wiki

ZÜBEYR BİN AVVAM (r.a)

Eshâb-ı Kirâm’ın
büyüklerinden. Dünyada iken Cennetle müjdelenen on
sahabiden biridir. İlk müslüman olanlann dördüncüsü
veya beşincisidir. 590 veya 591 senesinde Mekke’de
doğru. 656 (H.36)’da altmışyedi yaşında iken şehit
edildi. Cenaze namazını Hz. Ali kıldırdı. Kabri Basra’
da şehit edildiği Vâdi-s-Sibâ denilen nahiyededir.
Zübeyr bin Avvam (r.a.) Peygamberimizin (s.a.v.)
halası Safiyye Hatunun ve Hz. Haticenin kardeşi Avvamın
oğludur. Hz.Ebu Bekir’in de damadıdır. Bu bakımdan
da Peygamberimize yakındır.
Çocukluğunda annesi tarafından çok disiplinli bir
terbiyeye tâbi tutulup, çok cesur, azimkâr ve kuvvetli
olarak yetişmiştir. Bu hususda annesi (Ben O’nu ordulan
darmadağın ederek ganimetle dönmesi için böyle
yetiştiriyorum..!) demiştir.
Müslüman olduğunda oniki yaşında idi. İman ettiği
zaman amcası çok kızıp, O’nu bir hasıra sarıp ateşe
sokar çıkarır ve İslâm’dan dönmesini söylerdi. Fakat O
(asla dönmem) derdi. O kadar sadık ve samimi idi ki,
İslâmiyet uğruna her fedekârlığı yapmaktan asla çekinmezdi.
Bir defasında Peygamberimiz (s.a.v.) müşrikler
tarafından şehit edildi şeklinde yalan bir haber yayılır.
Zübeyr bin Avvam bunu duyunca derhal kılıcını çekip
büyük bir heyecanla müşriklerin üzerine doğru koş­
maya başlar. Yolda Peygamberimize (s.a.v.) rastlayınca,
Peygamberimiz böyle nereye koştuğunu sorar. O
da, anam babam sana feda olsun yâ Resûlallah! Sizi şehit
edildi diye duydum, dedi. Peygamberimiz (s.a.v.) tebessüm
ederek ona dua etti. Zübeyr bin Avvam’m çektiği
bu kılıç İslâm uğruna çekilen ilk kılıçtır.
Mekke devrinde müşriklerin ağır işkenceleri sebebiyle
Peygamberimizin (s.a.v) izni ile Habeşistan’a hicret
etti. Orada bir müddet kaldıktan sonra hicreti
işitince Medine’ye geldi. Medine’de yapılan İslâm kardeşliğinde
O, ensardan Seleme bin Selâme ile kardeş
oldu.
Bütün gazalarda bulundu. Bedir Harbine başına
san bir sank sararak katıldı. Savaş sırasında büyük
kahramanlıklar gösterdi. Bu savaşta şiddetli çarpışmalar
sırasında çok yara aldı. Sırtında ve omuzunda bulu­nan kılıç yaralan bir el sığacak kadar genişti. Uhud
Harbine de katılıp, çetin çarpışmalarda bulundu. Peygamberimize
(s.a.v.) hücum eden müşriklere karşı şiddetle
savaştı. Bu savaşta dayısı Hz. Hamza şehit
edilenler arasında idi. Hendek savaşında da bulunup
bu savaştan sonra Peygamberimiz (s.a.v.) savaş
sırasında müslümanlara ihanet eden ve arkadan vurmaya
kalkışan Beni Kureyza yahudileri üzerine gitmeyi
emir buyurdu. Peygamberimizin (s.a.v.) “K im K ureyzaya
gidip onlarla savaşacak ?” buyurunca Zübeyr
bin Avvam (Ben yâ Resulallah) dedi. Peygamberimizin
(s.a.v.) bu suali üç defa sorması üzerine üçünde de (Ben
ya Resulallah) demiştir. Bunun üzerine Peygamberimiz
(s.a.v.) “H erpeygam berin bir havarisi (yardımcısı,
can dostu) vardır. Benim de havarim Zübeyrdir”
buyurdu.
Eshâb-ı kiram Haybere gidip, Beni Kureyza gazvesi
başlayınca Yahudilerin meşhur Cengaveri de azgın pehlivanı
“Merhab” ortaya çıkıp karşısına çıkacak birini
isteyince Hz. Ali çıkıp, O’nu bir kılıç darbesiyle yere
serdi. Hemen peşinden Merhabın oğlu Yasir zırh giymiş
olduğu halde intikam hırsıyla meydana çıktı. Bunun
karşısına da Zübeyr bin Avvam çıkıp bir kaç dakikada
Yasirin cezasını verdi.
Huneyn gazvesine, Taif Muhasarasına, Tebük seferine
katıldı. Mekke’nin fethinde Peygamberimizin
(s.a.v) sancağını taşıdı. Veda Haccmda bulundu.
Hz. Ebû Bekir’in halifeliği zamanında bir müddet
sakin bir hayat yaşayan Zübeyr bin Avvam, Hz. Ömer’
in halifeliği sırasında Yermük savaşına katıldı. Mısır’ın
önemli şehirlerinden olan Fustat’ın zaptı için Amr İbn’
il-As’a Hz. Ömer tarafından yardımcı olarak gönderilen
dört kişiden biri de Zübeyr bin Avvamdır.
Fustatın yedi aylık bir muharasadan sonra zaptedilmesinde
ve sonrada İskenderiye’nin de alınmasında
büyük rol oynamıştır. Hz. Ömer kendisinden sonra
halifeyi seçmek üzere kurulmasını emrettiği altı kişilik
bir şûra heyetinden biri de Zübeyr bin Avvam idi. Hz.
Osman ve Hz. Ali’nin halifeliği zamanında sakin bir
hayat yaşamış, hâdiselere karışmamıştır.
Zübeyr bin Avvam ticaretle meşgul olurdu. Medine’
nin en zenginlerinden sayılırdı. Medine çevresindeki
mallarından başka Basra, Küfe ve Mısır’da da bir hayli
mülkü vardı. Etrafında bulunan fakirlerin hepsinin geçimini
sağlar. Onlara yardım ederdi. Borç isteyenlere
verir, cihada gitmek isteyenleri teçhiz ederdi. Medine
civarında çok arazisi olduğundan ziraatle de meşgul
olurdu. Bütün servetine rağmen O, son derece sade
yaşardı. Zübeyr bin Avvam’ın Peygamberimizden
(s.a.v) rivayet ettiği hadis-i şeriflerden ikisi şudur:
“Birinizin ipi alıp odun yüklenerek satm ası
ve A llah’ın onun yüzünü ak etm esi dilencilikten
hayırlıdır. İstediği kim seden bir şey alsın alm asın
böyledir.”
“Benim söylem ediğim i, Resûlullah söyledi
diyen Cehenneme gider. ”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir