wiki

BÜYÜ

BÜYÜ, Alm. Zauberei (f) m, Hexerei (f), Fr. Sorcellerie
(f), maléfice (m), sortilège (m), İng. Spell, incantation,
sorcery. Maddî yahut mânevî menfaat temin
etmeye veya zarar vermeye matuf, hukuken ve dînen
meşru sayılan yollar haricinde bir takım kuvvetleri yönlendirmek
için yapılan çeşitli işler.
Modern fen ilimleri, büyüyü kendi metotları gereği
olarak reddederler. Bu hâl, o ilimlerin sahasına girmeyen
ve metotlarıyla incelenemiyen şeylerin yok olduğu
mânâsına gelmez. Ancak, konuları harici ve hüküm
verme sahalarının dışında olduğu mânâsına gelir. Bu
bakımdan büyü, daha pek çok şey gibi, modern bilimlerin
sahası dışında kalmakta ve varlığı yahut yokluğu
laboratuvar teknikleriyle bugün için izah ve isbat
edilememektedir.
Diğer taraftan büyünün, hemen hemen insanlık
tarihi kadar eski bir geçmişi vardır. İlk defa nerde ve
nasıl çıktığı meçhul olmakla beraber, eski çağlarda çok
tanrılı batıl dinlere mensup insanlar tarafından tanrılarla aralarındaki
münasebeti düzenlemek gayesiyle büyü
ismiyle anılan bazı faaliyetler yapıldığı bilinmektedir.
İnsanlar, böylelikle çeşitli tanrıların lütuf ve ihsanlarını
üzerlerine çektiklerine inanırlardı. Büyü’ye tarih
boyunca bazı insanlar daha başka maksatlarla da başvurmuşlardır.
Bunlarda insanların zaafları, diğer insanlarla
olan münasebetlerinde sağlamak istedikleri
menfaat veya zararları gaye edinilmiştir.
Semâvî dinler (Hak dinler), büyüyü yasaklamıştır.
Bu arada, İslâmiyetde, kendinden önceki bütün dinleri
nesh ettiği gibi, onlara ait her türlü ibadet, tören âyin…
vs.’nin yanısıra büyüyü (sihiri)de yasaklamıştır. İslâm
dininin kaynaklarında büyü (sihir), çok çirkin bir iş
olarak vasıflandırılarak, müslümanların büyü yapmaktan
ve yaptırmaktan kesinlikle uzak durmaları
emredilmektedir.
İslâm âlimlerinin eserlerinde büyü hakkında kısaca
şu bilgiler verilmektedir:
“ Allahü teâlâ, herşeyi bir sebep altında yaratmaktadır.
Bu sebeplere iş yapabilecek tesir, kuvvet vermiştir.
Bu kuvvetlere tabiat kuvvetleri, fizik, kimya, biyoloji
kanunları denir. Bir iş yapmak, bir şeyi elde etmek için
bu işin sebeplerine yapışılır. Meselâ, buğday elde etmek
için tarla sürülür, ekilir, biçilir. Buna “ âdet-i İlâhi” ,
Allahü teâlâ’nın âdeti denir. İnsanların bütün hareketleri,
işleri Allahü teâlâ’nın âdeti içinde meydana gelmektedir.
Ancak sevdiklerine ve seçdiklerine iyilik, ikrâm
olmak için âdaletini bozarak sebepsiz şeyler yaratır.
Bunlardan, Peygamberlerden zuhur edenine “mucize”,
Evliyadan görülene “kerâmet” ve sâlih mü’minde bulunanına
“firâset” denir. Adet dışı şeyler, müslüman
olmayınlardan ve sapıklardan ortaya çıkarsa, buna da
“istidrâç” denir. Allahü teâlâ, mucize, kerâmet ve firasetten
râzıdır, beğenir. İstidrâçtan ve sahiplerinden râzı
değildir, onları beğenmez. Müslüman olmıyanlardan ve
sapıklardan âdet dışı olarak zuhur eden şeyler onlar için
bir ihsan değil, âhiretteki azaplarını artırıcı bir
sebebdir.”
İşte, herkesin bildiği bir sebep olmadan meydana
gelen şeylerden bazıları da büyü (sihir) ismiyle anılır.
İslâm dininin kaynaklarında, Peygamberimiz Muhammed
aleyhisselama büyü yapıldığına dair kayıtlar vardır. Bu
büyünün tutması netiesi, Hz. Muhammed aleyhisselam
hasta olmuştur. 40 gün sonra Allahü teâlâ tarafından
“Kul-e’üzü” sûreleri indirilerek bunları okuması emredilmiş
ve büyü bozulmuştur. İslâm âlimlerinin kitaplarında
büyü (sihir) ile ilgili olarak ayrıca şu bilgiler ve
hadis-i şerifler yer almaktadır:
“Sihir kadınlara ve çocuklara daha çok tesir eder.
Sihrin tesiri kat’î değildir. İlâcın te’sîri gibi olup, Allahü
teâlâ isterse tesirini gösterir. Sihir yapan, istediğini
elbette yapar diye inanmamalı ve böyle düşünmemelidir.
Allahü teâlâ takdir etmişse te’sîr edebilir diye
düşünmelidir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyuruyorlar ki:
“Müslüman sihir yapamaz. Allah saklasın, imânı gittikten
sonra sihri te’sîr eder.”
“Cebrail (a.s.) bana geldi.” Kalk, namaz kıl ve dua et!
Bu gece Şa’ban’ın 15. gecesidir” dedi. Bu geceyi ihya
edenleri Allahü teâlâ affeder. Yalnız, müşrikleri, büyücüleri,
falcıları, hasisleri, alkollü içki içenleri, fâiz yiyenleri
ve zina yapanları affetmez.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir