wiki

PARŞÖMEN

P AR ŞÖM EN ; Aim. Pergament (m), Fr. Parchemin
(m), İng. Parchment. Üzerine yazı yazmak
ve resim yapmak için kullanılmak üzere, özel olarak
hazırlanmış hayvan derisi. Parşömenin M.Ö. 2.
yüzyılda Pergamus (Bergama) şehrinde keşfedildiği
söylenir. Bundan önceki devirlerde, papirüs
kâğıdına yazı yazılırken, bu maksatla hayvan derileri
de kullanılırdı. Bu deriler sâdece kurutulurdu.
Bu bakımdan papirüs kadar iyi değildi.
Perganon Kralı II. Eumenes, Bergama’da bir
kütüphâne kurmak istiyordu. Fakat Mısır Hükümdan
Epiphane (M.Ö. 205-181) papirüs ihrâcını
yasakladığından, BergamalIlar papirüs yerine kullanılabilecek
parşömen yapım metodunu M.Ö.
190’da geliştirdiler ve sözkonusu kütüphane keçi
derisine yazılmış kitaplarla kuruldu. Parşömen
yapım tekniğinin geliştirilmesi ile en kıymetli kitaplar
bu tür kâğıtlar üzerine yazıldı. Fakat bununla
berâber, papirüs gerek tedârikinin kolay oluşu,
gerekse daha az mâliyetli oluşu sebebiyle, bundan
sonra uzun yıllar kullanıldı.
Parşömen, önceleri, kirli sarı renk tonundaydı.
Çünkü o yıllarda henüz beyazlatma işlemi bilinmiyordu.
Ancak çok kıymetli el yazmalarında
altın ve gümüş harflerle yazılan yazının daha güzel
görünmesi için eflatunî kırmızı renge boyanırdı.
Bu boyama işlemi, Hıristiyanlık döneminde mukaddes
kitaplar için yapıldı ve asrımıza kadar devam
etti. Duâ kitapları için siyaha boyama da yapıldı.
P
arşömen üzerine en eski el yazmaları 3. asra
kadar gitmektedir. Yedinci yüzyılın sonundan îtibâren
parşömen her yerde papirüsün yerini almıştır.
Beşinci yüzyıldan 15. yüzyıla kadar hemen
hemen bütün el yazması eserler parşömenüzerine yazıldı. Bu şekilde artan talep, parşömen
üretimi konusunda önemli bir sanâyinin gelişmesine
sebep oldu. Bu sanâyide çalışan işçilere “pergaminari”
denilmekteydi. Artan tüketim, üretimi
yetersiz hâle getirdi ve tabiî ki fiyatlar yükseldi. Bu
durumda ekonomikliği sağlamak bakımından daha
az önemli ve târihî değeri daha az olan belgeler,
silinmek sûretiyle veya önceki yazılar yıkanılarak,
yeniden kullanıldı.
Parşömenin esası olan, hayvan derisinin normal
işlenme metodu şöyledir. Derinin tüyleri kırkılır;
kıl dipleri alınır; kazmır, parlatılır, kireçle muâmele
edilir; gerilir ve kurutulur. Bazan sünger
taşı ile oğulur. Tüyleri kesilen deri kireçlendikten
sonra yarım silindirik bir ağaç üzerine serilerek bıçakla
kazınabilir. Bol su ile yıkanır. Bu şekilde temizlenen
deri bir tahta üzerine gerilerek tebeşir tozu
serpilir ve yukarıda bahsedildiği gibi gâyet
düzgün bir sünger taşı ile oğalanır. Bu işlemler sırasında
derinin yüzeyinin çizilmemesine dikkat
edilir. Bu şekilde hazırlanan deri, bir çerçeveye gerilerek
kurutulur. Böylece îmâl edilen parşömenin,
üretim metodları zamanla daha da gelişmiştir.
Parşömen en çok genç dana, koyun ve keçi derisinden
yapılırdı. Kuzu derisi daha beyaz ve daha
ince olduğundan tercih edilirdi. Bütün bu deriler,
parşömen yapılmadan önce hertürlü yağdan temizlenirdi.
Ortaçağda parşömenin hazırlanması ve kullanılması
zaman ve yer bakımından çok değişiklik
göstermektedir. Onuncu yüzyıla kadar el yazmalarında
kullanılan parşömen, genellikle yüksek
parlaklıkta, çok ince ve beyazdı. Daha sonra kalite
bozularak, ekseriya sert, kaim, yağı iyi alınmamış
ve şeffaf özellikler gösteren parşömenin
kullanıldığı görülmektedir. Sonra kâğıt kullanılmaya
başlandı ve parşömenin yerini aldı ve matbaanın
keşfi hat sanatını (kısmen) öldürdü. Parşömene
yazılan kıymetli kitaplar az veya çok sayıda
dört yapraklı formalardan meydana gelirdi.Bugün parşömenin kullanılışı oldukça azalmakla
beraber, çok uzun ömürlü olup, resim yapmaya
ve yazı yazmaya çok uygun olduğundan bazı
lüks kitaplar ve önemli vesikalar için kullanıldığı
görülmektedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir