Emsali Görülmemiş Adalet
Geçmişte yaşanmış ibretli sayfalar, hayatın her alanında ders alınması gereken ibretâmiz misallerle doludur. 245 sene önce Konya’nın Sille köyünde bir Rum ile bir Müslüman arasında yaşanan bir hadise var ki; gayrimüslim yahut azınlık dahi olsa insan haklarının korunmasına verilen önemi ortaya koyuyor…
Dünya tarihi boyunca Asr-ı Saadet ve Hulefa-i Raşi- dîn devirlerinden sonra, idaresi altında barındırdığı insanlara adaleti tam ve hak ettiği şekilde dağıtan Osmanlı Devleti gibi bir başka devlet görülmemiştir. Bunu her geçen gün ortaya çıkan yeni vesikalar teyit etmektedir. Osmanlılar temsil ettikleri medeniyetin her noktasına dikkat ettiler. İnsanlar arasındaki hukuku, insanın hayvanlara karşı vazifelerini, Müslüman’ın Müslüman’a, Müslüman’ın gayrimüslime karşı hukukunu hiç aksatmadan uyguladılar. Bu konuda makam ve mevki gözetmediler. Suçlu her kim ise onu cezalandırdılar.
Hâsıl-ı kelam, İslam hukukunun tayin ettiği sınırlar içinde davrandılar. Bu konuda Konya şer‘iye sicillerinde geçen, 245 sene önce Konya’nın Sille köyündeki bir Rum ile Ali isminde bir Müslüman arasında yaşanan ve mahkemeye intikal eden hadi seyi okuyucularımıza sunuyoruz. Sille köyündeki bir Rum’un kapısına gelip ağır hakaret edip ardından da tehdit eden Ali isminde bir Müslüman, mahkemede suçlu olmadığını beyan etmiştir.
Fakat, iki Müslüman şahidin Ali’nin aleyhinde şahitlik etmesi üzerine, eyalet valisinin de hazır bulunduğu muhakeme neticesinde Konya mahkemesi, Ali’nin Sille köyünden çıkarılmasına ve bir daha Sille’de ikamet etmemesine karar vermiştir.
Osmanlı Devleti mahkemelerinin 245 sene önce, idaresi altındaki insanların, gayrimüslim yahut azınlık dahi olsa haklarının korunması konusunda verdikleri bu karan bugünün muasır dünya devletleri için de verebilecek bir devlet var mıdır? Bırakın bu kararı vermeyi, insanlığın asgarî yaşama hakkına saygı göstere- bilen devlet sayısı acaba kaçtır?
“Bizler kendisinden razı ve hoşnut değiliz; kendisinin hali ve tavrı kötülük üzere olmakla köyümüzden çıkarılıp bundan sonra bu köyde sakin olmaması ona tenbih olunsun.”
Osmanlı’nın Adaleti
Mahkemenin kurulup şahitlerin dinlenmesi ve kararın verilmesi hak- kındaki bu vesika şöyledir:
“Konya şehri nahiyelerinden Su- dirhemi nahiyesine bağlı Sille isimli köy sakinlerinden işbu dava dilekçesi- ni veren Kapril oğlu Muşyi adlı zimmî (gayrimüslim). Karaman valisi Vezir Hacı Mehmed Paşa’run huzurun- da akdedilen şer’î mecliste. Sille sakinlerinden olup mübaşir vasıtasıyla getirtilen Mahmud oğlu Ali isimli kimse hazır olduğu halde Ali hakkın- da davada bulunup şöyle dedi:
‘Bu vesikanın yazılmasından bir gün önce bu Ali, adı geçen köydeki evimin harem kapısı eşiğine gelip haksız yere bana “Kâfir köpek, ithamcı! Seni katlederim” diyerek küfur etti ve şeriata aykırı olarak sövüp saydı. Kendinin sorguya çekilip şer’î olarak gereğinin yapılması ve hak olanın yerine getirilmesi isteğimdir.’
“Sorguya çekilen mezkûr Ali cevabında, Muşyi’nin harem kapısı eşiğine bir cevap için vardığını doğruladı ve yazıldığı üzere bir kâğıt gösterdi. Bunun üzerine davacıdan yazıldığı üzere iddiasını beyan eden delil talep edildi.
“Müslüman erkeklerin hür ve adaletlilerinden Hacı İsa oğlu Ali ve Osmanğlu Ömer isimli kimseler şahitlik için şer’î meclise çağrılıp hazır olup, şehadetlerine müracaat edildiğinde:
‘Gerçekten de zikredilen tarihte adı geçen Muşyi’nin harem kapısı eşiğine ismi geçen Ali gelip haksız yere “Kâfir köpek, ithamcı! Seni katlederim” diyerek küfür etti ve şeriata aykırı olarak ona sövüp saydı. Bizler bu hususa şahidiz, şehadet dahi ederiz.’ diyerek her biri şer’î olarak şehadetlerini eda ettiler.
“Şehadetleri kabul edilip ismi geçen Ali’nin hükmü verildikten sonra, davacı Muşyi, şer’î mecliste: ‘Mezkûr Ali’den emniyetim yoktur. Kendisi, fitne uyandırıcı ve insanların kötülerinden olup, köy işlerinin karışmasına sebep olmaktadır. Kimse kendisinden razı ve hoşnut değildir. Böyle kötü bir hal üzere olduğu için Ali’yi köyümüzden çıkarın. Durumu, kövümüz ahalisinden sorulup haberleri dahi yazılsın.’ dediğinde; Sille köyü ahalisinden Hacı Osman oğlu İsmail Ağa, Hacı Ali oğlu Hacı Ahmed, Ali oğlu Mehmed, Hacı Ali oğlu Hacı Mehmed, Hacı Hüseyin oğlu Mıısa, Hamza Beşe oğlu Hüseyin Beşe, Ahmed oğlu Ali ve zimmîlerden Çavuş Zimmî, Niğdelioğlu, Tori oğlu Dö- ğenci, Kulaksız Keşiş, Karyağdı oğlu Andon, Durmuş oğlu Yorgi, İse oğlu Arbaham, Baryem oğlu Sava, Topal Bostan, Dimitri, Ağaki, Aneştaş oğlu Sava; toplu olarak mezkur şer’î mecliste şöyle dediler:
‘Zikri geçen Ali, fitne uyandırıcı ve insanların şerlilerinden olup, köyümüzün işlerinin karışmasına sebebiyet vermektedir. Bizler kendisinden razı ve hoşnut değiliz; kendisinin hali ve tavrı kötülük üzere olmakla köyümüzden çıkarılıp bundan sonra bu köyde sakin olmaması ona tenbih olunsun.’
“Böylece cümlesi onun kötü halini haber vermeleriyle mezkûr Ali’nin Sille köyünden çıkarılıp bundan sonra o köyde yaşamaması kendisine tenbih olunmuştur. Vâki olan durum, davacının talebiyle yazılmıştır.”
Şahitler Mehmed Ağa oğlu İsmail Ağa,
Halil oğlu Molla Mehmed,
Hacı Musa Hacı Mehmed Ağa Es-Seyyid Abdullah Ağa,
Serdarzade Abdurrahman Ağa, Kara Hocazade Palulu(?) Molla Mehmed