Giriş:Yazının başlığından ilk bakışta anlaşılana nisbetle dahageniş bir mevzûu ele almak istiyoruz: İslâm’da yurt (ülke) mefhumu,müslümanlann dini hayatlan üzerinde ülkenin tesiri,müslümanlar ile gayr-i müslimler arasındaki çeşitli münâsebetlerinİslâm yurdunda veya yurt dışmda oluşuna göre farklı hükümleri…Bir makale çerçeve ve ölçüsü içinde tetkik edeceğimiz bumevzûlar hakkmda daha geniş bilgi sahibi olmak isteyenleriçin faydalı olur düşüncesiyle bu giriş bölümünde bâzı ön bilgilersunmak istiyoruz.1 — Mevzûun Fıkıh ve Hukuk Sistematiğindeki Y eri:Herhangi bir ülkede aralannda teb’alık farkı bulunan şahıslararasındaki hukukî münâsebetleri bugün kanunlar ihtilâfıdiye de ifâde edilen «Devletler Husûsî Hukuku» tanzim etmektedir.Devletler arasmdaki harb, sulh ve tarafsızlık ilişkileriile bu ilişkilerin doğurduğu hukuki neticeler de «DevletlerUmûmî Hukuku» sâhasma girmektedir.İslâm’da bu iki nevî münâsebetler «es-Siyer» adı verilen birilim dalında tetkik ve bu isim altında tanzim edilmiştir. (1) Bizekadar intikal eden fıkıh kitaplannm en eskileri hicrî ikinci asrınbaşlarına (milâdi sekizinci asnn ortalanna) kadar uzanmaktadır.Bunlardan itibaren zamanımıza kadar te’lif edilen hemenher fıkıh kitabma bu mevzûlar, «siyer, cihâd» gibi başlıklar altındagirmiş, müctehid imamlar devrinden itibaren (ikinci hic
rî asnn başlan) müstakil kitapların da muhtevasını teşkil etmiştir. (2) Devletler Hukuku konusunda müslümanlann dünya hukuna tesirleri, müstakil ilim olarak ilk defa yine müslümanlann ortaya koymuş bulunmaları, İslâm Devletler Hukukunun bugün bile Batı’da tam mânâsiyle erişilememiş seviyedeki yüce ve ileri prensiplerinin kısaca arzı dahi bir makaleye konu teşkil edebilir ve bizim mevzûumuzun dışında kalır. (3) 2 — Yurt Mefhumu (Dâru’l-İslâm, Dâru’l-Harb): İslâm’ın diğer millet ve devletlere bakışı; başka bir deyişle müslüman ve gayr-i müslim iki devlet arasındaki tabii ve devamlı münâsebetin harb mi, sulh mu, tarafsızlık mı olduğu öteden beri tartışılmıştır. Bâzı İslâm hukukçulanna göre müslümanlar ancak müdafaa harbi yaparlar; savaş ânzidir, geçicidir; asıl münâsebet sulh içinde yaşamaktır. (4) Çoğunluğu teşkil eden diğer hukukçulara göre ise İslâm, «Adâleti tesis etmek, din yüzünden insanlara yapılan baskıyı kaldırmak ve İslâm’ın tebliğine imkân hazırlamak» maksadıyla bütün gayr-i müslim toplumlar ile savaş halindedir. (5) Durum ne olursa olsun ortada bir İslâm cemiyeti ve devleti ile onun karşısında gayr-i müslim cemiyetler, devletler vardır. Bütün müslümanlarm tek câmia ve tek devlet olmaları —nazârî olarak— matlup ise de realitede râşid halifeler devrinden sonra dünya yüzünde birden fazla İslâm devleti bulunagelmiştir. Bir müslüman hangi İslâm devletinin teb’ası olursa olsun diğer İslâm devletlerinin de teb’ası, vatandaşı sayılmış; hak ve vazifelerde her müslümamn diğerine eşitliği -ittifaklakabul edilmiştir. (6) Müslüman câmialara âit olmayan devletlerin ülkesi ise -umûmiyetle- savaş ve küfür ülkesi (Dâru’l-Harb, Dâru’l-Küfr)