Üçüncü edeb: Şakalaşmak ve oynaşmakla, onların sıkıntılarını; teskine çalışmak. Bu kabîl hareketler, kadınların gönlünü hoş eder. Resûl-i Ekrem, iş ve ahlâkla onların seviyesine iner ve onlarla şakala- şırdı. H attâ Hz. Âişe (R.A.) ile yarış yaptığı rivâyet edilmiştir. Bir defasında Hz. Âişe yarışmayı kazandı. İkincide Hz. Âişe şişmanladığı için yarışmayı kazanamadı. Yarışmayı kazanan Resûl-i Ekrem:
«îşte, bu şişmanlık sebebiyle kesildin kaldın; bir sen geçtin, bir dc ben» buyurdu (169). Yine haberde, aileleri ile en çok şakalaşanlardan birinin Resûl-i Ekrem olduğu vârid olmuştur (170). Hz. Âişe (R.A.)şöyle anlatıyor: «Aşûre gününde bâzı Habeşîlerin mescid’de mızrak ve kalkan oynarken seslerini duyuyordum. Resûl-i Ekrem:
«Oyunlarını görmek ister misin?»* buyurdu. Ben de, «Evet» dedim. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem, onları çağırttı. Kendisi iki kapu arasında durdu ve omuzunu kapuya dayadı. Ben de çenemi kolu üzerine koydum ve seyrettim. Bir iki def’a:
— Yeter mi?, diye sordu. Ben de:
— Biraz dur, dedim. Üçüncüde:
— Ya Âişe, sana bu kadar yeter, buyurdu. Ben de: — Evet deyince, onlan gönderdi (171). Yine bir hadîsinde Resûl-i Ekrem: ‘ ,
«Mü’minlerîn, imân yönünden en kâmili, ahlâkı en güzel ve âile- sine karşı en çok lütûfkâr davrananıdır» (172) buyurmuştur. Yine Resûl-i Ekrem şöyle buyurmuştur:
«Hayırlınız, âilesine iyi davrananızdır. Ben ise, âileme karşı en iyi davrananızım» (173) buyurmuştur. Hz. Ömer (R.A.), çok titiz ve sert mizaçlı olduğu hâlde, şöyle diyor: «İnşân, âilesine karşı çocuk gibi, hârice karşı da prkek gibi olmalıdır » Lokman da aynı sözü söylemiş ve tavsiyede bulunmuştur. Resûl-i Ekrem’in:«Allah, ağır tabiatlı, sitemkâr, kibirli ve hiç kimseye ikrâmda bulunmayanlara buğzeder» (174).
Hadîsi şerifteki «Ca’zari, Cevvâz» kelimelerinden murâd, çoluk çocuğuna haşin davranıp, onlara karşı kibirlenen ve onlara iyi bakmayan kimsedir, denilmiştir. Allahıi Teâlâ- nın «Utull» kavlinden murâd olan bir mânâmn, çoluk çocuğa karşı kötü dilli, katı kalbli olan kimse olduğu söylenmiştir. Nitekim Resûl-i Ekrem, Câbir (R.A.) e:
«Bâkire alsaydın o yalnız seni bilir, sen de onu bilirdin, beraber oynaşırdınız» buyurmuştur. Arab kadınlarından biri ölmüş olan kocası için şöyle diyor: «Eve geldiği zamân güler yüzlü, çıktığı vakit diline sâhib, buldurun■ ver ve kaybolanı aramazdı». İşte bu, erkeğin iyi vasıllarındandır.