Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, “Bakanlığımız çalışmaları, TÜBİTAK destekleri ve sektöre sağladığımız yatırım teşvikleriyle farklı yatırımcıları bir araya getirerek, 2020 öncesinde yerli marka otomobilimizi ülkemiz ve dünya yollarında görmeyi hedefliyoruz” dedi.
Işık, kentte bir otelde düzenlenen “Ulusal Otomotiv Tedarik Çalıştayı”nın açılışında yaptığı konuşmada, dünya ekonomisinin bir yandan çok zor, öbür taraftan da fırsatlarla dolu süreçten geçtiğini söyledi.
Türkiye’nin, gelişmiş olanlar dahil birçok ülke günü kurtarmaya çalışırken açıkladığı “Yapısal Dönüşüm Programları” ile yaşanan bu süreçleri orta ve uzun vadede lehine çevirecek adımları attığını dile getiren Işık, “Son aylarda petrol fiyatlarının gerilemesi, Türkiye’ye olumlu yönde katkıda bulunacak. İnen fiyatlar, girdi maliyetlerini azaltarak sanayicimizi daha rekabetçi hale getirecek. Bu durum bir yandan ihracatımızı artırırken bir yandan da düşen petrol fiyatlarıyla cari açıkta da ciddi iyileşmeler sağlayacak. Aldığımız makro ihtiyati tedbirlerle zaten cari açığı belli bir seviyeye çekmiştik. Petrol fiyatlarının geldiği durum itibarıyla ülkenin döviz ihtiyacı daha da makul seviyelere inecek” değerlendirmesinde bulundu.
Düşen petrol ve emtia fiyatlarıyla enflasyonun da Orta Vadeli Programda 2015 yılı için öngörülen yüzde 6,3’ün altında gelme ihtimalinin güçlendiğini aktaran Işık, bu durumun hem Merkez Bankası kararlarına hem de iç tüketime olumlu yansıyacağını belirtti.
“Türkiye, otomotiv üretiminde dünyada 17’nci sıraya yerleşti”
Işık, otomotiv sanayinin, teknolojik gelişmeye yaptığı katkı ile 20’nci yüzyılda yaşanan toplumsal dönüşümün en önemli aktörleri arasında yer aldığına değindi.
Bu rolünü bugün de devam ettiren otomotiv sanayinin, yaklaşık 2 trilyon avro hacminde bir büyüklüğe ulaştığını belirten Işık, şöyle devam etti:
“Bu rakam ile otomotiv sektörü, 5 ülke hariç dünyadaki diğer ülkelerden daha büyük bir ekonomik büyüklüğe sahip bulunuyor. Otomotiv firmaları 2013 yılında yaklaşık 87 milyon adet araç üretti. Ülkemizde ise ithal ikamesi amaçlı traktör ve ticari araçların montaj üretimi ile yola başlayan otomotiv sektörümüz, bugün dünya pazarına yönelik tasarım, Ar-Ge ve üretim yapar hale geldi. Gelinen noktada Türkiye, otomotiv üretiminde dünyada 17’nci sıraya yerleşti. Türkiye, Avrupa Birliği (AB) ülkeleri içinde otobüs üretiminde birinci, hafif ticari araç ve ağır kamyon üretiminde ikinci, otomobil üretiminde ise 7’nci sıralarda yer almaktadır. Ülkemiz otomotiv sanayinin dünya otomotiv ihracatından aldığı pay 2002 yılında yüzde 0,6 iken 2013 yılında bu oran yüzde 1,4’e yükseldi. Bu oranlar, sektör ve ülkemiz açısından oldukça sevindiricidir.”
“Bu tablo bizim için sevindiricidir”
Bakanlığın Girişimci Bilgi Sistemi verilerine göre, otomotiv tedarik sanayinin, 3 bin 143 firma ve 121 bin 417 çalışanı ile büyük bir sektör haline geldiğini bildiren Işık, Türk otomotiv tedarik sanayinin, uluslararası pazarlarda rekabet ettiğine dikkati çekti.
Işık, 2006 yılında 3,2 milyar dolar olan otomotiv tedarik sanayi ihracatının 2013 yılında 6,46 milyar dolara çıktığını söyleyerek, şunları kaydetti:
“Bu ihracat tutarı, toplam otomotiv sektörü ihracatımızın yüzde 35’ini oluşturuyor. Otomotiv tedarik sanayimizin 2023 yılı ihracat hedefi ise 30 milyar dolardır. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, otomotiv yan sanayi 2008-2011 döneminde 1-1,5 milyar dolar, 2012’de 397 milyon dolar, 2013’de 189 milyon dolar dış ticaret açığı vermiştir. O dış ticaret açığının en önemli kalemlerinden birinin motor ve aktarma organları olduğunu biliyoruz. 2014 ocak-ağustos döneminde, otomotiv sanayide 2,4 milyar dolar, yan sanayinde ise 318 milyon dolar dış ticaret fazlası verdik. Artık 2014 itibarıyla tablo tersine döndü. Bu tablo bizim için sevindiricidir.”
Yerli marka otomobil üretimi
Küresel ısınmayla dünyada çevresel faktörler konusundaki bilinç ve beklentinin çoğaldığına da değinen Işık, buna bağlı olarak otomotiv sanayinde araç hafifletme, çevre ve tüketici dostu araç, yeni malzemeler ve yeni teknolojiler konusunda çalışmaların da her geçen gün arttığını anlattı.
Çevreye zarar vermemesi, fosil yakıt kullanmaması ve yakıt maliyetinin az olması nedeniyle otomotiv sektörünün geleceğinde elektrikli araçların büyük rol oynayacağının öngörüldüğünü vurgulayan Işık, şunları söyledi:
“Otomotiv alanında milli teknolojilerin geliştirilmesi için sektörü tüm yönleriyle destekliyoruz. Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) aracılığıyla içten yanmalı motorlu araçların performansını artıracak, elektrikli ve hibrit araçların pil teknolojilerini geliştirecek ve bu araçlarda emisyon azaltılmasını sağlayacak sistemleri üretecek yenilikçi girişimcilere 2,5 milyon liraya kadar destek veriyoruz. ‘Hibrit Elektrikli Araçlara Özel İçten Yanmalı Motor Tasarımı Çağrısı’ ile de hibrit elektrikli araçlarda kullanıma uygun, yüksek performanslı ve düşük emisyonlu içten yanmalı motorların geliştirilmesine yönelik bilgi ve teknoloji üretimini bekliyoruz.”
Ayrıca asgari 75 milyon lira tutarındaki motor yatırımları ile en az 20 milyon lira tutarındaki motor aksamları, aktarma organları/aksamı ve otomotiv elektroniğine yönelik yatırımlara da 5’inci bölge desteği verdiklerini dile getiren Işık, “Bakanlığımız çalışmaları, TÜBİTAK destekleri ve sektöre sağladığımız yatırım teşvikleriyle farklı yatırımcıları bir araya getirerek, 2020 öncesinde yerli marka otomobilimizi ülkemiz ve dünya yollarında görmeyi hedefliyoruz” diye konuştu.
Ar-Ge merkezleri
Dünyada, otomotiv sektöründe kıyasıya bir rekabet yaşandığını belirten Işık, bu noktada ise Ar-Ge, inovasyon ve tasarımın önem kazandığına işaret etti. Işık, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Otomotiv tedarik sanayinde şu anda 41 Ar-Ge merkezi faaliyet gösteriyor. Bu, sektör bazında bulunan en yüksek Ar-Ge merkezi sayısıdır. Ar-Ge’ye verdikleri önemden dolayı otomotiv yan sanayi firmalarımızı kutluyorum. Yakın zamanda Ar-Ge merkezi belgesi almak için gerekli en az 50 Ar-Ge personeli çalıştırma zorunluluğunu 30’a düşürdük. Bu nedenle 41 olan Ar-Ge merkezi sayısının daha da artmasını arzu ediyoruz.”
Otomotiv yan sektörünü rekabetçi yapan en önemli etkenlerden birinin de sektörün tasarım gücü olduğunu belirten Işık, var olan rekabetçiliği daha da artırmak amacıyla tasarımı da aynı Ar-Ge merkezlerinde olduğu gibi yoğun bir şekilde desteklemek amacıyla düğmeye bastıklarını söyledi. Işık, bu amaçla gerekli mevzuat hazırlıklarını yaptıklarını, bununla ilgili güzel haberleri yakında paylaşacaklarını belirterek, tasarımı da aynı Ar-Ge merkezleri gibi destekleyeceklerini ve otomotiv yan sanayinin bu alanda hamle yapmasının önünü açacaklarını vurguladı.
“Kümeleri 5 yıl süreyle destekleyeceğiz”
Işık, bu bölgede otomotiv yan sanayi ile ilgili ciddi bir ekosistem olduğunu anlattı.
Bu durumun aslında sektör şirketlerinin bu bölgede kümelendiğini de gösterdiğini aktaran Işık, “Şirketlerimizi bakanlık olarak hazırladığımız ‘Kümelenme Destek Programı’ndan yararlanmaya, böylelikle hem iş birliklerini hem de rekabetçiliklerini artırmaya davet ediyorum. Bu program ile kümeleri 5 yıl süreyle destekleyeceğiz. Bu faaliyetler için 2015 yılı bütçemizde 12 milyon 750 bin liralık bir bütçemiz var ancak bu bütçenin yeterli olmaması durumunda da inşallah gerekli artırımı yapacağız” ifadesini kullandı.
“Konunun detayları netleştikçe sizlerle paylaşırız”
Bakan Işık, “Yenişehir konusunda eğer oradaki arazi, Otomotiv Test Merkezi olmazsa biliniz ki daha iyi bir yatırım için olacaktır. Şimdilik sadece bu kadar söyleyeyim, bundan sonrası konunun detayları netleştikçe sizlerle paylaşırız” dedi.
Otomotiv teknolojilerinin pek çok sektörü barındırdığını ifade eden Işık, bugün Bursa’da ve otomotiv yan sanayisinin güçlü olduğu tüm bölgelerde, sanayicilerin raylı sistemler ve havacılık gibi diğer sektörlerde de rekabetçi hale geldiğini, bu sektörlerde büyüyüp dünya devleriyle yarıştığını belirtti.
Işık, örneğin otomotiv sektörünün sinyalizasyonunda ya da koltuk sistemlerinde elde edilen tecrübe ve bilgi birikiminin diğer sektörlerin kapısını çok rahat araladığını anlatarak, bu noktada sektöre yönelik doğru politikaların hayata geçirilmesi ihtiyacının doğduğunu dile getirdi.
“Otomotiv Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı”
Bakanlık olarak paydaşlarıyla otomotiv sektörünün sorunlarını tespit ettiklerini ve çözüm yollarını geliştirdiklerini bildiren Işık, şunları kaydetti:
“2015-2018 yıllarını kapsayacak şekilde ‘Türkiye Otomotiv Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı’ hazırlık çalışmalarına başladık. Bakanlığımızca verilen aksam ve araç tip onay belgelerinin uluslararası geçerlilik kazanmasına yönelik gerekli mevzuat güncelleme ve teknik servis ile onay kuruluşunun altyapısını iyileştirme çalışmaları yine bu eylem planı kapsamında devam ediyor. 2011-2014 dönemindeki Sanayi Strateji Belgesi ve Eylem Planındaki hedeflerin yüzde 84’ünü hayata geçirdik. Şimdi 2015-2018 dönemiyle ilgili sanayi strateji belgesini önümüzdeki günlerde kamuoyuyla paylaşacağız ve en kısa sürede yürürlüğe koyup yolumuza devam edeceğiz.”
Araziyle ilgili sorunlar
Fikri Işık, Otomotiv Test Merkezi üzerinde son dönemde bazı gelişmeler olduğuna da değindi.
Türkiye’nin, Otomotiv Test Merkezi’ni mutlaka yapacağını vurgulayan Işık, “Birinci önceliğimiz, bu test merkezinin, otomotivin kalbi durumunda olan Bursa’da yapılması. Araziyle ilgili bazı sorunlarımız var. Sorunların aşılması için ciddi bir gayret gösteriyoruz. Bu gayret sonucunda en önemli arzumuz, Bursa’da bu test merkezinin hayata geçmesi yönünde. Bu test merkezinin özellikle üretilecek yerli araçlar için önemli bir adım olacağını düşünüyoruz ve Türkiye’nin bu noktada yurt dışına ödediği bedellerin yurt içinde kalması açısından da bir an önce hayata geçmesi için gayretimizi gösteriyoruz” ifadesini kullandı.
“Oradaki durum biraz hassas”
Işık, bir gazetecinin, “Otomotiv Test Merkezi’nin Bursa’ya yapılacağı ile ilgili konuştunuz ama yeri tartışılıyor. Birkaç alternatif var mı yoksa Yenişehir üzerinde yoğunlaşılacak mı?” sorusunu şöyle yanıtladı:
“Biliyorsunuz öncelikle Yenişehir üzerine yoğunlaştık. İlk belirlediğimiz alan bizim açımızdan dünya çapında bir Otomotiv Test Merkezi olması noktasında yetersiz kaldı. Daha sonra ikinci bir alan üzerinde yoğunlaştık. İkinci alanla ilgili ‘problem’ demeyelim ama başka bir durum çıktı. O durumla ilgili görüşmelerimiz devam ediyor. Oradaki durum biraz hassas bir durum.”
“Birinci önceliğimiz yine Bursa olacak”
Merkezin Yenişehir’de kurulmasına ilişkin görüşmelerin sürdüğü bilgisini veren Işık, burası için olumsuz sonuç alınması halinde yine birinci önceliklerinin Bursa olacağına dikkati çekti. Işık, şu bilgileri verdi:
“Valimiz ile alternatif alan çalışmasını yapıyoruz. Temel önceliğimiz, otomotiv sektörünün en yoğun olduğu bölgemizde Otomotiv Test Merkezi’ni kurmak ama burada eğer arzu ettiğimiz alanı bulamazsak o zaman farklı alternatifleri Bursa dışında değerlendiririz ama şu anda arkadaşlarımız yoğun bir çalışma yürütüyorlar. Özellikle Yenişehir konusunda eğer oradaki arazi, Otomotiv Test Merkezi olmazsa biliniz ki daha iyi bir yatırım için olacaktır. Şimdilik sadece bu kadar söyleyeyim, bundan sonrası konunun detayları netleştikçe sizlerle paylaşırız.”
Bursa Valisi Münir Karaloğlu, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İbrahim Burkay, Taşıt Araçları ve Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Başkanı Mehmet Dudaroğlu ve Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Başkanı Orhan Sabuncu’nun da katıldığı çalıştayın sonraki bölümü basına kapalı gerçekleştirildi.