LOKAVT; Aim. Aussperrung (f), Fr. Lock-out
(m), İng. Lockout. İş yerinde faaliyetin tamâmen
durmasına sebeb olacak tarzda, işveren ve işveren vekili
tarafından, kendi teşebbüsü ile veya bir işveren
kuruluşunun verdiği karara uyarak, işçilerin topluca
işten uzaklaştırılması. Kelime olarak, İngilizcede
lock-out “birinin yüzüne kapıyı kapama”dır.
Toplu iş sözleşmesinin işçi sendikası ile işveren
veya işveren sendikası arasında yapılması sırasında,
ihtilâf veya uyuşmazlık çıkması ve işçi sendikasının
da kânuna uygun “grev” kararı alması hâlinde,
kânun hükümlerine uygun olarak yapılan lokavta
“kânûnî lokavt;” kânûnî lokavt için aranan
şartlar gerçekleşmeden yapılan lokavta ise “kânun
dışı lokavt” denir. Hâlen yürürlükte olan kânunlara
göre, siyâsî maksatlı lokavt, genel lokavt, dayanışma
lokavtı kânun dışı sayılmıştır.
Devletin ülkesi ve miletiyle bölünmez bütünlüğüne,
millî egemenliğe, cumhuriyete, millî güvenliğe
ters maksatlı lokavt yapılması, kânunlarla
kesin olarak yasaklanmıştır. 1936’da çıkartılan
3008 sayılı iş kânununda, grevde olduğu gibi lokavt
yapılmasının yasak olduğundan bahsedilmiştir.
1961 Anayasası ile grev hakkından bahsedilerek lokavta başvurulmasının ayrıca kânunla
düzenleneceği hükmüne yer verilmiştir. Anayasaya
bağlı olarak 1963 senesinde çıkartılan 275 sayılı,
Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kânunu’nda
grev ve lokavtın yapılma şartı ve esasları
düzenlenmiştir. Bu düzenlenmeden sonra ülkemizde,
1980 senesine kadar sayısız ideolojik maksatlı
yıkıcı grevler yapılmasına karşılık lokavta
da başvurulmuştur; değeri milyarları bulan iş gücü
ve millî servet kaybına sebeb olunmuştur. 1982
Anayasasında grev hakkı ile lokavta başvurma
usûl ve şartları yeniden düzenlenmiştir. Yine 1982
Anayasasının 54’üncü maddesinde, MGrev hakkı
ve lokavt iyi niyet kurallarına aykırı tarzda, toplum
zararına ve millî serveti tahrib edecek şekilde kullanılamaz.”
hükmüne yer verilerek, grevde olduğu
gibi, lokavta başvurulmasında da ülke zararına
olan durumlarda bir sınırlama getirilmiştir.
1982 Anayasasına bağlı olarak 7.5.1983 târihinde
2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve
Lokavt Kânunu yürürlüğe konmuştur. Bu kânuna
göre, (can ve mal kurtarma), (cenâze ve tekfin),
(su, elektrik, havagazı, kömür, tabiî gaz ve petrol
sondajı, üretimi, tasfiyesi ve dağıtımı) işleri ile
(banka ve noterlik hizmetleri), (demiryolu, itfaiye,
temizlik ve şehir içi deniz hatlarında) grev yapılamayacağı
gibi lokavta da başvurulması yasaklanmıştır.
Eğitim ve öğretim kurumlan, çocuk bakım
yerleri, huzurevleri, Millî Savunma Bakanlığı
ile Jandarma Genel Komutanlığı ve Sâhil Güvenlik
Komutanlığınca doğrudan işletilen iş yerleri
ile hastane, klinik ve sağlık müesseseleri gibi
yerlerde de lokavta başvurulması yasaklanmıştır.
Ayrıca genel sağlığı veya millî güvenliği bozucu
özellikte lokavtlar Bakanlar Kurulu tarafından 60
gün süreyle ertelenebilir. Bu karara karşı Danıştay’da
iptal dâvâsı ve yürütmeyi durdurma dâvâsı
istenebilir.
Yukarıda sayılan yasak işlerle, işyerlerinde
yürütülen toplu iş sözleşmelerinde, uyuşmazlık
çıkması hâlinde nihaî çözüm mercii olarak Yüksek
Hakem Kurulu, teşekkül ettirilerek bu kurulun
yaptığı sözleşme, iş yeri toplu iş sözleşmesi olarak
kabul edilmiştir. Ayrıca taraflar arasında ihtilaf
çıkması hâlinde, grev ve lokavta başvurmadan
sözleşmenin yapılması için Yüksek Hakem Kurulu’na
başvurabilecekleri hükmü de getirilmiştir.
Bu yola başvurulması hâlinde grev ve lokavt yapılması
yasaklanmıştır.
LOKAVT
24
Eki