Kayıkçı Kul Mustafa
türk halk
şairi (XVII. yy. – 1658’den sonr.). Gençliğinde
Garp ocakları’nda Murat Reis’in yanında
Cezayir’de bulunduğu için “Kayikçı”
lakabını aldığı söylenir. Daha sonra Istanbul’a
gelerek Yeniçeri ocağına girdi.
Orduyla birçok savaş ve sefere katıldı; şi,
irlerinde bunlarla ilgili duygu ve düşüncelerini
anlattı. Evliya Çelebi’nin saydığı ordu
şairleri arasında onun da adı geçer.
Iran şah Abbas l’in Bağdat’ı almasını
(1623), Murat IV’ün Bağdat seferine katılmasını
(1630), Deli İbrahim’in padişah olmasını
(1640) konu edindiği şiirleri, destanları,
Osman Irnin öldürülmesi (1622),
Murat IV’ün ölümü (1640) üzerine söylediği
mersiyeleri yaşamıyla ilgili ipuçları verir,
Murat IV’ün Bağdat kuşatması sırasında,
kaleden atılan oklarla yaralanıp Dicle’ye
düşerek boğulan ve ölümü, padişah
dahil bütün orduyu-üzen Genç* Osman
için söylediği destan, şiirlerinin en ünlülerinden
sayılır. Yeniçeri ortalarında, serhat
boylarında uzun yıllar şiirleri söylenip
okundu. Yalnız kara savaşlarını değil, deniz
savaşların, da çok canlı olarak betimledi.
Gemi cenklerine çıkılmasını, yenilen
düşman gemilerini yedeklerine alıp sürüklemelerini,
kaptanlann söylevlerini vb.
inandırıcı, coşkulu bir dille aktardı. XVII.
yy.’ın tanımış âşıklarından Bursalı Halil ile
karşılıklı şiirler söylemişti. Tarih olaylarını
hikâyeleştirdiği şiirlerinden çok, kendi aşk
duyguları, ayrılık acıları, doğa sevgisini dile
getirdiği semai, türkü ve koşmalarında
yaratıcılığı görülür. Şiirlerini çöğür çalarak
söylediği bilinir. Şiirleri teknik bakımdan
kusurlu da olsa, halkın benimsediği deyişleri
yansıtması bakımından kendi döneminde
ve sonraki yüzyıllarda yetişen
şairler üzerinde etkili oldu. Şiirlerini ilk kez
Fuat Köprülü derledi (1939).