ateş ve tarihi
Ateşin denetim altına alınması ve kullanılması için alet ve yöntemlerin geliştirilmesi, insanlığın evriminde önemli rol oynamıştır ve ilk insanların, sıcak iklimlerden, kuzeye doğru, Avrupa ve Asya’nın daha sert iklim koşulları altındaki bölgelerine yayılmalarını sağladığına inanılır. Arkeoloji buluntularından, söz konusu ateşin, kaza sonucu elde edilmiş ateş mi, bilinçli üretilmiş birateş’mi olduğunun belirlenmesindeki güçlükler nedeniyle, ateşin ilk kullanımı konusundaki tahminler çelişkilidir. Söz konusu buluntular arasında yanmış ve kızarmış topraklara, ateş uygulanması sonucunda değişikliğe uğramış kemik ya da taşlara rastlanan yerleşme yerleri ve ocak kalıntıları olabilecek kalın, kül ve ma- denkömürü tabakalarını içeren alanlar sayılabilir. Kenya ve Etyopya’daki en eski buluntular, günümüzden 1,5 milyon yıl önceden kalmadır. Kabataş döneminden, yani günümüzden yaklaşık 500 000 yıl öncesinden başlayarak, ateşin bilinçli kullanıldığı konusunda az miktarda kesin olmayan kanıt elde edilmiştir. Cilalıtaş dönemi yerleşmelerinde de, ateş yakma aletleri olabilecek, odunu sürtme yöntemiyle ateş elde etmek için delgiler ve demir parçalarından kıvılcım çıkartmak amacıyla çakmak taşlarından yapılmış cisimler bulunmuştur.
Ateş üretmeyi ve denetlemeyi başaran ilk insanlar, ısı ve ışık üretmişler, bu sayede çiğ haldeyken yenmesi güç yiyecekleri pişirmişler, ekinlere zarar veren hayvanları kaçırmayı, yırtıcı hayvanları barındıkları yerlerden uzak tutmayı başarmışlardır. Ayrıca ateş, sopaların uçlarının sivriltilmesini, kilden kapların ısıtılarak taş sertliği kazandırılmasını, toprağın tarıma açmak için bitkilerden temizlenmesini sağlamıştır.
Ateşin kullanılması, metallerin eritilip işlenmesine dayanan uygarlığın da doğmasını sağlamıştır. Teknoloji toplumlarının gücü, geniş ölçüde, yanabilir nitelikte yakıt (eskiden odunkömürü, yakın dönemde de maden kömürü ve petrol) miktarına sahip olup olmamakla ölçülmektedir.
Eski Yunan mitolojisinde, Prometheus’un, kullanımı tanrıların tekelinde olan ateşi insanlara vermek için çaldığından ötürü bir kayaya gerildiğine ve bir kartalın sürekli olarak, bittikçe yeniden büyüyen karaciğerini kemirdiğine inanılmıştır. İnsanlar, korku veren gücünden ve denetim altına alındığı zaman sağladığı yararlardan ötürü, çok eski dönemlerden başlayarak, ateşe tapmışlardır. Ateş dinde de çok önemli rol oynamıştır; tanrı olarak kişileştirilmiş (sözgelimi eski İran’da), birçok uygarlıklar çevresinde ailenin simgesi olarak tanınmıştır. Ayrıca, günahlardan arınmanın, ölümsüzlüğün ve yenilenmenin (yanınca küllerinden yeniden doğan Anka kuşu efsanesi) de simgesi olmuştur.