200-300 yıllık el yazması
“Konya-Meram’da seyyar satıcılık yaparak geçimini sağlayan 41 yaşındaki M. Ç., evine giderken bir çöplükte ilkokul ders kitapları olduğunu fark etti. Kitapları geri dönüşüm firmalarına satmak için toplamaya başlayan M. Ç., kitapların arasında Osmanlıca yazılmış, yaprakları yıpranmış, çok eski kitaplar olduğunu gördü.
M. Ç., bunun üzerine, değerli(!) olabileceğini düşünerek, kitapları Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesine getirdi. 200-300 yıllık olduğu belirlenen, biri el yazması 15 kitap, yetkililer tarafından teslim alındı.” Geçen eylül ayında ajanslara düşen ve yukarıda metninin bir kısmını olduğu gibi verdiğimiz haber, tarih ve kültürümüzle olan alakamızın ne derece uzak ve çarpık olduğunun acı bir göstergesi. Sıradan bir vatandaş, muhtemelen aynı muhiti paylaştığı bir başkasının “çöp” addedip konteynıra attığı ya da attırdığı “nadir” eserleri tesadüf eseri görüyor ve belki vicdanı emrettiğinden, belki de menfaat temini için alıp Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesine götürüyor.
Geçmişi bu derece lakayt ve hafif nazarla görmek zihnen ne büyük “fakr” içinde olduğumuzun işareti.