Peygamber efendimizin mü- bârek annesi. Kureyş kabîlesinin Zühreoğul’arı kolundan Vehb bin Abdi M enâf’ın kızıdır. Annesi Abdüddâroğullarından Berre binti Abdüluz- zâ’dır. Üç batın ileride soyu Peygamberimizin baba tarafı ile birleşir. Medîne’de doğdu. M. 577’de Medîne ile Mekke arasındaki Ebvâ denilen yerde vefât etti. Kabri oradadır. Amcası Vüheyb ibn Abdi M enâf’ın yanında büyüyen Âmine, güzelliği ve terbiyesi ile Kureyş içerisinde emsâlsiz idi. 14 yaşındayken Abdülmuttalib’in oğlu Abdullah’la evlendi. Abdullah’ın alnındaki nûr zifâf gecesi Âmine’nin alnına geçti. Bu hâle bütün Kureyş kadınları imrendiler. Kısa bir müddet sonra âlemlerin efendisine hâmileyken, kocası Abdullah vefât etti. Kocasının ölümüne çok üzüldü. Hattâ bir şiirinde:
Hiç beklenmedik anda, aldı onu eceli, Halbuki o çok cömert, çok merhametli idi.
demiştir. Âmine, Resûlullah’a hâmile olduğu esnâda ve dünyâyı teşrifi esnâsında hiç sıkıntı ve doğum sancısı çekmedi. Kendisine hazret-i Âsiye, hazret- i M eryem’in rûhâniyetleri ile, melekler yardım ettiler. Rüyâsında çocuğunun ismini Muhammed koyması istendi. Peygamber efendimiz hakkında bir de rüyâ gördü. Bu rüyâyı Peygamber efendimiz şöyle anlatmışlardır: Ben ceddim İbrâhim’in duâsı, îsâ’nın müjdesi ve annemin gördüğü rüyâyım. Annem rü- yâsında Şam saraylarını aydınlatan bir ışığın kendi içinden çıktığını görmüş idi. Peygamberlerin anneleri böyle rüyâlar görürler. Âmine, hazret-i Abdullah’tan başka kimse ile evlenmedi. 20 yaşında iken Abdullah’ın mezarını ziyâretten dönerken, Medîne ile Mekke arasında Ebvâ denilen yerde vefât etti. Bu esnâda âlemlerin efendisi henüz altı yaşındaydı. Son anlarında Âlemlerin Efendisini bağrına basarak şunları söylüyordu:
Her yaşayan ölür, eskir her yeni, Her yaşlanan elbet oluyor fânî. Ben de öleceğim bir gün elbette, Lâkin kalacaktır adım dillerde. Çünkü senin gibi hayırlı evlât, Bıraktım geriye ne büyük nîmet.
Böylece Âlemlerin Efendisi, hem öksüz, hem de yetim kaldı. Bundan sonra dedesi, Abdülmut- talib ve sonra amcası Ebû Tâlib’in himâyesine girdi. Hazret-i Abdullah ve Âmine, hazret-i İbrâhim’in dînine göre ibâdet ederlerdi. İslâm âlimlerinin ekserisinin bildirdiğine göre; Allahü teâlâ, Peygamberimize lütuf ve ihsân olarak, Vedâ hac- cında anne ve babasını diriltti. İkisi de Resûlullah’a îmân ettiler. O ’nun ümmeti oldular.
 M İN E H  T IIN
31
Tem