ÖNSÖZ Bu makalede, çağımızın önemli meselelerinden birisi haline gelen işçi – işveren ilişkilerini, İslâm’ın görüş açısından ele almaya, incelemeye çalıştık. Çalışmamızın sonuna, Mevdûdi’nin, konumuzla ilgili bir yazısı ile bir başka makaleyi, arapçadan çevirerek ekledik. Ülkenin kaderine, toplum hayatımızın gidişine ağırlık koyacak, tesir edecek ölçüde ehemmiyet kazanmış bulunmasına rağmen, meseleye İslâmî açıdan yeterince bakılmamış olması, bizi bu mevzüda düşünme ve yazmaya sevkediyordu. Son olarak birkaç samimî ve gayretli dostun teşviki, niyetimizi fiile çevirmiş oldu. Bu çalışmaların daha mükemmele doğru birbirini takip etmesi, işçi ve işveren kardeşlerimizle beraber devlet idare sorumluluğunu yüklenmiş kişilerin de yollarına ışık tutması, gönüllerine ilham vermesi halisane dileğimizdir. Müminin her davranışı ibadet olur; yeter ki meşruiyet, niyet ve ihlâs bulunsun. Meşruiyet: İşin İslâm’a uygun olması, İslâmî hükümlere aykırı bulunmamasıdır. Niyet: Mükellefin, işini Allah’a kulluk icabı bilmesi, kulluk görevini yerine getirme şuuru içinde olmasıdır. İhlâsa gelince : Allah nzasmdan başka hiçbir maksadın araya girmemesidir veya işe sevkeden, harekete geçiren asıl sebebin, yalnızca Allah rızası olmasıdır ve bu ihlâs dinî hayatın temeli, müslümanlann biricik emelidir. Rabbim bizleri bu emele kavuştur, ihlâslı kullanndan ayırma, gönlümüzü sevginle doldur, senin sevgin bütün arzulanmıza hâkim olsun, hürriyeti sana kullukta bulalım, yalnız senin kulun ve şanlı Rasûlünün (a.s.) ümmeti olalım; inayetinle, lûtfunla, ihsânmla Rabbim!
İSLÂM’DA İŞÇİ-İŞVEREN İLİŞKİLERİ
13
Ara