Eşsiz bir eğitimci olan Peygamberimiz’in bu sıfatla vaki davranışları daha çok ashâba yönelik olmuştur. Kur’ân-ı Kerîm’- de ve hadîslerde ashâb öğülmüş, islâmm bu ilk ve büyük neslinin müstesna özellikleri dile getirilmiştir. Peygamberimiz nasıl en kâmil örnek insan ve peygamber ise, ashâbı da öyle kâmil ve örnek bir nesildir. Peygamberimiz bu nesli yetiştirirken, eğitirken onların bu özelliklerini dikkate almış, onlara mahsus yükümlülükler getirmiş, vazifeler vermiştir. Bunların parlak bir örneği hicreti takip eden günlerde yaşanmış, Peygamberimiz tarafından herbiri bir muhacire kardeş kılman ensâr (Me- dîneli müslümanlar) onlarla her şeylerini paylaşmışlardır. Sa- hâbeden el-Berâ b. Âzib rivâyet ediyor: Rasûlullah (s.a.) bize yedi şeyi emretti, yedi şeyi de yasakladı: Hasta ziyaretini, cenazeyi kabre kadar götürmeyi, aksırana «Allah sana rahmet etsin» demeyi, yemin edenin yeminine riâyet etmeyi, haksızlığa uğrayanın elinden tutmayı, herkese selâm vermeyi ve dâvete katılmayı emretti. Altın yüzük takmayı, gümüş kap kullanmayı, kırmızı eğer yastığı kullanmayı, kabartma çizgili ipek, kalın ipek, ince ipek ve genellikle ipek kullanmamızı yasakladı (Buhârî, Libâs, 28, 36, 45; Müslim, Libâs, 2, 28, 31, 64). Bu ondört maddenin bazıları farz, bazıları haram olmakla beraber, meselâ aksırana duâ etmek farz değildir, kırmızı eğer yastığı kullanmak da haram değildir. Buna rağmen hepsinin bir arada zikredilmesi ashâbı dünya ile fazla içli dışlı olmaktan alıkoymak, lüks ve refâha dalarak asıl maksattan uzaklaşmalarını önleinek içindir: Sahâbe’deri Râfi b. Hadîc’e, amcazı Zühayr: «Ra- sûlullah bizim içiıl faydalı olan bir şeyi yasakladı» deyince Râfi’: «Rasûlullah ne demiş ise o haktır, yerindedir» demiş ve ne olduğunu sormuştu, amcası anlattı: Allah Rasûlü beni çağırtarak tarlalarımızı ne yaptığımızı sordu. «Belli yerlerinden çıkan mahsul, yahut belli ölçekte ürün karşılığı kiraya veriyoruz» dedim. Efendimiz: «Öyle yapmayın, ya kendiniz ekin, ya ektirin, yahut da olduğu gibi tutun»’ buyurdu. Râfi’ amcasından bunu duyunca «emri başımın üstüne!» dedi. Müctehidlerin çoğu, Peygamberimizin bir sahâbî aileye yönelik bu emrini ümmetin tamamı için bağlayıcı saymamışlardır. Buhârî de bu sebeple hadisi zikrettiği bölümün başlığında şöyle demiştir: «Ashâbm aralarındaki yardımlaşmalar bölümü…» (Buhârî, Hars, 18). Ra- sûl-i Ekrem’in eşlerine, çocuk ve torunlarına karşı tutumunda, emir ve tavsiyelerinde bu «kemâl, takvâ ve örneklik» eğitiminin müstesnâ örnekleri vardır. Canı gibi sevdiği kızı Fâtıma’nın kolunda gümüş bilezik gördüğü için evine girmemesi, yine Fâ- tıma’nın bir hizmetçi istemesi üzerine evine gelerek hem hizmetçi vermeyeceğini bildirmesi, hem de Allah’ı zikir şeklinde ek vazifeler vermesi, hanımları, diğer kadınlar gibi giyinip kuşanmak, takıp takıştırmak isteyince «Ey peygamber! Eşlerine şöyle de: ‘Eğer siz dünya hayatını, zînet ve refahım istiyorsanız gelin -istediklerinizi- size verip güzellikle sizi boşayayım. (Yok) eğer Allah’ı, Rasûlünü ve âhiret yurdunu istiyorsanız, şüphesiz Allah, içinizden iyi amel sahibi olanlarınıza büyük bir mükâfat hazırlamıştır.» (Ahzâb: 33/28-29) meâlindeki âyetin gelmesi bu örneklerden yalnız birkaçıdır.
Takvâ ve kemâl eğitimi vermek
13
Nis