i. (ar. gaile, gelir’den istiğlâl). Esk. Yapı, tarla v.b. malı, gelirini borca bedel bırakarak rehine koyma: Süleymaniye’deki evden dem vurdu. İstiglâlden […] rehinden bahsediyor (H. Z. Uşaklıgil). — Esk. huk. Bir şeyi semerelendirmek, kiraya vermek, ürün elde etmek. (Bk. galle.) || Bey’bil istiğlâl, bir malı, satıcının, kiralamak üzere vefaen satması. (Bk. ansİkl.) || Muaddün lil istiğlâl, ürün elde etmek, kiraya vermek için yapılmış, hazırlanmış olan, han, hamam, dükkân gibi gayrımenkullerle, kira arabası, kira beygiri gibi şeyler. Bk. ansİkl. — ansİkl. Mecelle’nin 119. maddesinde, «Bey’bil istiğlâl, bayi (satıcı) bir malı isticar etmek (kiralamak, kiraca olarak almak) üzere vefaen bey’etmektir» diye tanımlanır. Satıcı, sattığı malı, alıcıdan kiralamakta ve satış bedelini ödediği zaman, satılanı geri alabileceği şartını da koymaktadır. Muaddün lil istiğlâl olan mallar ise, yine Mecelle’nih 417. maddesinde, «Kiraya verilmek üzere idad ve tayin olunmuş şeydir ki, filasl kiraya verilmek üzere yapılmış, ya alınmış han ve hane ve hamam ve dükkân gibi akarat ile, kira arabası ve kira beygiri misillü şeylerdir» şeklinde tanımlanır. Yine aynı maddeye göre, bir şeyin birbiri ardınca üç yıl kiraya verilmesi, muaddün lil istiğlâl olduğuna delildir. Yine, bit kimse, kendisi için yaptırmış olduğu bir şeyin muaddün lil istiğlâl olduğunu, halka (nasa) bildirirse, o muaddün lil istiglâl sayılır. Muaddün lil istiğlâl olan bir malı, kira sözleşmesi bulunmadan- elinde tutan ve yararlanan kimse, «tevili mülk» veya «tevili akd» yoksa, yani paydaş olmak dolayısıyle kendisini malik saydığı, veya paydaşlardan birisi ile yaptığı satım sözleşmesi dolayısıyle, muaddün lil istiğlâl mal üzerinde tasarrufa kendisini haklı gördüğü gibi bir durum söz konusu değilse, «ecri misi» ödemesi gerekir (Mecelle md. 596-598). + Istiglâlen zf. Esk. Gelirini borca bedel bırakarak, rehine koyma yoluyle.
İSTİGLAL
09
Eki