i. (ar. hakk’tan istihkak). Herhangi bir durumda hakkı olma, hak kazanma, lâyık olma: En ziyade eğlenebilenlere yaşamak için en ziyade istihkak sahibi o- lanlar nazariyle bakandı (H. Z. Uşaklıgil). || Bir kimsenin hakkı, hak ettiği şey. || istihkak kazanmak, hak elde etmek. — Esk. Bi’l-irsi ve-l-istihkak, hem miras olarak hem de hak ederek. || Erbab-ı istihkak, hak kazanmış olanlar.
— Medenî huk. istihkak davası, malikin doğrudan doğruya mülkiyet hakkına dayanarak eşya üstündeki zilyetliği haklı sebebe dayanmayan kimseye karşı, eşyanın kendisine verilmesi için açtığı dava. — icra huk. Haczedilen bir malın üçüncü bir kişiye ait olduğu borçlu tarafından ileri sürüldüğü veya bir üçüncü kişi bu iddiayı ortaya attığı vakit, icra ve iflâs kn. md. 96-97’de öngörülen usul ve şartlar içinde açılan dava. iflâs huk. iflâs açıldığı zaman, müflisin elinde bulunan, fakat mülkiyeti müflise ait olmayan malların iflâs masasından çıkartılması için açılan dava. ♦ istihkakça zf. Esk. Hak kazanarak. || M in gayr-i istihkaken, hak etmediği halde.
İSTİHKAK
10
Eki