wiki

BABIÂLİ BASKINI

İttihat ve Terakki Cemiyetinin hükümeti ele geçirmek için 23 Ocak 1913’te yaptıkları kanlı baskın. İttihat ve Terakki komitesi İkinci M eşrûtiyetin ilânından ve 31 Mart Vak’asından sonra orduya dayanarak hükümeti ele geçirmişlerdi. Yalnız kısa bir zaman sonra asker ocağını siyâsetle uğraştırmanın cezâsım çekerek “Halaskâr Zâbitân Grubu”nun tazyikiyle yıkıldılar. Fakat tekrar orduyu elde etmek sûretiyle yeniden iş başına gelmek için gizli bir faâliyete giriştiler.
Osmanlı Devleti zamânında hükümet merkezi olarak kullanılan Bab-ı âlî’nin girişi. Günümüzde Emniyet Müdürlüğü tarafından kullanılmaktadır.
şı semtlerinde sayısız binâ kül olmuştur. Bâbıâli dâiresi yangın netîcesi geçici olarak Şeyhülislâmın dâiresine taşınmıştır. Bâbıâli tekrar 1828’de yeniden inşâ edilen binâsmda hizmete devâm etmeye başlamıştır. 1839 yangını: Dâhiliye dâiresi ahırlarından çıkan yangın binâyı tamâmen kül etmiştir. Devlet işlerinin gecikmesini önlemek için memurlar önce Necip Efendi Konağına, oradan da Defterdârlık bi- n’âsına taşındılar. 1844’te inşâatı bitince merâ- simle açıldı ve çalışmalar kârgir olarak yapılan binâda devâm etti. 1878 yangını: Rivâyete göre yangın, odacıların ihmâli netîcesi Şûrâ-yı Devlet Dâiresinde çıkmış ve altı saat devâm etmiştir. Ahkâm-ı Adliye Dâiresi, Dâhiliye ve Hâriciye nezâretleri tamâmen kül olmuştur. Sadrazamlık Dâiresi ise büyük gayret sonucu kurtarılabilmiştir. 1911 yangını: Sabaha karşı çıkan bu yangında, Sadrazamlık ile Hâriciye Nezâreti dâireleri kurtulmuştur. Şûrâ-yı Devlet, Dâhiliye Nezâreti, Mek- tubcu, Teşrîfâtçı, Beylikçi, Sadâret Kalemi dâireleri ile Vak’anüvis dâireleri tamâmen yanmıştır. Çeşitli târihlerde kısmen veya tamâmen olmak üzere vukû bulan Bâbıâli yangınları sırasında evrak ve vesikalara hiçbir şey olmaması Os- manlı Devletinin mükemmel işleyen bir arşiv teşkilâtı olduğunu göstermektedir. Bâbıâli hazîne-i evrakı, orada özel olarak yapılmış mahzene konur, her gün o evraktan lâzım olanlar kâlem dâirelerine getirilir ve işi bitsin, bitmesin akşamları tekrar mahzene konur, sabahları yine getirilirdi. Bâzan bu husûsa riâyet edilmemesi yüzünden Bâbıâli yangınlarında odalarda bulunup mahzene konmayan evrakların yandığı görülmüştür.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir