Radyumun bozunma ürünü Radonu buldu.
Radyoaktif bozunma dizilerinde,*, (3 ve ışınımları yaparak ardışık dönüşümlere uğrayan elementler, bir tanesi dışında -ki bu da Radondur- katı maddelerdir. Doğada, kayaların içinde ya da toprak katmanlarındaki radyoaktif maddeler ancak depremler, toprak kaymaları vb. doğal hareketlerle yer değiştirebilirken, Radon gaz olduğu için hemen atmosfere karışabilir.
Radon ve bozunma ürünleri, çevremizde taban ışınım dozajının önemli bir bölümünü oluştururlar. Solukla ciğerlere alınan Radon gazı, ** ışınları yayarak Polonyuma bozun- masını sürdürür. Alfa ışınları ise dokuları bozmasıyla bilinir.
Evlerimizde çeşitli Radon kaynakları vardır. Öncelikle toprakta bulunan bu gaz, temellerden ve oda tabanlarından sızabilir. Radonlu topraklardan yapılmış tuğla ve betonlarla, bu tür topraklardan geçen su ve gaz boru hatları da kaynaklar arasındadır. Kimi güneş enerjisi evlerinde ısıtılan kayaların etkisi de gözlenmiştir. Böylece, ev içi Radon derişimleri, dış çevredekinin birçok katına ulaşabilir. Örneğin İsveç evleri alüminyum sülfat ve potasyum sülfat içeren, katmanlı yapıya sahip bir kaya türü ile yapılmaktadır. Bu evlerde Radon derişimi oldukça yüksektir.
Radon derişimleri, m3 başına nano-Curie birimiyle ölçülür. Bir nano-Curie, bir saniyede 37 atom parçalanmasını gösterir. ABD’de, evlerdeki Radon derişimleri 0,3-3.1 nano Cu- rie/m3 değerleri arasında değişmektedir. Bu değerler düşük dozlara karşılık olmaktaysa da, öbür radyoaktif maddeler gibi, uzun süre Radon ışımalarıyla karşılaşma, insanlarda ciğer kanseri olasılığını arttırır. Bir araştırmaya göre Radon ışımaları, ciğer kanserinden ölümlerin % 10 kadarına neden olabilmektedir. Bu oran, çok önemli sağlık sorunlarına yol açabilir.
Doğal olarak toprakta bulunduğu için Radondan sakınmak oldukça zordur. Gene de konutlardaki Radon düzeyini düşürmenin kimi yolları bulunabilir. Malzeme içindeki Radon düzeyi azaltılabilir. Hava süzgeçleriyle konut atmosferlerinden bu gaz uzaklaştırılabilir. Konut atmosferleri iyonlaştırılır ve bunlarla Radon ürünü iyonlar birleştirilerek giderilebilir. Nihayet, taze hava ile odalar sık sık havalandırılabilir.
YANMA ÜRÜNLERİ
Yanma; karbon monoksit, azot oksitler, öbür gaz kirleticiler ve tozlar üretir. Bu ürünler; gaz fırınları, şömineler, gazyağı yakan soba ve ısıtıcılar, odun ve kömür sobalarında oluşurlar. Fırın ve ısıtıcılar genellikle dışarıyla doğrudan bağlantısı olmayan aygıtlardır. Öbürleri bacalarla dışarıya bağlıdırlar ama, tüm yanma ürünlerinin atılması çok seyrek sağlanabilir. Bu yüzden CO ve NxO derişimleri, konutlarda dış çevredekinin iki katına çıkabilir. Temiz hava standartları, azot oksitler için milyonda 0,05 kısım izni vermektedir. Bacası iyi çekmeyen kapalı bir mutfakta bir saatlik ortalama azot oksitler derişimi bu değeri kat kat aşıp, milyonda 1 kışıma çıkabilir.
Karbon monoksit için temiz hava standartları, sekiz saatlik süre için milyonda 9 kısım (9 ppm) ve bir saatlik süre için milyonda 35 kısımdır. (35 ppm). Evlerde rastlanan tipik derişimler, milyonda 0,5-5 kısım (0.5-5 ppm) arasında değişir. Ancak, gazyağı ya da kömür yakan konutlarda, milyonda 50 kısım (50 ppm) CO derişimlerine çok rastlanmıştır.
Toz derişimlerinin artmasındaki ana etmen, evlerde otuL ranların tütün ve sigara kullanmalarıdır