Müslümanların Avrupa’ya Kültür ve Medeniyeti Yaydığı ülke
Ülke adı: Ispanya Krallığı Yüzölçümü: 504,782 km.Sahil şeridi: 4,964 km
Dillen Castilia İspanyolca’sı (resmi) %74,
Catalan %17, Gaiician %7, Bas^e %2
٥١٢١: Roma Katolikleri %94, diğer %6
Nüfus: 46,157,822
Başkent: Madrid
Yönetim biçimi: Meşruti Krallık
İdari bölümler: 17 özerk bölge; Andaluca Aragon, Asturias, Baleares (Balearic Adaları), Canarias (Canary Adaları), Cantabria, Castillata Mancha, Castilla y Leon, Cataluña, Communidad Valencian,
Extremadura, Galicia, اa Rioja, Madrid, Murcia, Navarra, ?ais Vasco (Base Bölgesi)
Milli bayram: Ispanya Günü,
12 Ekim Para birimi: Euro (EUR)Telefon kodu: 34 Internet kısaltması: .es İklimi: Ilıman
Tarım ve Hayvancılık: Hububat, sebze, zeytin, üzüm, şeker pancarı, narenciye, et, kümes hayvanları, süt ürünleri, balık Doğal kaynakları: Kömür, linyit, demir, uranyum, cıva, alçıtaşı, çinko, kurşun, tungsten, bakır, kaolin, potas, hidro ener- ؛ز, işlenebilir arazi
Konum: Güneybatı Avrupa, Biskay Körfezi, Akdeniz, Kuzey Atlas Okyanusu kıyısın- da ve Pyrenees Dağları sınırında Fransa’nın güneybatısında yer alır.
İspanya Tarihinin Dönüm Noktası
Yarımada, Kavimler Göçü’nde Aragon Krallığı, Katalonya ile birleşirken (1164) Leon Krallığı ile birleşen Kastilya Krallığı ise Müslümanlara ait Tuleytula, Kurtuba, tşbiliye, Mürsiye, Kadiz, Cezire tülhadrâ ve Cebelitarık gibi yerleri ele geçirdi.711 ‘de Musa b. Nusayr ve Târik b. Ziyâd tarafından fethedildi; Emevî hanedanlığının yıkılması üzerine Ispanya’da bir Emevî Devleti kuruldu (756).
1035’te kurulan Aragon ve Kastilya krallıkları Ispanya’da Müslüman hâkimiyetine son vermek için çalışmalara başladı. Bunun üzerine Müslüman emirlikler Kuzey Afrika’daki Murâbıtlar’ı yardıma çağırdı ve Ispanya’da Muvahhidler devri başladı (1147-1229).
Avrupa istikametinde ilerleyen îzabella ve Aragonlu II. Ferdinand’ın evlilikleri (1469) ile Ispanya büyük bir güce kavuştu. Müslümanların son kalesi Granada’yi ele geçirdiler. Ayrıca, Müslümanları ve Yahudileri dışlayarak (1492) ülkeden çıkarılmaları için engizisyonlar kurdular ve sert bir Hıristiyanlaştırma siyaseti uyguladılar.
İspanya-Osmanlı mücadelesi esas itibariyle 16. yüzyılda Batı Akdeniz hakimiyeti için haşladı.
XVI. yüzyılda İspanya deniz aşırı sömürgeleriyle büyük bir imparatorluk haline geldi ve Fransa, Hollanda, İngiltere ile özellikle OsmanlIlara karşı büyük mücadeleler verdi.İspanya, Papalık, Venedik ve Ceneviz’in iştirakiyle Osmanlılara karşı oluşturulan ittifak gücü İne- bahtı’da (Lepanto) Osmanlı donanmasını mağlup etti (1571). Ancak bu zafer Batı Akdeniz’deki Osmanlı gücünün ortadan kaldırılmasına yetmedi ve Venedik’ten sonra (1573) İspanya da Osmanlı Devleti ile bir mütareke yapmak ve Akdeniz hâkimiyeti üzerinde uzlaşmaya varmak zorunda kaldı (1578)1873’te İspanya’da cumhuriyet ilân edildiyse de siyasî istikrarsızlığa son verilemedi.1904’te Fransa ile yapılan bir antlaşma ile Fas’ın kuzey bölgesi İspanya nüfuz sahası olarak tanındı; Ancak bu nüfuza geçerlilik kazandırılmaya çalışılması, İspanya’yı ekonomik mantığı olmayan uzun süreli kanlı bir savaş içine soktu (1909).
.1931’deİspanya’daCumhuri yet ilanıyla yeni anayasa kabul edildi; ancak hemen ardından da kanlı bir iç savaş patlak verdi (1936- 1939).
.1936’da Ispanya’da General Fransisco Franco Bahamonde idare- sinde koyu bir faşizm ve diktatörlük dönemi başladı. Ancak, onun 1975’te ölümüyle İspanya her sahada ilerleme göstermeye başladı.
Osmanlı – İspanya İlişkileri
Osmanlı ile İspanya arasındaki münasebetler siyasî bakımdan Gırnata’mn teslim olması ve ardından Müslümanlara yapılan eziyetler yüzünden Sultan İkinci Bayezid Han devrinde başladı. Müslümanlara yardım maksadıyla 1505’te Kemal Reis kumandasında bir filo İspanyol sahillerini vururken, 1570’te Kılıç Ali Paşa bir kısım Müslümanı Kuzey Afrika sahillerine çıkarmayı başarmış, ayrıca İspanya’dan kaçmak isteyen birçok Müslüman ve Yahudi de Osmanlı topraklarına taşınmıştır.
İspanyol-Osmanlı mücadelesi esas itibariyle 16. yüzyılda batı Akdeniz hâkimiyeti yüzünden başladı. Osmanlılar tarafından, Barbaros Hayreddin Paşa’nın Kaptan-ı Derya (Deniz Kuvvetleri Komutanı) olarak Osmanlı donanmasının başına geçmesiyle oldukça etkili bir Akdeniz siyaseti takip edildi. 1538 Preveze Deniz Savaşı aynı zamanda, Akdeniz’e yönelik İspanyol genişlemesine vurulan ağır bir darbe oldu. İspanya’nın 1541’de Cezayir’e yaptığı sefer ise İspanyolların tam bir hezimetiyle sonuçlandı. 1543’de Nice ele geçirildi; ayrıca İspanya sahilleri ve Sardinya Adası Barbaros Hayreddin Paşa tarafından vuruldu. Kaptan-ı Derya Sinan ve Piyâle paşaların deniz seferleri (1552- 1558) Batı Akdeniz’deki İspanyol varlığını geri püskürtmüş, Minorka Adası’nda ve Kuzey Afrika sahillerindeki İspanyol müstahkem mevkileri zaptedilmiş, nihayet 1560’ta İspanyol kuvvetleri Cerbe’de ağır bir yenilgiye uğratılmıştı. Doğu Akdeniz’de Kıbrıs’ı alan Osmanlıların uğradığı 1571 İnebahtı yenilgisi, Akdeniz hâkimiyeti bakımından İspanyollara umdukları kazancı sağlamadı. İspan- yollar, aksine ertesi yıl yeniden yapılan Osmanlı donanması karşısında geri çekildikleri gibi zaptetmiş oldukları Tunus’u da 1574’te kaybettiler.
XVI. yüzyılın sonlarına doğru Portekizlilerin Hindistan’daki sömürge faaliyetleri etkisini kaybetmiş ve bu devletin İspanya tarafından ilhakı neticesinde buralardaki üsler el değiştirmiştir. Bu gelişmeler sonucunda İslâm tüccarlarının Kızılde- niz’e geçişi engellendiğinden, 1586’da Mısır Beylerbeyi Sinan Paşa buralara başarılı bir harekât düzenlemiştir.
14 Eylül 1782’de İspanya ile bir ticaret antlaşması yapıldı. Bu antlaşma 24 Aralık 1782’de İspanya kralı, 23 Nisan 1784’te de Osmanlı padişahı tarafından tasdik edilmiş ve 3 Ekim 1784’te İspanya ile olan siyasî ve ticarî münasebetler ilk defa resmen kurulmuştur. Osmanlı-İspanya Dostluk ve Ticaret Antlaşması, 1787-1788 yıllarında başlayan Osmanlı-Rus ve Avusturya savaşları esnasında bilhassa önem kazandı. Osmanlı Devleti’nin Fas’tan satın almak istediği 3000 kantar siyah barutun İspanya’nin tahsis edeceği on gemiyle gizlice İstanbul’a taşınmasının istenmesi, başlayan ilişkilerin dostane boyutunu ortaya koyar.Osmanlı – İspanya münasebetlerinin yakın zamanlardaki bu önemli dönemi böylece sona ermiştir. İki ülke arasındaki ilişkiler bundan sonra birbirinden kopuk ve sınırlı bir gelişme çizgisi gösterir. İstanbul’daki İspanya temsilciliğinin mevcudiyetine, 1840’ta Barselona’da bir fahrî konsolosluk açılmış olmasına ve 1844’te Keçe- cizâde Fuad Paşa’nın Kraliçe Eliza- beth’e (îzabel) bir Osmanlı nişanı takdim etmek üzere Madrid’i ziyaret etmesine rağmen Madrid’de devamlı bir Osmanlı elçiliğinin kurulması ancak 1857’de gerçekleşmiştir. 1782 tarihli dostluk ve ticaret antlaşması 1827, 1840 ve 1862 yıllarında yenilenmiştir.
Sultan İkinci Abdülhamid Han devrinde Madrid sefareti, kalıcı olarak tekrar açıldı (1881) ve ayrıca konsoloslukların sayısı arttırıldı. Birinci Dünya Savaşı’nda tarafsız kalan İspanya ile Osmanlı Devleti arasındaki iyi ilişkiler, savaş esnasında Rusya, Fransa, İtalya ve Amerika Birleşik Devletleri’nin Osmanlı topraklarındaki menfaatlerinin korunmasını üstlenmesi sonucunu vermiştir. 1918’de Wilson prensipleri doğrultusunda Osman- lı hükümetinin yaptığı ateşkes çağrısı da yine İspanya aracılığı ile yerine ulaştırılmıştır.
Madrid’de Görev Yapan Osmanlı Elçileri
Madrid’de görev yapan Osmanlı elçileri; Kerhof Efendi (1857-1860), Hüseyin Sermed Efendi (1881 -1886), Turhan Bey (1887-1893), Feridun Bey (1893-1897), Necib Paşa (1897-1899), İzzet Fuad Paşa (1900-1908), Ali İhsan Bey (1908-1909) ve Sâmipaşazâde Sezai Bey’dir (1909-1914). 1915-1922 yılları arasında Osmanlı Devleti yalnızca maslahatgüzarlar tarafından temsil edilmiş, 1922’de tayin edilen Râgıb Râ- if Bey son Osmanlı elçisi olmuştur. Ayrıca Osmanlı Devleti’nin İspanya’da Madrid, Cordoba, Granada, Sevilla ve Barselona gibi şehirlerde, özellikle son dönemlerde oluşturulmuş yirmi beş de konsolosluğu vardı.
Kurtuba Büyük Camii’nin iç salonu. 785 yılında Endülüs Emevilerinden I. Abdurrahman tarafından yaptırılan caminin mihrabını İstanbul’dan getirilen muhteşem mozaikler süsler. Cami mermer ve granitten yapılmış 800’den fazla sütün üzerine bina edilmiştir.
Sultan İkinci Abdülhamîd’in İspanya Stratejisi
Sultan İkinci Abdülhamid Han’ın Akdeniz’de kuvvet dengelerini gözeten ve Amerika dâhil neredeyse bütün Avrupa ülkelerinde temsil edilmeye önem veren siyaseti çerçevesinde 1881’de Madrid sefareti kalıcı olarak tekrar açıldı. Sultan İkinci Abdülhamid Han geniş sömürgelerini kaybettikten sonra Akdeniz’de yoğunlaşan İs- panya’nın dostane yaklaşımından ustaca istifade etmeyi bilmiştir. İspanya, Bulgar Prensi Aleksander’in kendisini müstakil bir hükümdar gibi takdim eden teşebbüslerinin sonuçsuz kalmasında etkili olmuştur. O devirde Filipin takımadalarını hâkimiyeti altında bulunduran İspanyollar, Süveyş Kanalı’nın kontrolünü ellerine geçiren ve 1882’de Mısır’ı işgal eden İngiliz- ler’in politikası karşısında Osmanlı Devleti’ni desteklemiştir. Ayrıca, Sultan ikinci Abdülhamid devrinde Avrupa’nın hemen her yeri için yapıldığı gibi İspanya gazetelerinde çıkan olumsuz haberler takip edilir ve bu tür yazılar tekzip edilirdi