Piri Reis’in Haritası
” namıyla meşhur olmuş harita, aslında bütün dünyayı gösteren çok sayıda haritanın kolleksiyonu halindedir… Atlas gibi… Fakat bunların içinde en önemlisi, Amerika kıtasının bütün doğu kıyılannı bugünkü “uydu” fotoğraflarına eş bir hassasiyetle gösteren enfes haritadır!
Bu haritanın çizildiği tarih, Kristof Ko-lomb’un malûm keşfinden yıllarca öncesine uzandığı için, Batılı âlimler (!) pek zor durumlara düşmüşlerdir…
Haritaların Pîrî Reis tarafından çizildiğini kabule yanaşmıyorlar! Kabul etseler, Kolomb daha doğmadan, Türk kaptanlarının Amerika kıyılarında “mavi turlar” yaptığını; kutuptan kutuba fırıl fırıl bütün oky an uslan arşınladıklannı itiraf etmiş olacaklar ve böylece, Batı’nın pek gururlandığı “Coğrafî Keşifler”in tamamı elden gidecektir.
Ne yapsınlar?.. Tek çareleri “bilimkurgu” filmlerinin burgusu ile beyinleri de-. lik deşik etmek ve bir “UFO” masalı tez-gâhlamaktır:
Sözde göklerden gelen UFO’lar dünyaya inince, uzaydan gördükleri şekliyle bu haritaları taşlar üzerine çizmişler: Pîrî Reis bunları nerden bulduysa bulmuş, görür görmez44 — işte Amerika!” demiş ve hemen kopye ederek üzerine Türkçe yer isimleri de, yakıştırarak “gittim, gördüm; ölçtüm, çizdim!” demiş v.s…
Hem bu yalana destek, hem de “Tanrıların Arabaları” namındaki inkâr kitabına delil olmak üzere bazı “çizikli taşlar”da müzelerde teşhir ediliyordu… Bunlann bir taş ustasına ısmarlama yaptırıldığı, BBC televizyonunca ispat edildi ve çöplüğe fırlatıldı!
Darwin’in sahte delillerinin yanına..
Bunların “ilim haysiyeti” diye bir endişeleri yoktur!
Ceylan derisi üzerine dokuz renkli çizilmiş bu şahane haritalar, önemli bazı tarihî notları da ihtiva etmektedir. Bu kenar yazılarından öğrenildiğine göre, 1465 yılında, yâni Kolomb’dan 27 yıl önce, Amerika’nın doğu kıyıları “Antilya” adıyla Osmanlı Mülküne resmen kaydedilmiştir!
Antilya’nın, şimdiki Antil Adaları’nın ismine benzemesi, oradaki yerlilerin dilinden aynen alındığını gösterir.. Esasen Os-manlılar fethettikleri diyarların isimlerini değiştirmemişler; Batılı sömürgeciler gibi Kolombia, Victoria, Filipin v.s. şeklinde şahıs isimlerine itibar etmemişlerdir.
Haritalardaki notlarda görülen ve 1928 yılında batılı bir kaynak ile de teyid edilen diğer önemli bir gerçek de şudur: Kristof Kolomb, Amerika’ya bir Türk kaptan’m kılavuzluğu ile gidebilmiştir… Amerika hattı uzmanı bu Osmanlı Deniz Subayı’nın takma adı “Rodrigo” dur!
O yıllar Endülüs Katliamı’nın en kanlı devresidir ve Avrupa’da müslüman olduğu anlaşılan herkes hemen öldürülmektedir. Bu yüzden Pîrî Reis de Kolomb gibi, subayımızın ismini ifşâ etmemiştir… Tabiî bu notların, Pîrî Reis tarafından 1492’den hemen sonra haritaya ilâve edildiği anlaşılıyor… Ayrıca, Rodrigo’nun, Kolomb’un her üç seferi hakkında tuttuğu notlar, resmî bir rapor halinde arşivlerimizdedir.
Gerçek gün gibi ortada iken ne batılılar hakikate saygı gösteriyor, ne de biz kendi öz değerlerimize sahip çıkabiliyoruz…
Kültür Bakanlığımızın bazı eski eserlerin peşine düşmesini takdirle karşılıyoruz. Ancak, batıya kaçınlan, sadece arkeolojik eserlerimiz değildir!