Kareteci Kadınlar
Kadınlar erkekler tarafından yönetilen bir toplumda artık şimdiye kadar görülenden çok fazla olarak hakları üzerinde İsrar ediyor ve bundan mutlu bir yardımcı, Karate okulları, evvelce eşine rastlanmayan kadın öğrenci kayıtlariyie mali bir nimete kavuşuyor. Bazı psikologlar, nefis savunması bunun bir kısmıdır, diyorlarsa da modern kadınlar daha çok toplumun yıllanmış davranışlarını kadınlar tarafına çekmek peşindeler.
eli siyah kemerli ve beyaz elbiseli adam, at üstünde altı mızrağiyle Amerikan halk kahramanına benzeyen adamın yerini çabucak almak üzere. El ve ayaklarıyla savaşma resmi yapan Wan-tom Westerm’ler sinema perdelerimizi kaplarken bir çeyrek milyondan fazla Amerikalı doğunun silâhsız savaş sanatlarını, öğreniyorlar, işin ilginç tarafı bunların hemen hemen dörtte birinin kadın olması. Hem bunlar Juijitsu ve judo ■ savunucu sanatlar— değil Uzak Doğu’-da saldırı şeklinde uygulanan karate dersi ulıyorlar Karatede ölüm var, Amerlk.ui kadınlın ıııı memleketimizin doğuşundan binlen e yıl ünce bu âyin şekline »okul
ııııış yuııırıiK yumruğu mıv)£‘< yumvı neden bıı kadıır İlgilendiriyor ? I .ıı h neden, kuşkusuz, krııdikeııdinl sil olarak genellikle soytarı, hırsız ve sı Kanlara karşı savunma gereksinme Fakat bu, şimdi sözünü edeceğimiz b psikologa göre, hikâyenin sadece bir çasıdır.
Evvelâ, ne çeşit bir kavga Uzcrlnd nuştuğumuzu açıklıyahm. Modern sanatlarının kökeni Hindistan’da Buda keşişleri burada hem bedeıı.s ruhsal bir idman olarak hem de ini rım savunmada etkili bir yöntem o bazı gövde hareketlerinden yararlaı lardı. Zen mezhebinin kurucusu Ilı harma Hind tekniğini Çin’e getirin ün yapmıştır. Çinlilerin kendilerine silâhsız savaş şekilleri vardı; bu 3000 yılına giden Kempo idi. Çin ve teknikleri birbirleriyle birleşti ve bıı Mongolistan ile, Kore ve Vietımn daha bazı incelikler eklendi.
Bu arada Jaopnlar kendi el ve kavgalarını, «tekot» u geliştirdlklı ı da sumu tipi güreş halini aldı I alı üncü yüzyılda memlekette bııı ışı makla yükümlü Japon savaşçıları in çok yavaş buldular. Kemponuıı d.ılı, ve daha saldırgan hareketlerini ekli juijitsu adını verdiler. Daha somu < va’nm nefis savunma oyunları k.ıl juijitsu çok ustalıklı bir oyıııı halli tirildi.
Bununla beraber 19 uncu yii/vılı larında modern silâhlar eski jııljll natını biraz engelledi. Genç blı Jiguro Kano, bunun üzerine beden ketleriyle juijitsu’nun sertlik ve yık m aldı ve bunlara modern /anı,ıııl sabına bir nezaket kavramı ile ne vunması ekledi. Ve yeni sporuna > adını verdi. Bunu öğretmek için d yılında bir okul açtı. Kano’mın öğı rinden biri 1902 de judoyu birleşik rika Devletlerine getirdi. Birkaç İt yısı kolIeji bununla ilgilendi laka ancak ikinci Dünya Savaşı sonıııu! dönen Amerikan askerlerinin lıaıp lan uygulayıcıları hakkında büyük manlık öyküleri nakletmesiyle
1953 de judo AAU (Amerika (Jıılveı Birliği) nden iyi kabul gördü ve it çüde yarışmalı bir spor oldu.
.ludo’ııuıı F.ııua Çekiciliği Neydi ?
Kanonun judoyu geliştirmedeki eıı amaçlarından biri lıeı kesin
dm genç ya da yaşlı – onu yapabilmeli idi. Ve gerçekte öyle oldu. Amerika Birleşik Devletleri Judo Federasyonu sekreteri Don Poh! judoya katılanların sayısını yaklaşık olarak bir çeyrek milyon olarak saplamaktadır. Rütbe sahibi olarak aşağı yukarı kayıtlı 100.000 kişi mevcut olup yarısı 17 yaşın altındadır. Kadınlar, şimdi yaklaşık olarak judoya katılan aktif kişilerin yüzde 10 unu teşkil ediyor.
Tahmin olunacağı gibi, Pohl’un görüşüne göre bir kadını judo öğrenmeğe iten başlıca dürtü, kuşkusuz nefis savunmasıdır. Bir kısmı da buna fiziksel uygunluk ya da spor amacıyla katılmaktadır. Gerçekten judo, röntgenciler tarafından «judo omuzu», «tenis dirseği» gibi olanaksız gösterilmemekle beraber, dok torlarca genel olarak güvenli bir spor olarak görülmektedir. Vc bazı jııdo maçlarında hasımın, bilinçsiz hale koymak sun eliyle yenme (te izin verilmeklediı
PSİKOLOG : Karate kadınlara, vücut ve çevrelerini fiziksel yoldan canlı bir şekilde kontrol altına alma olanağı verir.
görülmeyen bir yoldur.) Fakat, bu vücut değmesiyle yapılan çoğu Amerikan sporlarından daha az şiddetli ve daha güvenlidir. Judo hesabına, yeterince olumlu pu-van.
Ya Karate!
Dört türlü karate vardır: Japon, Kore, Okinava ve Burma. Karate sözü «boş avuç» demektir ve judo’dan çok daha saldırgan bir spordur. Bunda usta duruma gelenler çıplak elle çabucak bir adam öldürebilirler. Birleşik Karate Federasyonunun Başkanı olııp en yüksek rütbeye (7 inci Dun Kam Kcıııcr) sahip Imlıman
KARATE GELİŞTİRİCİSİ : Savaş sanatları programına katılan kadın sayısındaki ar tış, suç oranındaki artışa ve kadının kendi kendini savunucusu olması gereğine atfedilebilir.
Henry Cho diyor ki: Karateyi öteki savaş sanatlarından ayırdeden temel ilke, onun karakter yapıcılığıdır. Temel beceriler birleştirme şeklinde geliştirilir, fakat sona ermiş, sonunu bulmuş bir gelişme yoktur. Üzerinde önemle durulan husus ruh ve beden disiplinidir.
«Karate bir saldırma ve savunma birleşimidir. Temel tekniği zımba, tekme vurma ve ayak koymayı içermekte olup hepsi azami hız, güç, incelik ve uyumla uygulanır.
Bay Cho, birinci derece kara kemerli olmak için iki ilâ üç yıl gerektiğini söylüyor. Bir ak kemerle işe başlanıyor; arkasından sarı, yeşil, mor, kahverengi ve nihayet karaya yükseliniyor. Rütbe almak için başöğretmenin önünde testten geçmek gerekiyor. Yedi tane kara kemer derecesi mevcut olup, 7 inci Dan olmak için genellikle 25 yıl geçiyor. Gerçekten New York’taki Karate Enstitüsü’ne kayıtlı
10.000 kişiden yalnız 50 yetişkin bu kemer derecelerinden birine ulaşabilmiştir.
Cho’ya göre Karate’deki büyük değişiklik, geçen on yılda buna kaydolan kadın sayısında görülen büyük artıştır. Enstitü l%l de kurulduğu vakit hiç kadın öftıvııi’i yoktu. lUıgiiıı öğrencilerin yüzde 20 Nİ çı-şltll yaşlardaki kadınlardır, Cho, kutu t enin kadııı öğlencilerindeki İm ço Bulmayı »uç oranındaki artışa ve dolayı-
siyle her kadının kendi savunucusu ol tıı sı ihtiyacına bağlıyor. Cho, kadının ke dini koruması için bir yıl ister diyor «hiçbir kadın bir iki dersle silâhlı bir ad mı alt edebileceğini aklından geçirmen lidir» diye de kesip atıyor. Bu bakımdı; sadece bir uzman oldukça şanslı olabil
O halde niçin sayısı biteviye artaıı I kadar kadın bunda toplandı ? Bu da > runun sorulduğu kimseye bağlı. Barna Kolejinde bir kıdemli ve aynı zaman bir karate öğrencisi olan feminist Fanı te Pollack, kadınların karate ve judo i renmesindeki başlıca madenin nefis : vunması olduğunda İsrar etmektedir. I’ lack diyor ki, «kadınlar, tarihte ilk k kendi kendilerini savunuyorlar. Sokaku saldırılardan korunmada erkeklerin I kim bulunduğu kurumlar ve kanunla rine kendimize güveniyoruz.»
Bir kadın karate eksperini ıslıklay ca ağzına bir balta vuruşu yiyen Nevv Ye inşaat işçisinin heyecanını tahmin etrr pek güç olmasa gerek.
Doğuya özgü savaş sanatlarına ka filizlenen kadın ilgisine acaba psikoloğ ne derler? Mı. Sınai Iıp Okulunda kliı psikiyatrisi profesörü ve bu okula bs bir hastahanede baş psikolog olun Dr. I Simlin katılmanın ruh sağlığı bakımını iyi olacağı katliamdadır.
sinler, kadının rolü, onun toplıımıımu/.du kendi kendini korumasını gerektirmiyor. Mir kadın kendini nasıl koruyacağını öğrenmek istiyorsa apaçık, tehdit altında bulunduğunu belirten bir his taşıyor demektir. Bundan başka durum şu ki, bazı kadınların bu rolü üzerlerine almak ve tehditlere bizzat karşı koymak istemeleri, toplumlunuzda geleneksel cinsiyet rolleri yer değiştirdikçe, onların mizacının da daha çok erkekleştiğini göstermektedir.
Fakat Dr. Shatin, «hem erkekler hem de kadınlar için, kendini nasıl savunacağım bildiğine inanmak, tehlike olmasa da, insanı daha yetenekli, daha eksiksiz hale koyar» diyor ve ilâve ediyor, «her hangi bir spor, insana bir zindelik duygusu verir, ruh çöküntüsüne karşı koyar.»
Dr. Shatin görüşünü şöyle bağlıyor: «doğunun savaş sanatlarını öğrenmek bir insana hayata daha iyi ayak uydurma olanağı verir.» Delaware Üniversitesi Danışmam Öğrenci Geliştirme Merkezinden ve aynı zamanda bir karate öğrencisi olan Dr. Judy Dempevvolff da bu konuda daha da ayrıntılara girerek diyor ki :
«Kadın hareketi, toplumumuzun hem erkek hem kadın tutum ve davranışlarında değişikliklere yol açmıştır. Değişiklikler arasında, bir zamanlar bizim, nefis savunması da dahil olduğu halde erkeklerle yönetilen fiziksel faaliyetlere, kadınların gittikçe artan bir sayıda katılmasıdır. Pek derine varmayan bir bakışla, kadınların, sadece kendilerini koruma tekniğini öğrendikleri söylenebilir. Karate ya da benzeri bir teknik böyle bir yeteneği elde etmek için en iyi yoldur. Fakat bunun ötesinde, pek korkunç olmamakla beraber, daha karışık başka dürtüler gizlenmiş olabilir.
«Gerçekten kadınlar kendi hesaplarına vücutlarıyla ilgili olarak bir anlayış ve beğenişi içeren yeni bir övünme geliştirmeye başlamışlardır. Birçok kadınlar es-kidenberi kabul edilegelen zayıflığa hayıflanacak yerde savaşmayı yeğ tutmuşlardır. «Ben yapabilir miyim ? Hele bir bakayım.» şeklindeki yeni davranış hali, «kadın kısmı böyledir, ne yapayım benim elimden bu kadar gelir» gibisinden edilgen anlayışın yerini almıştır. Kadınlar işe atılıp karate’ye başlamakla :
1) Vücutları üzerinde daha canlı bir kontrol geliştirmişlerdir.
2) Çevreleri İl/erinde ll/iksel yoldan kısmen kontrol kııı’imiyimdıı
«Kısacası, kadınlaı Iddlııytı (/ıı lymekle kildin İçin bilinen e.kİ k.ılıplıiıı lİNleleml} Icrdll. Hdllultıdcıı Çiık etkine lUıl’lll veı
ıııek ıııs,m davranışının birçok alanlının da anlımı kıızıınmakta, olııp, karate de hu tür iddiaların liziksel bir bileşkenidir.»
Kadın karatcciliğinin dürtüleri arasında erkeklik rolüne kıskançlığın mevcut olup olmadığı sorulduğunda, Dempevvolff gülümseyerek, «bazı psikologlara göre, karate öğrenen kadınlar erkeklik kıskançlığı (penis envy) denilen bir hisle hareket etmektedirler. Bu bir Freud kavramı olup, bazı kadınların erkek olup erkekler gibi hareket etmek istedikleri görüşüne dayanmaktadır. Geleneksel psikoanalitik tedavide «erkeklik» davranışı kötülenerek kadınlar, kendilerine özgü karılık ve ana-lik rolüne teşvik edilirler. Bu doktrine göre, böyle bir kadının sorunu ancak dünyaya bir erkek çocuk getirmekle azçok çözümlenebilir.
«Ben bu görüşü kabul etmiyorum, güç kıskançlığı» diye adlandıracağım bir hisse göre düşünmeyi yeğliyorum. Bu da, bir insan (ya da insan grubu) çevreye daha hakim gibi görüneri, dolayısiyle daha güçlü olan bir kimseye bakınca meydana gelir. Daha az güçteki seyirci ya da seyirciler genellikle daha güçlünün niteliklerini elde etmeğe çalışırlar. Bu da üstün durumdaki kimselerin elde ettiği ödülleri kazanmak amaciyle yapılır.
«Cinslik bakımından erkekler daha güçlüdür. Güç de yaygındır; memleketin ve ekonomik durumun yönetiminde en sorumlu makamlara sahip olmaktan, fiilen fiziksel güçe sahip olma haline kadar uzanır. Bu da gücü daha az olanları, genellikle kadınları altetmeği içerir. Dolayı-siyle bazı kadınlar, fiziksel olarak daha kuvve’tli olmak ve kendilerini savunabilecek duruma gelmekle, kuşkusuz daha fazla güç kazandıklarını sanıyorlar. Ve gerçekten de öyledirler.
«Nihayet, kadın hareketi, kadınlarda bilinçli bir kızgınlık yaratmıştır. Bu kızgınlık da kadınlar ikinci derecede insanlar olarak muamele gördüklerini ve buna kültürel kalıplara uyarak katlandıklarım anlayınca gelişiyor. Kızgınlık kalıplara bağlı kalan bir toplumla, bilerek ya da bilmeyerek işi yapan kişilere yönelmektedir. Karate bilmek, bu kızgınlığı yapıcı, kontrollü ve disiplinli bir biçimde anlatmanın fiziksel yoludur.»
Bilgi, Francis Bacon’un dediği gibi kuvvettir.
DOĞUNUN SAVAŞ SANATLARI