wiki

EBU’-L HÜSEYİN-İ NURİ

Evliyânın büyüklerinden. Allahü teâlânm aşkıyla yananların öncüsü, ibâdet ve tâatta, nefse düşmanlıkta, işlerinin güzelliğinde, konuşmasının tatlılığında, şaşılacak hâller, keskin görüşler ve doğru firâsetler sâhibi olup, ismi Ahmed bin Muhammed, künyesi Ebü’l-Hüseyin’dir. İbn-i Begâvî denilmekle tanınır. Babası, Herat ile Merv arasında bulunan Buğşur şehrinden olup, Ebü’l-Hüseyin (r.a.) Bağdad’da doğdu ve orada yetişti. Zünnûn-i Mısrî, Sırrî-yı Sekâtî, Ahmet bin Ebü’l-Havârî, Muhammed bin Ali Kassab gibi zâtlan görüp kendilerinden ilim öğrendi C ü n ev d ı Bağdâdî’nin (r.a.; akrânıdır Sonra gelen âlimler, onun yüksekliğini, ittifakla bildirip, kendisine Emîr-ul-Kulûb (kalblenn emîri) dediler. Karanlık gecede, odasında söz söylese, .mübârek ağzından nûr çıkar, bu nûr ile oda aydmlamrdı. Bunun için ve firâset nûrunun çokluğu ile bâtın hâllerin den çok haberler verdiği için, kendisine Nûrî denilirdi. Tenhada bir kulübesi vardı Geceleri orada bulunur ve hep ibâdet ederdi. Kulübesinden göke kadar bir nûr çıkar, bunu herkes görürdü 295 (m 908 > de vefât etti. Cüneyd-ı Bağdâdî (r.a.;, “Nûrî, zamanın sıddîkı idi. Onun vefâtı ile ilmin yansı gitti” buyurdu. Ebû Muhammed Megazılî diyor kı “Nûrî kadar çok ibâdet eden başka hır kimse daha görmedim ” Nefsine ağır gelen şeyleri yapmakta çok şiddetli olup, çok sıkıntılara katlanırdı. Sabahleyin birkaç ekmek alıp, evinden “Dükkâna gidiyorum” diye çıkardı. Yolda aç olanlara ekmeklen verir, kendisi mescide gidip öğleye kadar ibâdet eder, ondan sonra dükkânına giderdi. Evdekiler, götürdüğü ekmeklerle dükkânda bir şeyler yediğini zannederlerdi. Dükkândakiler de yemeğim evde yiyip geldi diye düşünürlerdi Bu hâl yirmi yıl devâm etti Bir defa Bağdad’da bakırcılann bulun duğu çarşıda büyük bir yangın çıkıp, çok kimse yandı. Dükkânlardan birinde ıkı tane Anadolu çocuğu vardı. Ateş etraflannı sarınca, çocuklar imdat istemeye başladı lar. Ateş çok şiddetli olduğundan, hiçkimse bu çocukları kurtarmak için ateşe girmeye cesaret edemiyordu. Bu çocukların ustası olan kimse, “Kim bunları kurta nrsa kendisine bm altın vereceğim” dedi Bu sırada Ebü’l-Hüseym Nûrî (r a.; oraya gelmişti ve durumu görünce, Besmele çekip ateşe girdi ve çocukları tutup çıkardı Hiç birine zarar gelmedi. Çocuklann ustası olan kimse, Ebü’l-Hüseyin hazretlerine bin altını takdim edince, O kabûl etmeyip, “Sen Allahü teâlâya şükret ve o altınları al Allahü teâlâ bize bu mertebeyi paraya pula meyi etmememiz sebebiyle verdi. Biz dünyâyı değil âhıreti istiyoruz” buyurdu. Bir defa Sahrâda yürürken ayağına diken battı ve ayağından kan aktı. Akan her damla, yerde “Allah” yazıyordu. Bir defa hamama gitmişti. Bir kimse, elbiselerini alıp gitti. “Yâ Rabbi, elbisesiz ne yapanm. Bana elbiselerimi iâde eyle” diye duâ etti. Elbiseyi götüren kimse, o anda geri geldi ve kendisinden özür diledi Allahü teâlâya kavuşturan yolda ilerlıyebilmek için (nefs) engelim aşmak lâzım

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir