İSTANBUL MİMARLARI BÖLGE
birinci tepe ile ikinci tepeden meydana gelen vadi arasında olup dördüncü bölge ve Ha- liç’e kadar dayanırdı. Portus Prosphorianus İskelesi (Yalıköşkü iskelesi) ki, İstanbul civarından getirilen erzak ve yiyecek maddeleri burada boşaltılırdı, suru sigma şeklindeydi. Bandori’ye göre bu iskelede, Kostantin Kopronim zamanına kadar öküz alım satımı olurmuş. Prosphorianus tabiri sonraları Kadıköy İskelesi şekline dönüştü. Bununla birlikte Kadıköy İskelesi, altıncı bölge içinde olup hemen hemen bugünkü Sirkeci İskelesi’ne karşılık gelen Bahçekapı İskelesi’nden (Neorium) ayrı tutulmalıdır. Beşinci bölgede gösterilen meydanlarla binalar arasında Strategium (Burada Forum Theodozle,87 Mısır’daki Teb şehrinden getirilen dört köşeli dikili taş vardı), özellikle dikkati çekmektedir. Strategium denilen yer, şimdiki Bâbıâli’nin olduğu yerden başka bir yerde bulunmuş olamaz. Pierre Gilles İstanbul’a geldiği zaman (Kanunî zamanında), vaktiyle Mısır’daki Teb şehrinden getirilmiş olan söz konusu dikili taşı orada dikili hâlde gördüğünü söylüyor. Bu sütun daha sonra yerinden kaldırılarak Müze-i Hümayun’a nakledilmiş. Beşinci bölgenin güney sınırı, Forum Kostantin’e kadar Divanyolu ile sınırlıydı. Altıncı bölge işte buradan başlardı. Honorios’un Hamamları, Theodosius Sarnıcı88 (Evdoksia’nın hamamı Bâbıâlî civarındaydı) ve bilinen bir ayazma89 da bu bölge sınırları içerisindeydi.
ALTINCI BÖLGE
Altıncı bölge de Haliç üzerinde olup Forum Kostantin’den Haliç’e kadar olan bütün alanı, yani ikinci tepenin batı tarafını, ikinci ile üçüncü tepeler arasındaki vadiyi ve üçüncü tepenin eteğinde bulunan Haliç’in bütün sahillerini kapsardı. La Description adındaki eser, bu bölge içindeki Neorium (Bahçekapı, Gümrük Dairesi’nin bulunduğu yer) denilen limanla iskelesini zikrediyor ki, bu iskeleden, vaktiyle karşı yakada bulunan Galata’ya (Syca- e) geçilirdi. Vaktiyle Zeugma ve Perama (Yemiş İskelesi) adlarıyla anılırdı. Dördüncü ile beşinci bölgeler arasındaki Haliç’in sahil yerleri daha sonraları İtalyanlar’a tahsis edilmişti. Her ne kadar kendilerinin haklarını ve ayrıcalıklarını belirleyip sınırlandıran belgelerde açıklık yoksa da, anılan bölgelerin İdarî bölünmelerinin, bu yerlerin yabancılara ayrılmasında büyük bir öneme sahip olduğunda şüphe yoktur. Aya İrini Meydanı tarafında Aya İrini ve Aya Anna, havarilerden Thomas, Aya İkola, Ayos Panteleimon, Ayos Mihal, Andre, Platon Kiliseleri ile Papyle, azizlerden Julian, Prokop (Kaplumbağa Sokağı tarafındaydı, Chelone) Manastırları ve yine azizlerden Ayos Theodor Mabetleri bu daire içinde bulunurdu. Şehzadebaşı’ndaki Kalender Camii, eski Deipara Dakonissa9° mabedidir. Theodor Kilisesi, Vefa Meydanı’nda, Şeyh Ebû’l-Vefa Camii’nin karşısındaki sokak içerisindeki Molla Güranî veya Kilise Camii’dir.91 Beşinci ve altıncı bölgeler, daha sonraları Ceneviz ve Venediklilerin yerleşimine ayrılmıştı. Zikredilen müesseselerden başka, eski bir âyân sarayı da Kostantin’in yaptırdığı bu bölgedeydi. Eski genel âdetlere uygun olarak, imparatorlar burada konsolosluk elbisesini giyerlerdi. Zamanımızın merasim tarzına uyduracak olursak, bizde kılıç alayı, yabancı hükümetlerde de taç giyme törenidir. Bu muhteşem daire, daha sonraları kendiliğinden harap olmuş ve fetihten sonra da Sultan İkinci Mehmed Han Hazretleri kalıntıları üzerine Eski Saray’ı yaptırmışlardır ki, bu da zaman içerisinde harap olduğundan, yerine Sultan Abdülaziz Han tarafından büyük Seraskerlik Dairesi inşa ettirilmiştir. Burası hâlâ Eski Saray adıyla bilinir. Eskiden tahta oturan Osmanlı padişahlarının cülus törenlerinde padişaha Topkapı Sarayı’nda biat edilirdi. Yalnız Sultan Beşinci Murad Han ile Sultan Beşinci Mehmed Reşad Han Hazretleri’nin biat merasimi Serasker Kapısı’nda olmuştur. Bu bölgede, Philadelphium (Direklerarası) ile Forum Kostantin, yani Çemberlitaş Meydanı özellikle anılmaya değerdi; Forum Kostantin’in İstanbul’da yapılan ilk bayındır yapı olduğunu kitabımızın başında zikretmiştik. Kostantin Meydanı’nın ne şekilde yapıldığını eski eserler tarif ediyor. Meydanın iki tarafı, yarım daire şeklinde fevkalâde zarif revaklarla çevrilmiş. Tarihçilerden Codinos, bu revaklara “sigma şeklinde embo- los (Embolos Sigmatoides)” diyor; elips şeklinde olan bu revakların uçlarında iki muhteşem zafer takı varmış. Bu zafer taklarıyla, bu güzel bina dairevî bir şekil alırmış. İnsanlar, kapı yerindeki bu revaklardan meydana girerlermiş. Hâlâ gördüğümüz katlanmış şekildeki Çemberlitaş işte bu zarif ve güzel meydanın orta- sındaydı. Milâdî beşinci asır tarihçilerinden Zozim,92 ikinci kitabında bu meydana dair bilgi veriyor.
YEDİNCİ BÖLGE
Pierre Gilles, bazı eski belgelerde gördüğü “Kostantin Sütunu’nun sağ tarafından Theodosius Meydanı’na kadar uzayan” kaydından dolayı, yedinci bölgenin yerini belirlemede bazı güçlüklerle karşılaşmıştır. Bu kişi Seraskerlik Kapısı yakınındaki bazı kalıntıların Aya İrini’ye ait olduğu rivayetine fazlaca güvendiğinden, yedinci bölgeyi, Haliç sahillerinde göstermiştir. Bununla birlikte, bundan sonrakinin, yani sekizinci bölgenin anlatılmasından açıkça anlaşıldığına göre, Theodosius Basiliki ile Capitol ve Forum Kostantin’den Forum Tauri’ye kadar sol taraftaki revaklar da bu sekizinci bölge içerisindeydi. Pierre Gilles’e göre, Torus Meydam’mn güney kısmında bulunan Theodosius Sütunu yedinci bölgenin kısımlarından biriydi. Bundan dolayı, yedinci bölge, Haliç üzerinde gösterildiği takdirde, yedinci ve sekizinci bölgelerin yan yana geleceğine çapraz bir şekilde bulunmuş olduğunu düşünmek gerekir. İkinci olarak Perama’ya kadar Haliç sahilinin zaten dördüncü, beşinci ve altıncı bölgelerle işgal edildiğini ve yirmi beş sokağıyla beraber bu yedinci bölge için Haliç tarafında artık yer kalmayacağını da dikkate almamız lâzımdır. Hâlbuki, bu yedinci bölge, Marmara sahilinde gösterilirse, şehrin eğimli iki yüzeyi arasında bir karşılıklı bakışma imkânı meydana gelerek, böylece Divanyolu ile ayrılmış olan birinci, üçüncü ve yedinci bölgeler, dördüncü, beşinci ve altıncı bölgelerle karşı karşıya bulunmuş olur. Şu hâlde yedinci bölgenin sınırı şöyle oluyor: Doğuda Forum Kostantin’den denize inen tepe, kuzeyde Kostantin Sütunu’ndan Forum Tauri’deki Theodosius Sütunu’na kadar Cadde-i Kebîr ile Evbulus’un güney yönündeki revaklar ve batıda Forum Tauri’den denize inen tepenin sırtıyla çevriliydi. Bayezid’den denize inen bu sırta hâlâ Tavşan Taşı Yokuşu derler.
Lâtince metinlerde, bu bölgedeki Ayos Pavlos, Aya İrini ve Aya Anastasia Kiliselerine ait yazılara gelince: Bunlar hakkındaki ifadelerden kesin bir sonuç çıkarılamaz. Yazarların zikrettikleri Aya İrini adındaki üç kiliseden biri, ikinci bölge içindeki Ecclesia Antiqua (Askerî Müze binası), diğeri Haliç sahilinde (dördüncü veya beşinci bölgede), üçüncüsü de tam karşı yakada Galata’da idi. Hazret-i İsa’nın göğe çıktığı kilise adıyla anılan Aya Anastasia Kilisesi [Dizdariye’de Şehid (Sokollu) Mehmed Paşa Camii’nin bulunduğu yer] üçüncü bölgede, At Meydam’mn güney tarafındaydı. Bu kilise ile yedinci bölge içinde bulunan Aya Anastasia Kilisesi aynı değildir. Üçüncü tepeyi ve ikinci tepenin içine aldığı vadinin yarısıyla Bayezid Meydam’mn bir kısmını işgal eden bu yedinci bölgede, daha önce zikredilen mabetler ve binalardan başka azizlerden Ayos Theodor93 ve İstanbul patriklerinden Ayos Pavlos adına yapılmış kiliselerle İmparator Valantinien tarafından kızı Carossie adına inşa edilip Carossieler Hamamı olarak bilinen hamamlar ve İmparator Theophilos tarafından kızları için yaptırılan Karien Sarayı da vardı. Theophilos tarafından yaptırılan bu saray, İstanbul’un fetihten sonra yeniçeri ağalarının ikametine ayrılarak Ağakapısı adıyla şöhret bulmuş ve cennet-mekân Sultan İkinci Mahmud tarafından hicrî 1241 senesinde yeniçeri ocağının kaldırılması üzerine müftülük binası olmak üzere şeyhülislâm efendilere tahsis edilmişti. Bu bölgenin kurulu olduğu tepenin batısını (Bayezid Meydam’mn yarısı) işgal ederdi ki, burasını Büyük Theodosius yaptırmıştı. Bugün Bedesten denilen daire94 bu meydan içindeydi. Bu binayı, Büyük Kostantin zamanında İstanbul valisi olan ve Lâleli’deki sarnıcı yaptıran Modest inşa ettirmişti. Bu bina içinde vaktiyle kıymetli eşya korunur ve satılırdı.95 Bayezid Meydam’mn içinde, Theodosius’un yüzeyi fevkalâde güzel bir sanatla işlenmiş kabartma resimlerle süslü büyük bir sütunu da (Tetrapylon – Anemodoulion) vardı.96 SEKİZİNCİ BÖLGE
SEKİZİNCİ BÖLGE
Sekizinci bölgenin yeri ve kapladığı alan hakkında şüpheye yer yoktur. Bu bölge, üçüncü tepenin yaylasını tamamen içine alıp bu şekilde altıncı, yedinci, sekizinci ve onuncu bölgelerin, etrafında toplandıkları merkez noktasını oluşturur. Bir taraftan Forum Tauri ile (Theodosius Basiliki), Capitol ve Forum Kostantin’in bir kısmı Forum Kostantin’den Forum Tauri’ye kadar yani kuzey tarafındaki revaklar^7 bu bölgenin güney ve batı sınırlarını oluşturuyordu. Burası hiçbir yerde denize temas etmediğinden üçüncü tepenin kuzeye doğru olan gayet dik yokuşları ile Haliç sahilindeki mahalleler arasında sınır çizgisi teşkil ettiği düşünülebilir. Doğu yönü ise altıncı bölgeye bitişiktir. Forum Kostantin’in batısından üçüncü bölgenin eteğini takiben Odunkapı istikametinde Haliç’e inen uzun sokak sekizinci bölgenin doğu sınırı olarak sayılmalıdır. Bu uzun sokak hâlâ Uzunçarşı diye meşhurdur. Bizanslılar zamanında Macron Embolon olarak anılıyordu ki şimdiki Türkçe tabiri de bunun aynısı gibidir. İmparatorların Meryem Ana Kilisesi’ne gidecekleri zaman bu sokaktan geçmeleri gerekirdi. İmparatorlar Forum Kostantin’in batı tarafında Cadde-i Kebîr’i bırakarak, yani Bayezid yönüne gitmeyerek Macron Embolon ole Mauiren yoluyla Porta Viglae (Odunkapı)’den çıkıp Haliç’e kadar iner ve Petrion (Fenerkapı)’dan geçerek sahil boyunca Blacherna’ya giderlerdi.?8 Kırk Şehitler, Havari Ayos Markus Kiliseleri ve o tarihte Okullar Basiliği99 dedikleri, bugün Lâleli Camii’nin yapılmış olduğu tepe, büyük bir han ve Theodosius’un sarayı da bu bölge sınırları içerisindeydi. Theodosius Sarayı’nın bulunduğu yerde bugün Bayezid Camii ile türbesi vardır.
DOKUZUNCU BÖLGE
Bu bölge denize kadar üçüncü tepenin güney inişini kaplar. Doğu yönünde Tavşan Taşı Yokuşu, bölgeyi yedinciden ayırır ve batıda da on ikinci bölgeye dahil bulunan Teodoziak Limanı’na (Langa Limanı) kadar uzanır. Bu bölgeyi onuncudan ayıran Divanyolu’dur. Dokuzuncu bölgede Hazret-i Meryem (Ste. Vierge du Curateur),100 Rabdos (Ravdos “baston, asa” demektir.) ve Kadırga Limanı tarafında azizelerden Ste. Thecle, havarilerden Thomas adlarına yapılmış kiliselerle diğer mabetler bulunmaktaydı. Bugün Bodrum veya Mesih Paşa Camii101 adlarıyla bilinen Myrelee Manastırı’nı ve Valantinien’in kız kardeşi Anastasia adına yapılmış hamamları (Kızlar Ağası Hamamı’nın yeri) ve Arkadios’un kızı Arkadio’nın Şehzade Camii semtindeki konağı ve Langa102 tarafında buğday muhafazasına mahsus ambarları ve nihayet Amastri Meydanı’nı (Forum Amastrianonum, Şehzade Meydanı’dır) içine alırdı. Bu meydanda buğday ölçmek için bakırdan bir ölçek vardı. Bu ölçek on üç litre tartabilirdi.
O N U N C U B Ö L G E
Onuncu bölge üçüncü bölgenin batı çizgisi üzerindeki Cadde-i Kebîr ile Haliç üzerindeki yerleri içine alan kısımdır. Ayos Akakios (masum demektir) Kilisesi bu bölgenin sınırını oluşturur. Ayos Akakios Kilisesi yedinci bölgedeki Kumkapı civarında Ayos Akakios (St. Acace) değildir. Buradaki küçük mabetten maksat Akakios’un idam edildiği yerde inşa edilen kilise olup Bandori’ye göre Bâb-ı Hümayun’da İstavrit mevkiinde Kasia ismiyle anılırdı. Bu münasebetle Bâb-ı Hümayun, Haçlılar ile Paleologoslar zamanında bu isimle bilinen ve daha batı tarafında bulunan Balat Kapısı olmayıp, Kostantin surlarının bir kapısının kastedildiği açıktır. Zira onuncu bölge, Haliç üzerinde yerleşmiş son bölgedir. Bu bölge ile on dördüncü bölge arasında (Blachemalar) boş bir saha vardır. Havariyun Kilisesi’ni içine alan on birinci bölge denize inmeyerek dördüncü tepeyi oluşturmuştur. Unkapanı ile Odunkapı arasındaki Ayazma Kapısı muhtemelen Ayos Akakios’un bir hatırasıdır.