wiki

Mukayese:

Roma hukuku ve ondan mülhem olarak Fransız hukukupey akçesi ile pişmanlık akçesini —tasrîh ve şart koşma bakımından—birbirinden ayırmamış, tarafların akdi icra edip etmemelerinegöre verilen meblâğ ya bağlılık akçesi veya pişmanlıkakçesi mahiyetinde olmuştur; şöyle ki alan rucû ederseverdiği meblâğ satanın olmuş, satan rucû ederse pey olarakaldığının iki mislini alıcıya vermek mecburiyetinde kalmıştır.İsviçre ve Türk Medenî Kanunları ise pey (bağlılık) akçesiile zamân-ı rucû (pişmanlık akeçsi)ni birbirinden şöyle ayırmıştır:«Bir kimse pey akçesi verdiği takdirde bunu zamanı rucûolarak değil, belki akdin in’ikadına delil olmak üzere vermişaddolunur.Hilâfına mahalli âdet veya mukavele olmadıkça pey akçesinialan, alacağına mahsup etmeyerek onu muhafaza eder.Zamanı rucu şart edildiği halde âkitlerden her biri akitten

rucu selahiyetini haiz addolunur. Pey akçesi vermiş olan rucu ederse verdiğini terkeder ve pey akçesini almış olan rucu ederse aldığının iki mislini iade eder.» (T.B.K. md. 156). Akit esnasında taraflardan birinin diğerine verdiği bir kısım meblâğ çeşitli maksatlara istinad edebilir. Yukarıdaki madde iki maksada temas etmektedir : a) Yapılan akdin in’ikadmı kuvvetlendirmek, bağlılık ve kararlılığı belirtmek. b) Rucu halinde pişmanlık akçesi olmak. Ancak kanun, verilen meblâğı, kaide olarak bağlılık (pey) akçesi saymış, pişmanlık akçesine gelince bunun akit esnasında açıkça ifade edilmesini gerekli görmüştür. (4) Islâm Hukukun’da pey akçesini caiz gören ictihad ile batı hukukunun aynı konudaki hükmü arasmda önemli bir fark yoktur. Pişmanlık akçesine gelince Batı Hukuku’nda, pey akçesinin iki misli ile sınırlanmış olduğunu görüyoruz. Hanbelî içtihadına göre islâm hukukunda caiz olan pişmanlık akçesinde ise böyle bir sınır yoktur; karşılıklı rıza esastır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir