TAKAS, Alm. Kompensation, Ausgleichung (f), Fr.
Compensation (f). İng. Exchange of goods; compensation.
Alacak, verecek kalmama, ödeşme, sayışma,
değişme, birbirine karşı aynı cinsten zamanı gelmiş alacağı
bulunan kişilerden birinin tek taraflı beyanıyla kar
şılıklı borçların az olanı miktarında sona ermesi.
Borçları sona erdirmede kullanılan en eski usûllerden
biridir. İlk defa İslâm hukuku tarafından kesin hükümlere
bağlanmıştır.
Türk hukukunda takas, borçlar kanununda (md.
118-124) düzenlenmiştir. Bu kanuna göre, takas için şu
şartlar aranır: 1- Alacakların konusu aynı cinsten olması,
2- Takas beyanında bulunan kimsenin alacağının alınabilir,
borcunun da ödenebilir olması, 3-Takastan feragat
etmemiş olma. 4- Tarafların birbirinden alacağı bulunmak
gerekir. Aşağıdakiler alacaklarının arzusu olmadıkça
takas edilemez: 1- Emanet edilmiş veya haksız
alınmış şey veya bedelleri, 2- Nafaka ve iş ücreti, 3-
Devlet,-vilâyet ve köylerin kamu hukukundan doğan
alacakları.
Dış Ticarette Takas: Takas, dış ticarette de kullanı
lır. Dış ticarette, ihracat ve ithalât bedellerinin para,
altın veya senet kullanılmaksızın karşılıklı borçların az
olan borç miktarında sona ermesi şekliyle olur. Dış
ticarette takas, özel ve genel olmak üzere ikiye ayrılır, a-
Özel takas: İhraç edilen malın bedeli, ithâl edilen malın
bedeliyle karşılanır. Burada ihracatçı ve ithalatçı aynı
kimsedir, b- Genel takas: Buna elearing (temizleme) de
denir. Milletlerarası karşılıklı anlaşma yolu ile olur.
İthâlâtçılar borçlarını ülkelerin yeterli kuruluşlarına,
ülkelerinin parasıyla yatırırlar. İhracatçılar da alacaklarını
ithalâtçıların ödediği paradan tahsil ederler.
Takas Odası: Bankalarda takasla ilgili işlerin yapıldığı
yerdir.
Cari Hesapta Takas: Bir bankada hesabı bulunan
müşterinin başka bir bankaya ait çeki vermesi üzerine
bu çekin bankalar arasında değiştirilmesidir.
İslâm Hukukunda Takas: İslâm hukukunda da,
borcu sona erdiren sebeplerden biridir. İslâm Hukukunda
iki çeşit takas vardır:
1- Cebrî (zarurî) takas: Bir kimsenin bin lira alacağı
olup da, borçlu kendisine bin liraya bir mal satsa veya
borçlunun bin lira kıymetindeki malını telef etse, cebrî
takas meydana gelir. Bu günkü hukukda da olduğu gibi
tarafların bu hususta anlaşması şart değildir. Cebrî
takas için dört şart vardır: a) İkisi de deyn olmaktır. Biri
deyn, diğeri emanet olursa cebrî takas olmaz. Meselâ,
Z’nin A’ya on altın borcu olup da, Z ona emanet vermesi
halinde takas olamaz, b) İki deyn de muaccel
olmalı, c) İki deyn aynı cins olmalıdır. Biri altın, öbürü gümüş olursa olmaz, d) İki deyn de, kuvvetçe birbirine
eşit olmalıdır. Meselâ, nafaka ile karz borcu takas
edilemez.
2- Rızaî takas: Yukarıdaki durum larda tarafların
anlaşarak takas yapmaları mümkündür.
TAKAS
13
Ağu