Genel

Başarılı Özgeçmiş, ‘Geçmiş Başarılara’ bağlıdır

Başarılı Özgeçmiş, ‘Geçmiş Başarılara’ bağlıdır

Ekran Alıntısı
Bir özgeçmişte; adayın mezun olduğu okul ve benzeri klasik bilgilerden ziyade; okurken ya da daha önce çalıştığı yerlerde yaptığı projeler, bilgi ve tecrübesini artırmak için yapılan ekstra faaliyetler, sosyal faaliyetlere iştirak seviyesi, dışa açık olma ve takım çalışmasına yatkınlık gibi konular ön plana çıkmaktadır. Mülakata davet edilmek için öncelikle özgeçmişlerin seçilmesi aşamasından başarılı şekilde geçmek gerekir.
Bu nedenle iyi bir özgeçmiş (C.V.) hazırlanması gereklidir. Zira bir işletmede, herhangi bir pozisyona eleman lazım olduğunda, bu pozisyon için yüzlerce aday başvurmakta ve sadece birkaç kişi ile mülakat yapılabilmektedir. Bu nedenle özgeçmişin mülakata davet edilebilir şekilde hazırlanması icap eder.
Mülakatta özgeçmişte yazılanlarla, adayın anlattığı konuların birbiriyle çelişmemesi çok önemlidir. Adayla alakalı mülakat esnasında meydana gelebilecek güven kaybı adayın elenmesine sebep olabilir.
Mülakat esnasında adayın sorulan sorulara samimi şekilde cevap vermesi, adayın kendine güvenini ön plana çıkaracak şekilde davranması, adayın mülakatta daha canlı ve aktif şekilde davranarak (proaktif olarak) mülakatçı ya da mülakatçıları kendini güçlü ve bilgili olduğu yönlere doğru sevk etmesi mülakat performansı açısından çok önemlidir.
Mülakatlarda en çok karşılaşılan sıkıntı adayın özgüveninin olmaması, yani bilgi ve donanımlı olmasına rağmen “pasif ve pısırık” kalarak mülakatta başarılı olamamasıdır. Diğer bir hata ise, adayın özgüveninin aşırı derecede olması, yani “ukalalık” seviyesindeki özgüvendir.
En Kârlı Yatırım: Eğitim Yatırımı
Yeni mezunların belirledikleri kariyer planı doğrultusunda kendilerini yetiştirmeleri ve geliştirmeleri gerekir. Devamlı gelişen ve değişen dünyamızda, okullarda alman bilgi ve tecrübe, çok kısa zamanda güncelliğini kaybetmektedir. Bu nedenle gerek üniversite eğitimi esnasında, gerekse mezun olduktan sonra, sürekli güncel bilgilerin takip edilmesi ve öğrenilmesi gerekmektedir. Bilgi “güç” demektir. Bu gücü artırmak için yılmadan yorulmadan çok ama çok çalışmak gerekmektedir.
Çalışanların iş hayatında daha başarılı olması ve daha iyi konuma gelebilmesi için sadece mevcut işini yapması yeterli değildir. Mevcut iş yapılırken, kişinin kendisi için belirlediği kariyer planı çerçevesinde, başka
alanlarda da yatırım yapması gerekir. Farklı olmak, yani daha iyi şartlara sahip olabilmek için kişi “rahatlık bölge”sini terk etmek gerekir.
Kariyer planlama, gençlerin kendi yeteneklerinin farkına vardıkları lise döneminde başlar.
Meslek hayatımda ilk işe başladıktan sonra, mevcut işimi daha iyi yaparken, aynı zamanda o gün için lazım olmayan, ancak daha sonraki iş hayatında ihtiyaç duyabileceğim konularda kendimi geliştirmeye çalıştım. Yüksek lisans, doktora, mali müşavirlik belgesi alma, yabancı dili geliştirme, öğrenen organizasyon çalışmalarına katılma gibi konularda ilave çalışmalar yaptım. 20 yılı aşan iş hayatım boyunca yaptığım ekstra çalışmaların ve okuduğum bütün kitapların faydasını bizzat gördüm. Ek olarak yaptığım bütün işlerimin, iş hayatımda değişiklik yaparken bana çok önemli avantajlar sağladığını müşahede ettim.
Mesela; bankacılık sektöründeki birleşme nedeniyle işten ayrılırken, daha önce aldığım bir belgenin bana başka bir sektörde işe başlama sırasında kilit bir öneme haiz olduğunu öğrendiğimde, ben dahi şaşırmıştım. Kısacası, mevcut işinizi iyi yapmak sizin o vazifeyi devam ettirmenize imkân sağlar. Ancak, daha iyi görevler
için ilave çalışmalar ve meziyetler gereklidir.
Kariyer yapmak sadece pozisyonun yükselmesi manasına gelmez, kişinin yeteneklerine uygun ve daha huzurlu olabileceği iş yapmak demektir.
Mülakata davet edilmek için geçmiş başarıları anlatan, gelecek adına umut vaat eden bir CV hazırlanmalı. Mülakatta ise ne pasif ne de ukala olunmalı. Proaktif olan, işi kapar!
İnsan Kaynak Değil Kıymettir!
İşletmelerin önemli bir kısmında çalışana hak ettiği maddi ve manevi kıymet maalesef verilmemektedir, insanı ‘maddi üretim’ araçlarının bir unsuru olarak konumlayan ‘İnsan Kaynakları’ yerine, insanı ‘maddi ve manevi üretimin’ temel dinamiği olarak ta- ramlayan ‘İnsan Kıymetleri’ tabirini esas almak; böylece insani kıymetlerin ve ahlaki değerlerin açıkça uygulandığı bir iş çevresinin gelişimine öncülük etmek vazifemizdir. İşveren, çalışanından sadakat beklerken onlara hak ettikleri takdiri ödemekten kaçınmamalı, sürekli güven telkin ederek çalışanını rahatlat- malıdır. Gerçek kalite ve en üst düzeyde iş memnuniyeti, insana değer verilen, saygı gösterilen bir iş ortamı kurmak suretiyle yakalanabilir. ©
Çalışanların yarısından fazlası şiddet görüyor
Uludağ Universitesi’nce yapılan araştırma, çalışanların yüzde 54,4’ünün iş yerinde fiziksel, duygusal, sözlü veya cinsel şiddet türlerinden birine maruz kaldığını ortaya koydu. AA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir