wiki

ZATÜRRE,

Alm. Lungenentzündung, Pneumonie
(f), Fr. Pneumonie (f), İng. Pneumonia. Akciğerlerin
bakteri, virüs, rikefsiya gibi çeşitli mikroorganizmalarla
veya kimyevî ajanlarla ve yabancı maddelerle ¡İltihaplanması
hali. Tıp lisanındaki adı, pnömonidir.
Pnömoniler, anafomik dağılış şekillerine göre lober
ve lobüler olarak ayrılmışlardır. Lober pnömonide akciğerin bütün bir lobu yaygın olarak iltihaplanmıştır.
Daha ziyade çocuk ve yaşlılarda rastlanan lobüler,
diğer adıyla bronkopnömonilerde, ihtihap yer yer odaklar
halindedir ve bronşiyoller de iltihaba katılmışlardır.
Lober pnömonilerin çoğu pnömokok denen mikroplarca
meydana getirilmektedir. Bronkoprömoniler; kronik,
boğmaca, grip, kızıl, difteri, tifo gibi hastalıkların
gidişi esnasında meydana gelirler. Kaşeksi, ihtiyarlık,
raşitizm, beslenme bozuklukları, müzmin ishaller, müzmin
nefrit, dolaşım yetmezliği bronkopnömoniler için
zemin hazırlarlar.
Pnömoniler (Zatürreler), omilin cinsine göre
şöyledir:
1- Bakteriyel Zatürreler:
a) Pnömokoksik zatürre: Lober zatürrelerin tipik
misalini teşkil etmektedir. Pnömokoklar, normal kişilerin
boğazında hastalık yapmadan uzun zaman
bulunabilirler.
Zatürre, ilkbahar ve kış mevsimlerinde daha fazla
görülmektedir. Bunun sebebi, grip ve nezle gibi virüs
enfeksiyonlarının bu mevsimlerde daha sık görülmesi
ve virüslerin boğaz mukozasını hasara uğratarak, zaten
boğazda mevcut olan pnömokoklara giriş kapısı hazırlamalarıdır.
Pnömokoklann birçok insanın boğazında
mevcut olmasına rağmen hastalığın seyrek görülmesi,
bu mikroorganizmaların akciğerlere kadar ilerlemesini
engelleyen kuvvetli bir müdafaa tertibatının bulunmasındandır
(mukus salgısı, epiglot refleksi, lenf akımı
v.b.). Bu müdafaa tertibatının soğuk, alkol, morfin,
narkoz gibi sebeplerle bozulduğu hallerde boğazdaki
pnömokoklar akciğerlere inme imkânını bulmaktadırlar.
Akciğerlere inen pnömokoklar ödem husule getirip,
üremeye başlayarak hastalık tablosunu meydana
getirirler.
» Genellikle hastalık birden bire başlar. Başlangıç
belirtileri, titreme başağrısı, sür’atle yükselen ateş, öksü­
rük, yan ağrısı ve paslı balgamdır. Devamlı bir gidiş
gösteren yüksek ateş, tedavi görmeyen hastalarda 5 ilâ
10’uncu günler arasında kriz şekline döner. Ateş; yaşlı
ve zayıf bünyeli hastalarda fazla yüksek değlidir. Yan
ağrısı bazan çok şiddetli, bazan da künt (kısa, kısa) bir
ağrı şeklindedir; hastalık ilerledikçe şiddeti azalır. îlkin
kuru bir öksürük vardır. Umumiyetle ilk gün içerisinde
az miktarda yapışkan ve paslı bir balgam çıkmağa baş­
lar. Yaşlı ve zayıf hastalarda paslı balgam yerine kanla
karışık sulu bir balgam bulunabilir.
Başağrısı, husursuzluk, uykusuzluk ve ruhsâl
bozukluklar sık rastlanan belirtilerdendir. Nefes darlığı
da sık görülür. Ağır vak’alarda ölüm en fazla 6 ilâ 8’inci
günler arasındadır.
Zatürreli hastanın görünümü ağır bir hasta intibaını
verir. Hasta çok terler, yüz kırmızı, hafifçe morumsu ve
ızdıraplıdır. Vak’aların 1/3’inde dudak kenarında uçuk
görülür.
Muayenede, akciğerlerde zatürre ile ilgili anormal
bulgular ve sesler tespit edilir. Nabız sayısı, ateşle birlikte
artmıştır. Kandaki beyaz küre (lökosit) sayısında
artış vardır. Akciğerlerin röntgenle tetkiki, teşhise
oldukça yardımcı olur. Balgamın mikrokobik muayenesi
de önemlidir. Lober pnömoninin başlıca komplikasyonları;
zatülcenp, ampiyem, kalb zarları iltihaplan,
prönormal
Göğüs kemikleri
altında
Sertleşme
Tırmalanan
boğaz
Kuru öksürme,
tükürük
Orta ateş,
baş ağrısı
\
Ağız tadının
kaybolması
Solda normal akciğer. Akciğerlerde bulunan milyonlarca küçük
hava hücresi kan damarlarıyla beslenirler. Normal soluk alıp
verme esnasında akciğerler kasılıp gevşeyerek kullanılmış havayı
dışarı atar, taze havayı İçeri alırlar. Sağda zatürre olmuş bir ciğer.
Bu esnada ciğer şişmiş hücreler mikrop ve sıvı İle dolmuştur. Bu
nedenle dolu ciğer kullanılmış havayı dışarı atıp taze havayı içeri
alamayacak durumdadır.
menenjit, akciğer apsesi, eklem iltihabı, karın zarı iltihabı,
tükrük bezi iltihabı ve nadir olarak da konjonktivit,
sarılık ve nefrittir.
b) Streptokoksik Zatürreler: Genellikle bronkopnö-
meni (Lobüler pnömoni) şeklindedirler. En çok grip ve
kızamık gibi solunum yollarının viral enfeksiyonları
sırasında ortaya çıkarlar. Hastalığın seyri esnasında
ampiyem (akciğer zarları arasında iltihap birikmesi) sık
görülür. Hastalığın başlangıcı sinsi olup, aşikâr
morarma, aşırı terlemeyle beraber görülen düzensiz bir
gidiş gösteren yüksek ateş, bulantı ve kusma vardır.
Hastalığın gidişi, pnömokoksik zatürreden daha ağırdır
ve ölüm nisbeti daha fazladır.
c) Stafı Lokoksik Zatürreler: Bunlardapronkopnö-
moni tarzındadırlar. En fazla grip komplikasyonu olarak
ortaya çıkarlar. Yeni doğanlarda ve süt
çocuklarında, büyük çocuklara ve erişkinlere nisbetle
daha fazla görülür. Nadir görülen bir zatürre türüdür.
Çok sayıda apselere, bronş genişlemelerine ve akciğer
fıbrozisine bu tür zatürrelerde fazla rastlanır. Hastalığın
başlangıcında çok defa boğaz ağrısı, öksürük,
kırıklık vardır. Sonra ekseriya titreme, yüksek ateş,
nefes darlığı, morarma, şiddetli yan ağrısı, terleme
ortaya çıkar, öksürük şiddetlenir, kanlı ve iltihaplı balgam
çıkmaya başlar. Ağır vak’alar bir kaç gün içinde
ölümle neticelenir.d) Friedlaender Zatürresi: Erken teşhis çok mühimdir,
zira tedavi edilmeyen hastaların yüzde sekseni ölürler.
Nadir görülürler. Lober veya lobüler tarzda
olabilirler. Bunlar akciğer cerahatlenmelerine yol açarlar.
Zayıf ve dayanıksız kişilerde, yaşlılarda, alkoliklerde,
müzmin hastalığı bulunanlarda daha sık görülür.
Ağır vak’alarda çok defa sarılık bulunur.
e) Hemophilus Influenza Zatürresi: Nadir görülen
bir zatürredir.
Bunlardan başka, veba, tuleremi ve tüberkülozda
da pnömoni benzeri durumlar vardır.
Bakteriyel Zatürrelerin Tedavisi: İlk yapılacak iş,
zatürrenin amilini; yani sebebini bulup uygun olan ilâcı
tespit etmektir. Yatak istirahati, iyi bir bakım çok
mühimdir. Hastalar önceleri sulu, sonraları yumuşak
gıdalarla beslenmelidirler. Yan ağrısına karşı yüksek
dozda kodein ve diğer ağrı kesiciler verilir. Sıcak tatbikatıda
faydalıdır. Zatürre tedavisinde en tesirli antibiyotik
penisilindir. Zatürre neticesi ortaya çıkan
komplikasyonlar da tedavi edilir.
2. Viral Zatürreler: Viral zatürrelerin bir kısmı psittakozis,
grip, çiçek, su çiçeği, kızamık, lenfositer koryomenenjit,
enfeksiyöz mononikleoz, bulaşıcı sarılık, kedi
tırnağı hastalığı gibi bilinen bir virüs hastalığının gidişi
esnasında husele gelirler.
a) Primer Atipik Zatürre: Etken, Aeton ajanı olup,
bu gerçek bir virüs değildir. Fakat hastalık tablosu, viral
zatürrelerin bir örneğidir. İnsandan insana tükrük
damlacıklarıyla bulaşır. Hastalık daha ziyade mektep,
kışla gibi sıkı bir temas halinde yaşayan insanlarda
görülür. Kuluçka süresi 2-3 hafta kadardır. Hastalık
başağrısı, kırıklık, iştahsızlık, nezle, farengit ve anjinle
veya sadece ateşle sinsi olarak başlar ve bundan sonra
tahriş öksürüğü başlar. Öksürük nöbetleri hastalan çok
rahatsız eder. Yan ağrısı nadirdir. Nabız hızlanmamış-
tır. Hastalık değişik tablolar arzedebilir. Hastalığın
gidişi iyidir. Ölüm çok nadirdir.
Tedavide, tetrasiklin, codein, ağırı kesiciler verilir.
Yatak istirahati lüzumludur. Diyetde (perhizde) önemli
bir değişikliğe gerek yoktur.
b) Psittacosis Zatürresi: Papağan, güvercin, kanarya
gibi kuşlarda bulunan viral bir hastalığın insanlara
bulaşmasıyla husule gelir (Bkz. Papağan Hastalığı).
3- O Humması: Hastalığın amili riketsiya grubundan
bir mikroorganizmadır. Kenelerin dışkısı ile veya
bu bulaşık dışkının kurumuş tozları ile bulaşmış olan et
ve derilerle uğraşan insanlarda meslek hastalığı olarak
görülmüştür. Mikrobu taşıyan keneler vasıtasıyla sığırlara,
keçi ve koyunlara geçerek, bunlarda gizli bir hastalık
meydana getirdiği ve bunların sütleri veya süt
ürünleriyle de insanlara bulaştığı anlaşılmıştır.
Bu hastalık, her mevsim ve yaşta görülebilir. Bazı
vak’alarda şiddetli başağrısı, göz dibi ağrıları, adale
ağrıları, bulantı, nezle, boğaz ağrısı gibi başlangıç belirtileri
vardır. Bundan sonra ateş yükselir. Bol terlemeler
olur. Yan ağrısı, kuru öksürük vardır. Sonradan balgam
eklenir. Muayenede belirgin bulgu yoktur. Filmde
zatürre odakları görülür. Hastalık tam şifa ile neticelenir.
Ölüm çok nadirdir. Nekâhat devri haftalarca sürer
ve hastalar kendilerini çok halsiz hissederler. Kesin teş­
his mikrobun balgam veya kandan elde edilmesi veyaözel testlerle konulur. Tedavide belirtilerle mücadele
edilir ve tetrasiklin verilir.
Zatürre, memleketimizde çocukluk döneminin
önemli bir hastalığı olmaya devam etmektedir. Yurdumuzdaki
bebek ölümlerinin 1/3 kadarı zatürreden
olmaktadır. Bebeklerde görülen zatürre, daha ziyade
kızamığın bir komplikasyonu olarak karşımıza çıkmaktadır.
Zatürreden ölüm ise, beslenmesi bozuk olan
bebeklerde daha çok görülmektedir. Zatürre ve diğer
enfeksiyon hastalıklarından husule gelen bebek ölümlerini
azaltmak için, topluma sağlık eğitimi uygulamak,
kötü beslenme şartlarını ortadan kaldırmak ve çocukların
aşılanma hizmetlerini aksatmadan yürütmek şarttır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir