SIĞIRLAR DÜNYAYI KURTARACAK

SIĞIRLAR DÜNYAYI KURTARACAK

İneklerin karnındaki protein fabrikası. 30 milyar insana yetecek protein.

KARL HEINZ PREUSS
960 ların sonuna doğru insanlık âleminin «Yeşil Devrim» adını verdiği tarımdaki devrime beslediği umutlar şimdiye kadar gerçekleşememiştir. Besin sorunu olmayan ülkelerin sayısı gittikçe azalmaktadır. Şimdiye kadar en önemli tarımsal ürün ihracatçısı olarak tanınan memleketlerin ambarları eskisi kadar dolu değildir. Bugünün dünyası eskisinden çok daha fazla doğrudan doğruya ekimden alınacak ürüne bağımlıdır. Bunun bir sonucu olarak vem maddeleri, hatta sığır eli ihracat listelerinden silinmeğe başlamıştır.

öle yandan yüksek enerji ile çalışan kiıııva da geniş ölçüde besin maddesi üıo-ifıck durumda değildir. Doğal biyolojik kaynaklardan daha verimli bir surette lavdalaıınıak düşüncesi de tam anlamıyla gerçckı’şemeınlştir, örneğin bugüne ka d.ıı başka pıotelu kaynaklanılın aşağı vıı kan etlıı yerine geçebilecek şekilde sut
proteinini ekonomik olarak üretmek I şarılamamıştır. Öte yandan soya fasul smdan çıkarılan proteinden ete ben; maddelerin yapılması oldukça geniş çüde başarılmıştır. Fakat insan vücudı daki proteine benzeyen bir bileşime sal olan süt proteininden daha iyi faydal mak ve onu daha çok miktarda üretn insanlığın gelecekteki beslenmesi için ha büyük şanslar ve olanaklar vadetnı tedir, Almanya’da Stuttgart’ta toplanaı dünya beslenme problemi üzerinde la şan bilim adamları bu fikirdedirler.

Bilindiği gibi 10.000 yıldan beri s insanlara en yüksek değerde prot sağlayan bir kaynaktır. Fakat Alman araştırma uzmanlarından Prof. Dr. II Otto Gravert’in söylediği gibi, kail hidratlarından veya petrolden prol elde etmek şeklindeki yeni ve büylilü ııaklaı karşısında, «sığırların ıııid/’le de hu ciıitttcn 1,1 uıilyaı piotalıı

I neftin İni «ınavnlaııma odasında» 501) milyar bakteri hanı bitkisel lifleri ve karbon hidratları asetikasit ve propionik asit haline dönüştürürler. Geviş getiren hayvanlar azot bileşiklerinden kendi proteinlerini oluşturduklarından mevcut proteinlerden tamamiyle bağımsızdırlar. Böv-lece inekler dört hektar çayırdan bir ton süt proteini meydana getirirler, oysa domuzlar bunun için on hektar daha fazla çayıra ihtiyaç gösterirler.

İneğin bu kadar belirgin olan meziyetlerine rağmen, sığır hâlâ yeter derecede bir protein kaynağı olarak kabul edilmemiştir, bunun nedeni sığır sayısının azlığından değildir. Örneğin Hindistanı ele alalım, burada insan başına düşen inek sayısı Batı Almanya’daki orana eşittir, buna rağmen nüfus başına çok az hayvansal protein düşmektedir. Günde nüfus başına düşen hayvansal protein miktarı 6 gramdır ki, Batı Almanya’da bu 55 gramdır Aradaki fark ineklerin üretme gücün-den ileri gelmektedir : Hindistan’da yılda 450 kilogram, Batı Almanya’da 8 katı, yani 3.800 kilogram.

Prof. Gravert Habeşistanı misal olarak göstermekte ve Afrika’nın sığırı en la/la olan bu ülkesinde değil, gelişmekte olan memleketlerde bile halkı süt ve süt ürünleriyle Batı Almanya ölçüsünde beslemeğe imkân olduğunu ileri sürmekledir. Habeşistan’da 25 milyon nüfusun karşısında hemen hemen on milyon inek vardır. Bir ineğin yılda verdiği süt 400 kilogramdır. Bunun 300 kilosu inek buzağısını yetiştirmek için kullanır. Geriye kalan 100 kilosu da 2,6 kişi için yetişme-

I itli i’, bu nüfus başına günde ortalama 3 gram süt proteini demektir.

Bu az üretimin iki sebebi vardır : Yem azlığı ve bir gösteriş olarak hayvan sayısının fazla tutulması. Zira sığır yalnız süt üreticisi olarak dikkate alınmaz, aynı lamanda o bir tasarruf sandığı, hayat, işsizlik ve hastalık sigortası olarak değerlendirilir. öte yandan fazla miktarda sı-gır kuraklık tehlikesini uı Itııır, çayırın bitkisel tabakası yok olur, su a/alır, ne lıirc giden süıü yol la 11 ıı/aı ve guçleşıı
üretimi içlıı degıl, aynı /.amanda kemli yaşamlarını sürdürmek için ihtiyaçları olduğu düşünülürse, basit bir «oyunla» ineklerin gücü ihtiyaca olan orana nazaran birkaç katına çıkarılabilir: iki ineğin yaşam ihtiyaçlarını tam karşıladıkları bir yerde, bir inek yılda fazlasından ikibin ilâ üç bin kilo süt daha verebilir. Habeşistan misalinde bundan faydalanılabildiği takdirde, inek sayısı yarıya indirilir, yılda

2.000 litrelik bir üretim ki, ineğin ihtiyaçları karşılandıktan sonra geriye 1.700 kilogram kalır.

Böylece nüfus başına günde 26 gram süt proteini sağlanmış olur. Yalnız bu etki ancak daha sıkı bir çalışma sonucunda sağlanabilir. İnsan «sürüsünün efendisi» yerine «onun kölesi» olur: Yağmur mevsiminde yem saklamak ve bununla gereken şekilde ekonomik hareket etmek zorundadır, hayvanlara her gün bakmak, iki kere sütlerini sağmak ve şimdiye ka-darkinden çok daha fazla onlarla meşgul olmak zorundadır. Dünyada halen me\fr cut yem ölçüsü üzerinden sırf hayvan sayısında biraz kısıntı yapılmak suretiyle bugün beş milyar insan için süt proteini sağlanabilir. Elde edilecek başarıyla kıyaslanamayacak kadar küçük yatırımlar, her şeyden önce sulama bölgelerinde, bu hesabı daha da iyi bir şekle sokabilirler. Zira yalnız az miktarda gelişmemiş ülkede yoğun bir su sıkıntısı vardır. Habeşistan’ın dağlık bölgelerinde örneğin Avaş nehrinin bütün yıl boyunca suyu vardır. Çok az sayıda pompa agregatı burada, Birleşmiş Milletler Besleme Örgütü (FAO) nun gösterdiği gibi 100 hektarlık stepi bitek sığır çayırlarına dönüştürmeğe yeter-lidir. iklimsel kurallara bağımlı olarak burada iki hektarlık bir çayır yüzeyi, bir ton protein elde etmek için, bir sığıra kâfi gelecekti. Yalnız Avaş, vadisinde bu şekilde 120.000 hektar sulanabilirdi, bu da 60.000 ton süt proteini üretmek için yetişirdi. Böylece de dokuz milyon insan yeter derecede proteinle beslenebilirdi. Genel olarak bakılırsa, bu ilginç olanakları ortaya çıkarır : Dünyada bulunan step ve devamlı çayırların yalnız onda biri bu veya benzer şekillerde sulanırsa, süt ve süt ürünleri üzerinde 30 milyar insanın protein ihtiyacını karşılamak kabil olurdu.

l.ılu

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*