DİNLERİN SINIFLANDIRILMASI :
Dinlerin sınıflandırılması Dinler Tarihçilerine göre türlü şekillerde yapılmıştır. Bu sınıflandırmalarda manevî değerler hiç nazar-ı dikkate alınmamıştır. Islâm bilginleri, kendilerinden evvel yapılan sınıflandırmaları teker teker gözden geçirdikten sonra dinleri, manevi değerlerine göre sınıflandırmayı uygun bulmuşlardır. Buna göre dinler:
1 — Hak Dinler, 2 — Bâtıl Dinler olmak üzere iki kısma ayrılır. Burada kıstas tevhid e- sasıdır. Tevhid esasına dayanan dinlere hak dinler, tevhid esasına dayanmı- yan dinlere de bâtıl dinler adı verilmiştir. İnsanların ilk dini tevhid esasına dayandığı için ilk dinin hak din olduğu, bâtıl dinlerin sonradan meydana geldiği ilmen sabittir. Hak dinlere, semavî dinler veya ilâhî dinler adı da verilir. Hak dinlerden Yahudilik, Hristiyanlık, ve Müslümanlığı görmekteyiz. Bu üç dinden ilk i- kisi, insanlar tarafından muhtelif zamanlarda, muhtelif sebeplerle tahrifata uğradıkları için muharref dinler adını da alırlar. Sonuncusu yani, İslâmiyet, tarihen sâbitdir ki hiç bir değişikliğe uğramadan bugüne kadar gelmiştir. Bâtıl dinlerin meydana gelmesine, hak dini haber veren peygamberlerin seslerine kulak asmayan kendi akıllariyle hüküm veren insanlar sebep olmuştur. Çeşitli zamanlarda çeşitli sebeplerle ortaya atılan bâtıl dinleri sayıları çok olduğundan sınıflandırmak biraz güçtür. Bundan‘dolayı da pek çok sınıflandırma ortaya çıkmıştır. Bizce bu dinlerin isimlerini zikretmek, sınıflandırmaktan daha iyidir.
İLÂHÎ DİNLERİ DİĞERLERİNDEN AYIRAN VASIFLAR :
İlâhî dinleri, yukarıda mahiyetleri hakkında kısaca bilgi verdiğimiz bâtıl dinlerden ayıran vasıfların pek çok olması gayet tabîidir. Bu vasıfların başlı- caları şunlardır: 1 — İlâhî dinler, hâkim-i mutlak olan tek bir yaratıcı kabul eder. 2 — İlâhî dinler, kabul ettikleri hâkim-i mutlak yaratıcıya ibadet etmeyi, tapınmayı emreder. 3 — İlâhî dinler, yaratanla kainattaki yaratıklar arasında mutlak yaratıklardan bir nevi mevcudatı, melek adı altında tesbit ve kabul ederler. 4 — Vahy ve ilham yoluyla alınan dinî ahkâm ve düsturların birer mukaddes kitaba dayandığını kabul eder. 5 — Yüksek ahlâkla müzeyyen mümtaz bir şahsiyetin yani, peygamberin, Allah’tan vahy ve ilham yoluyla aldığı emir ve nehyleri insanlara tebliğ ettiklerini kabul eder. 6 — ilâHî dinler uhrevî mes’uliyeti (âhiret hayatını) kabul ve buna imanı emreder. 7 — İlâhî dinlerin ortaya koyduğu esaslar ve düsturlar, cemiyetlerin ve fertlerin menafatlerine ve nizamının devamına teallûk eder. 8 — İlâhî dinlerde, akla ve müsbet ilme aykırı hiç bir esas ve hüküm bulunmaz. Yukarıda zikredilen vasıfların hiç biri bâtıl dinlerde mevçut değildir. Ayrıca bâtıl dinlerde birbirine benzeyen müşterek tek nokta dahi yoktyr,