Bunu aklî yönden ele alacak, olursak, diyebiliriz ki: Bir şeyi anmanın ve bilmenin fazileti, bilinen ve anılan şeye tabidir. Anılan şey ne kadar büyük ve kadri yüce ise, bilinen şey de ne kadar şerif ise, anmak da, bilmek de o nisbette büyük ve şerif sayılır. O halde Cenâb-ı Rabbi’l-lzzet’ten daha büyük anılan ve O’ndan daha şerif bilmen bir şey yoktur. Âyet-i Kürsî Allah’ı anmak ve O’nu bilmektir. Bu bakımdan diğer âyetlerden daha büyük, daha kadri yüce ve daha şeriftir.™ ÂYET-1 KÜRSÎ’yi okumaya devam eden kimse bunu kelimeleri ya da harfleri sayısınca her gün okuyacak olursa, o eşrefiyet sıfatı okuyana dönüp gelir. Böylece o kimse şerefli ve kadri yüce olur. Allah ve insanlar katında aziz tutulur. Hem bu âyeti okuyan, başkasına karşı şerif ve fâzıl olarak bir üstünlük elde etmiş olur. Efendiyle ilgi kuran efendi olur. ALTINCI İSİM: KUR’ÂN ÂYETLERİNİN ZİRVESİ Hasais-i Kudsî’de anlatıldığına göre: Her şeyin bir zirvesi vardır; Kur’ân âyetlerinin zirvesi ise Âyet-i Kürsî’dir. Bu âyet-i kelimeleri ya da harfleri sayısınca okuyana yüce rütbeler yönelip gelir. Böylece o adam bulunduğu topluluk içinde doruk olur. Bu hususta Resûlüllah (S.A.V.) Efendimiz de buyuruyor ki: «Bakara sûresi Kur’ân’m doruğudur ve bu doruğun zirvesi ise Âyet-i Kürsî’dir. Bu sûrenin her âyetiyle birlikte seksen bin melek İnmiştir. Âyet-i Kürsî ARŞ altındaki hâzineden çıka
rılmadır. Böylece Bakara sûresine konulmuştur.»7*5 Sehl bin Sa’d’in hadîsinde ise buyuruluyor ki : «Her şeyin bir doruğu vardır. Kur’ân’ın doruğu ise BAKARA sûresidir.»
BU BÜYÜK ÂYETİN FAZİLETİ
04
Kas