a) Rasûl-i Ekrem okunan duaların anlaşılır olmasını, şifâ dileyen ifâdeler taşımasını istemiş; âyetlerin tahrif edilmesini, mânası olmayan birtakım ifadelerin kullanılmasını menetmiştir. b) Nazarlık, boncuk vb. takılmasını yasaklamış, bunu yapanları şiddetle kınamıştır. c) Âyet ve duâlann yazılarak taşınmasına gelince: Abdullah b. Amr’ın rivâyetine göre Hz. Peygamber uykuda korkanlar için şu duâyı okumalarını tavsiye buyurmuşlardır: «Aûzü bi-kelimâtillahi’t-tâmmeti min ğadabihî ve ikaabihî ve şerri-ibâdihî min hemezâti’ş-şeyâtîn ve en yahdurûn.» Râvi Abdullah b. Amr bu duâyı aklı eren çocuklarına öğretir, aklı ermeyenler için de yazıp boyunlarına asardı. Din bilginlerinden bir kısmı bu meyanda Hz. Âişe, Mâlik, Ahmed b. Hanbel ve şâfiilerin bir çoğu yukardaki rivâyeti gözönüne, alarak bunun câiz olduğunu söylemişlerdir. îbn Abbâs, İbn Mes’ûd, hanefiler ve bazı şâfiiler de nazarlık vb. taşınmaması hakkındaki rivâyetlere bakarak âyet ve duâlann da yazılıp taşınmasının câiz olmadığı görüşünü benimsemişlerdir. (6) Muskacılığın bir meslek haline gelmemesi, dinin ve dinî duyguların hasis menfaatlere âlet edilmemesi, bakımından ikinci görüş dikkat çekicidir. Çocuklara ve okuma bilmeyenlere bilenler, bir menfaat beklemeden okumalıdırlar. Okuyacak bulunmazsa yazma yoluna başvurulur. Tıbbî tedavi yanında telkin ve duâ ile tedavi usulü, aradan onaört asır geçtikten sonra, müsbet ilmin de dikkatini çekmiş. Avrupa ve Amerika’da bu usul ile tedavi yapan şifâ yurtları açılmıştır
EBEDİYET YOLCUSUNU UĞURLARKEN
12
Ara