Aim. Brust-, Rippen- lellentzündungi,
Pleuresie, Pleur it is (t), Fr. Pleurésie (f), İng. Pleurisy.
Akciğerleri örten zarların iltihaplanıp, bu zarlar
arasında sıvı toplanması hali. Tıp lisanındaki ismi,
plörezidir.
Akciğerleri örten zarlara plevra denir. Plevra; kan
ve lenfa yollanyla gelen mikropla iltihaplanabildiği gibi
başta akciğer olmak üzere kalb zan, göğüs duvarı gibi
komşu organ hastalıklarının ilerlemesi ile de hastalanabilir.
İltihaplı plevranın cilası bozulur, sertleşir, elastikiyetini
kaybeder, üzerinde fibrin pıhtıları görülür.
İltihap devam eder ve ilerlerse cerahatli bir sıvı toplanması
meydana gelir.
Plevra iltihaplannda yan ağnsı vardır. Hastalar ağn
sebebiyle derin nefes almaktan korkarlar. Plevra iltihaplan
kuru veya sıvılı olabilir. Toplanan sıvı, serofibrinoz,
kanlı, cerahatli veya yağlı olabilir.Zatülcenp’in en çok görülen sebepleri şunlardır:
Tüberküloz (verem), kalb yetmezliği, medıyasten
urları, büyük anevrizmalar, viral zatürreler, akciğer
damarlarının tıkanması, kanserler, kollagen doku hastalıkları,
bazı mantar hastalıkları. Zatülcenpin belirtileri;
kuru veya sulu oluşuna ve altta yatan asıl sebebe göre
değişir.
Primer kuru plevra iltihapları’ aniden veya birkaç
gün için de yavaş yavaş yükselen ateş, halsizlik, iştahsızlık
ve yan ağrısı ile başlar. Çok defa bir tahriş öksürüğü
bunlara ilave olur, balgam yoktur. Muayenede göğsün
hasta olan tarafının solunuma az katıldığı görülür. Dinleme
ile özel sesler duyulur (frotman=sürtünme sesi).
Sulu plöreziler, kuru plörezi safhasından sonra veya
doğrudan doğruya akut, sabukut veya çok defa olduğu
gibi sinsi olarak başlar. Umumiyetle hastalık belirtileri
tamamiyle meydana çıkmadan önce hafif öksürük,
kırıklık, halsizlik, başağrısı, iştahsızlık, hafif ateş gibi
başlangıç belirtileri görülür. Sıvı toplanması arttıkça
ateş de yükselir. Ateş yükseldikçe nabız da hızlanır.
Sıvının artmasıyla dokunun zorluğu da ortaya çıkar.
Hastalar fazlaca terler. Yan ağrısı, sıvının artmasıyla
kaybolur.
Zatülcenpin kendine has muayene ve rötgen bulguları
vardır. Şüpheli kalan vak’alarda göğüs duvarından
özel bir iğne ile girilerek, sıvı toplanıp toplanmadığı araş
tırılır. Sıvı alınırsa incelenerek özellikleri tespit edilir ve
hastalığın sebebi bulunmaya çalışılır. Gerektiğinde
plevradan parça almak suretiyle de incelemeler yapılmakta
ve teşhis için kıymetli bilgiler elde edilmektedir.
Plevranın (akciğer zarı) cerahatli iltihaplarına ampiyem
ismi verilir. Mikroplar çok defa komşuluk sebebiyle,
nadir olarak da kan yoluyla plevraya gelirler.
Akciğerin zatüre, apse, tüberküloz gibi çeşitli hastalıkları,
göğüs yaralanmaları ampiyeme yol açabilirler.
Ampiyemdeki muayene bulguları plörezideki gibidir.
Ancak ampiyem, hiçbir zaman kendiliğinden şifa bulmaz,
ateş ilk günlerden itibaren yüksektir ve hastanın
durumu daha ciddidir. Cerahat akciğere açılıp, öksü
rükle balgam halinde dışarı atılabilir. Ampiyem,.
yemek borusuna, soluk borusuna, göğüs duvarına da
açılabilir. Antibiyotiklerin tedaviye girmesinden önce
çok ağır olan ampiyemin gidişatı, bugün tedaviye erkenden
başlanılması şartıyla çok düzelmiştir.
Tedavi: Ateşli devrede yatak istirahati, bol kalorili,
proteinli ve vitaminli beslenme, ateşin düşürülmesi
lüzumlu ve faydalıdır. Zatülcenpin altında yatan sebep
biliniyorsa asıl hastalığın tedavisi cihetine gidilir. Aşırı
sıvı toplanıp rahatsızlık hissi artarsa sıvı boşaltılır.Sol akciğerde; soluk alma, öksürme ve başka tabakaların plevra
boşluklarında acıyla şişmesi şeklinde kendini gösteren Kuru Zatülcenp.
Sağ akciğerde; şişme, ciğer göçmesi, soluk almada güçlük
çekme ve sıvı toplanmasından meydana gelen İslak ZatüicenpAmpiyemlerde ise cerahatin hergün boşaltılması ve kuvvetli
antibiyotik tedavisi şarttır-. Gerekirse ameliyata
başvurulur.
ZATÜLCENP
23
Oca