Osmanlı’yı Avrupaya Bağlayan İstasyon Sirkeci Tren Garı
4 Ocak 1871’de Küçükçekmece-Yedikule demiryolu hattının açılmasıyla beraber İstanbul halkı trenle tanıştı. Açılıştan bir gün sonra tren seferleri Yedikule-Ba- kırköy-Yeşilköy-Küçükçekmece duraldan arasında yapılmaya başladı. Trenle beraber sosyal hayatta da birtakım değişiklikler yaşandı. Evi Marmara kıyısında olan halk, işine sabah trenle gidip akşam trenle dönmeye başladı. Yeni bir uygulama olduğu için de birkaç hafta sonra eksikler ortaya çıkacaktı. Yedilcule’nin İstanbul’un merkezine uzak oluşu ve yağışlı havalarda bu yolu yürümek zorunda kalan yolcular hoşnutsuzluklarını belirterek ya hattın Sirkeci’ye kadar uzatılmasını ya da şehir merkezine araba seferleri konulmasını istemekteydiler. Yapılan incelemeler sonunda Sultan Abdiilaziz Han’ın izniyle demiryolu hattı Sirkeci’ye kadar uzatıldı ve burava idareten bir istasyon yapıldı.
Asıl istasyonun temelleri ise İkinci Abdülhamid Han Devrinde 11 Şubat 1888’de büyük bir törenle atıldı. Yaklaşık iki buçuk yıl sonra da binanın açılışı yapıldı. İstanbul, batının bitip, doğunun başladığı yerdi. Binanın mimarisinin bulunduğu coğrafyaya uygun olması için Alman Mimar A. Jasmund kolları sıvadı. Cephelerde tuğla bantlar kullanıldı. Kenarlara sivri kemerli pencereler ve ortaya da Selçuklu devri taş kapılarını hatırlatan geniş bir giriş kapısı yapıldı. Bekleme salonuna Avusturya’dan getirtilen büyük çini sobalar konuldu. Binanın aydınlatılması için çeşitli yerlere 300 havagazı feneri asıldı. Fotoğrafta; günümüzde de haşmet ve azametiyle dimdik ayakta duran Sirkeci Tren İstasyonu görülmekte… Bina ve yol boyu, bayraklarla donatılmış… Fotoğrafın çekildiği dakikalarda tren henüz gelmiş… Yolcular istasyonu boşaltmakta… Ortadaki faytoncu muhtemelen ağır yükü olan yolcuların yükünü taşımakta… Fotoğrafın çekildiğinden haberdar olan yolcularsa şöyle bir dönmüş, objektife poz vermekte…