wiki

ORHUN ÂBİDELERİ

M.S. 8. yüzyılın ilk yarısında dikilen Orhun Âbideleri Türk dili ve edebiyatının ilk yazılı örneklerinden biri olarak kabul edilmektedir.
M.S. 8. yüzyılın ilk yarısında dikilen Orhun Âbideleri Türk dili ve edebiyatının ilk yazılı örneklerinden biri olarak kabul edilmektedir.

M.S. 8. yüzyılın ilk yarısında dikilen Orhun Âbideleri Türk dili ve edebiyatının ilk yazılı örneklerinden biri olarak kabul edilmektedir.

ORHUN ÂBİDELERİ; Göktürk Devletinden kalma, 7 ve 8 . asra âit en eski taş kitâbeler. Üzerinde, Türk Edebiyâtının, ilk örnekleri bulunan “bengü taşları”dır. Moğalistan’ın kuzey-doğusun- da, eski Orhun Nehri yatağına dikilmiş oldukları için bu kitâbelere Orhun Âbideleri, Göktürk Devletine âit oldukları için de Göktürk Kitâbeleri denmiştir. Âbidelerde adı geçen Ötüken Ormanı, Türklerin Birinci İstiklâl Savaşını kazanan Kutluk Kağan tarafından, yeni Türk devletine idâre merkezi olarak seçilen yerdir. Orhun civârmda Orhun yazısı ile yazılı daha başka kitâbeler de bulunmuştur. Belli başlıları altı tânedir. Fakat bunların en büyükleri ve mühimleri üç tânesidir.

Birincisi olan Kül Tigin Âbidesini, ağabeyi Bilge Kağan, 732’de diktirmiş, İkincisi olan Bilge Kağan Âbidesini de ölümünden bir yıl sonra 735’te kendi oğlu diktirmiştir. Üçüncü olarak vezir Tonyu- kuk Âbidesi ise 720-725 senelerinde kendisi tarafından dikilmiştir.

Kül Tigin Âbidesi: Kağan olmasında ve devletin kuvvetlenmesinde birinci derecede rolü olmuş kahraman kardeşine karşı, Bilge Kağan’m duyduğu minnet duygularını ifâde eden, bizzât hüküm- dâr ağzından yazılmış hitâbedir. Yere devrilmiş vaziyette bulunmuştur. Rüzgâra mâruz kalan kısımlarında tahribât ve silintiler vardır. Yüksekliği 3,75 metredir. Saf olmayan mermerdendir. İtina ile yontulmuş, yukarı doğru daralmaktadır. Dört cephelidir. Âbidenin doğu cephesinin üstünde kağanın işâreti vardır. Batı cephesi Çince kitâbe ile kaplıdır. Diğer üç cephesi Türkçe kitâbelerle doludur. Âbidedeki kitâbeleri, Bilge Kağan ve Kül Tigin’in yeğeni Yollug Tigin yazmıştır. Satırlar yukarıdan aşağıya doğru yazılmış ve sağdan sola doğru istif edilmiştir. Satırların uzunluğu 235 cm kadardır. Cetvelden çıkmış gibidir. Âbidenin Çince kitabesinde Türk-Çin dostluğu, Türk İmparatorluğu ve Kül Tigin methedilmekte, tanıtılmakta ve târihler düşürülmektedir.

Bilge Kağan Âbidesi: Aynı yerde Kül Tigin Âbidesinin bir kilometre uzağındadır. Şekli, tertibi ve yapısı, tamâmiyle birincisine benzemektedir. Yalnız biraz yüksektir. Bu âbidede Bilge Kağan hitabeder. Aynca Kül Tigin’in ölümünden sonraki vak’aların ilâve edildiği görülür. Bu eser hem devrilmiş hem parçalanmıştır. Tahribat ve silinti bunda çok fazladır. Bu âbideyi de yeğeni Yollug Tigin yazmıştır. Her iki âbidede de Bilge Kağan’m sözlerinin dışında Yollug Tigin’in kitâbe kayıtları ve ilâveleri yer almaktadır.

Vezir Tonyukuk Âbidesi: Diğer iki âbidenin biraz daha doğusunda bulunmaktadır. Devrilmemiş, dikili, dört cepheli iki taş hâlindedir. Birinci ve daha büyük olan taşta 35, ikinci taşta 27 satır vardır. Bu âbide, İltiriş Kağan’ın isyânma iştirâk eden ve o günden Bilge Kağan devrine kadar devlet İdâresinin baş yardımcısı olarak kalan, Vezir Tonyukuk tarafından diktirilmiştir. Âbidede bu kudretli ve tecrübeli müşâvir vezirin kendisi konuşmaktadır.

Orhun âbideleri, Göktürk Devletinin kuruluşundan yarım asır sonra, Türk Beylerinin anayurttan uzaklaşarak, kendilerini Çin’in yumuşak ipeklerine ve hileci siyasetine kaptırıp bozulduklarını anlatır. Eskisi gibi iyi ve bilgili olmayan bu beylerin elinde Türk Devletinin nasıl sarsılıp yıkıldığını aydınlatır. Bu yüzden tam elli yıl, Çin ilinde esir yaşayan doğu Türklerinin, esirlik hayâtına alışamıyarak, durmaksızın isyan ettiklerini ve sonunda muvaffak olduklarını, yeniden istiklâl kazandıklarını anlatır. Sekizinci yüzyılda, Çinlilere karşı yapılan İstiklâl Savaşı kazanıldıktan ve Türk bütünlüğü sağlandıktan sonra, bunların unutulmaması için diktirilmiştir. Orhun Âbideleri çok yönlü vesikalardır.

Şöyle ki: “Türk milletinin adının geçtiği ilk Türkçe metin olup; taşlar üzerine yazılmış ilk Türk târihi; Türk devlet adamlarının millete hesap vermesi; milletle hesaplaşması, devletin ve milletin karşılıklı vazifeleri; Türk nizâmının, Türk töresinin, Türk medeniyetinin, yüksek Türk kültürünün büyük vesikası; Türk askerî dehâsının, Türk askerlik sanatının esasları; Türk feragat ve faziletinin büyük örneğidir. Türk İçtimaî hayâtının yüksek tablosu; Türk hitâbet sanatının şâheseri, hükümdarâne edâ ve ihtişamlı hitap tarzı; Türk milliyetçiliğinin temel kitabı; Bir kavmi bir millet yapabilecek eser; Türk yazı dilinin ilk örneği ve başlangıcını mîlâdm ilk asırlarına çıkartan delil, Türk ordusunun kuruluşunu ilk asırlara götüren vesika; insanlık âleminin sosyal muhtevası bakımından en mânâlı mezar taşlarıdır. Orhun Kitâbelerinden, 12. asırda târihçi Cuveynî, Târîh-i Cihângüşâ’sında bahsetmiştir. Ayrıca Çin kaynaklarında da bu âbidelerden bahsedilmektedir. 1709’da Poltava Savaşında Ruslara esir düşen İsviçreli subay Strahlanberg, 13 sene Sibirya’daki sürgün hayâtında serbestçe gezip dolaştığı yerlerde incelemelerde bulunmuş, 1730’da kendi vatanına döndüğünde araştırmalarını yayınlamıştır. Bunun üzerine 1890’da Heikel’in başkanlığında bir Fin, 1891’de de W. Radloffun başkanlığında bir Rus ilmi heyeti kitâbelerin mahalline gönderilmiştir. Her iki heyet âbideleri tetkik edip, fotoğraflarını Avrupa ilim merkezlerine dağıtmışlardır. DanimarkalI Bilgin V. Thomsen 1893’te Orhun yazısını çözmeyi başarmıştır.

Son olarak Türk bilgini Talat Tekin, Amerika’da Orhun
Türkçesinin bir gramerini ve kitâbelerinin yeni bir neşrini yapmıştır. Orhun Kitâbelerinin metninden bir kısmı şöyledir: “Kişi oğlında üze eçüm apan Bumin Kağan İstemi Kağan olurmuş, Olınpan Türk Buduning ilin törüsin tutan birmiş, iti birmiş. Tört bulung kop yağı ermiş. Sü sülepen tört bu- lungdaki budung kop almış, Kop baz kılmış. Baş- lığıg yükündürmüş tizliğig sökürmiş. İlgerü Kadırgan yışka tegi, kirü Temir Kapıg- ka tegi kondurmuş. İkin ara idi oksız Kök Türk an- ça olurur ermiş, Bilge Kağan ermiş, Alp Kağan ermiş, Buyrukı yime bilgi ermiş erinç, alp ermiş erinç, Beğleri yime, budum yime tüz ermiş, Anı üçün ilig ança tutmış erinç.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir