Evet! Ey Allâh’m kullan! Hastalıklarınızı tedâvî ettiriniz.
Çünki, Allâh, şifâsız, devasız bir dert vermemiştir.
Yalnız, bir hastalık var ki, devâsı yok !» buyurdu.
«Nedir o Yâ ResûlaUâh?» diye sordular.
«İhtiyarlık!» buyurdu. (Tirmizî- Sünen, c. 4, s. 383).
«Size çörek otunu tavsiye ederim. Çünki, onda, her derde şifâ var. Ancak, ölüme yok!» buyurdu. (Tirmizî – Sünen, c. 4, s. 385)
Şarap yasaklandığı zaman, Süveyd b. Tânk, Peygamberimizden bunu sordu.
Peygamberimiz de, onu içmekten men etti.
Sonradan gelip tekrar sordu.
Peygamberimiz de, yine onu içmekten men edince, Süveyd :
«Yâ Nebiyyallâh! O, devâdır.
Biz, onunla tedâvî olunuyoruz?» dedi.
Peygamberimiz : «Hayır! O, devâ değil, belki derddir!» (Ebû Dâ-vûd – Sünen, c. 2, s. 334, Tirmizî – Sünen, c. 4, s. 387-388)
«Allâh, derdi de, devâyı da, indirmiştir.
Her derdin bir devâsı vardır.
Hastalıklarını tedâvî ettiriniz.
Haramla tedâvî ettirmeyiniz!» buyurdu. (Ebû – Dâvûd – Sünen, c. 2, s. 335).
Bir adam gelip : «Yâ Resûlallâh! Devemi bağlayıp da mı Allâh’a tevekkül edeyim? Yoksa, salıp da mı Allâh’a tevekkül edeyim?» diye sordu.
Peygamberimiz : «Bağla da tevekkül et!» buyurdu. (Tirmizî – Sünen, e. 4,*. 668).
RahflhHnn Ebû Zerr-i Gıfârî : «Güneş de, kendi karargâhı içinde seyr-ü-cereyân etmektedir.
Bu, kudretiyle her şeye üstün gelen ve herşeyi Bilen’in takdiridir. (Yâsîn: 38)» âyetindeki karargâhın neresi olduğunu scrdu.
Peygamberimiz : «Güneşin karargâhı, Arş’ın altıdır!» buyurdu. (Ahmed b. Hanbel – Müsned, c. 5, s. 177).
Peygamberimize, yalnız erkeklerin değü, kadınların da, sorular sordukları, bilhassa, Hz. Âişe’nin, en ince ve müşkil meesleleri, Peygamberimizden sorup öğrendiği olurdu.
Hz. Âişe der ki:
«Şu yer, başka bir yere, gökler de başka göklere değiştirildiği gün, insanlar, bir ve Kahhâr olan Allah’ın huzûruna çıkarlar! (İbrâhim: 48) âyeti hakkında ResûluUâh Aleyhisselâma (Yâ ResûlaUâh! Yer ve gökler, başka yer ve göklerle değişeceğine göre, o zaman insanlar, nerede bulunacaklar?) diye sordu.