wiki

A N T R O P O L O Jİ

Zamânımız- daki insanı ve fosilleşmiş insan iskeletlerini sistemli, mukâyeseli yollarla ve fizikî görünüşlerinin her cephesi ile inceleyen bilim dalı. Bu bilim dalı ile uğraşan kimseye antropolog denir. Antropoloji, insanı somatik yâni beden bakımından ele almıştır. İnsanın kültür bakımından incelenmesini etnolojiye, geçmişte yaşamış topluluklar açısından incelenmesini ise, târih öncesi bilimlerine bırakmıştır. İnsanlar, dil, din, ırk ve kültür bakımından farklı oldukları gibi; renk, kafatası, göz, yüz, burun, dudak, diş, saç ve vücut şekli bakımından ve ayrıca, çekiklik ve göz kapak kıvrımlarına göre de farklılık gösterir.
Dünyâdaki çeşitli ırk ve milletlerin kendilerine has morfolojik yapıları birbirlerinden farklıdır. Hattâ biyolojik bakımdan bile (kan grupları gibi) farklılık gösterirler. Bâzı millet ve ırklar birbirle- riyle karışarak eski özelliklerinden bir kısmını kaybetmişlerdir. Antropoloji mütehassıslarından bâzıları, eski çağlardan kalma insan iskeletleri ile maymun iskeletleri arasındaki kısmî benzerliğe bakarak, insan ile maymun arasında ırsî bir münâsebet kurmağa çalışmışlarsa da, İlmî bir delil ve senet gösterememişler ve nazariyelerini isbât edememişlerdir. Hücredeki DNA moleküllerinin yapısı, gös
Eski devirlerden kalma kafatasları antropologların birinci inceleme malzemesidir.
— m | ı v u ı ı n v ı ı v ı a ı ı n c a i k k c s i k araıiKiarıa geldiğinden, kalbin her kasılmasında bir miktar kan aorta atılır ve aort şişer. Kalbin gevşemesinde sol karıncıktaki basınç, aorttaki basıncın altına düşünce aortun kapakçıkları kapanır. Aort elastiki olduğundan, sol karıncıktan atılan kanın hepsini bir
id^ıiiiıiciıı üuii vaK aıaru aıı u u ıu ıı. /■Ypa.ııuısıı ucbeklerde görülmez. Çocuk büyüdükçe görülmeye başlar. 10-17 yaş arası en sıktır. Daha sonra azalır. Ergenlik çağından evvel erkek ve kız çocuklarda aynı sıklıkta görüldüğü halde, bundan sonra 25 yaşma kadar erkeklerde kadınlara göre daha sık gö
cild olarak hazırladıkları Letâif-i İnşâ adlı eserde, Dîvân Edebiyâtı yazarlarının mektuplarından seçmeler vardır. Ziyâ Paşanın hazırlayıp 1874’te İstanbul’da neşrettiği üç ciltlik Harâbât, Nâmık Kemâl’in bu esere kendi şiirlerinin alınmaması üzerine hazırladığı Tahrîb-i Harâbât, Ebüzziyâ Tevfik’in hazırladığı ve arka arkaya altı defâ basılan Nümûne-i Edebiyât-ı Osmâniye adlı eserler, bu devrin en önemli antolojilerindendir. Ayrıca Müntehâbât-ı Âsâr-ı Osmâniye adlı eserin de antolojiler içinde mühim bir yeri vardır. Yine bu devrin önemli antolojilerinden biri de, 1881 yılında yayınlanan Emin Osman’ın Hadîkat-ül-Üdebâ adlı eseridir. Edebiyât-ı Cedîde devrinde yazılanlar ise pek o kadar önemli değildir. İkinci Meşrûtiyetten sonra basılan antolojilerden en önemlisi, Bulgurluzâde Rızâ’nın üç cild- lik Bedâyi-i Edebiye adlı eseridir. Bunun birinci cildinde tanzîmât edebiyâtı şâirlerinden, ikinci cildinde tanzîmât edebiyâtı nesircilerinden seçme parçalar, üçüncü cildinde vecize ve hikmetli sözler yer almıştır. Reşid Süreyyâ’nın 1910 yılında neşrettiği Edebiyât-ı Cedîde’de şâir ve nesircilerden seçilmiş nazım ve şiirler vardır. Midhat Cemal Kun- tay’ın Nefâis-i Edebiyye adlı eserinde şiir ve nesirlerden seçmeler bulunmaktadır. Süleyman Bahri ile Refet Avni’nin hazırladıkları Resimli Mün- tehabât-ı Edebiyye ve Ahmed Cevdet’in yayınladığı Âsâr-ı Nefise önemli antolojilerdendir. Yine Prof. Fâhir İz’in hazırladığı Eski Türk Ede- biyâtında Nazım I-II ile Eski Türk Edebiyâ- tında Nesir adlı eserler ve Prof. Dr. Fâruk K. Ti- m urtaş’ın Osmanlı şiirinden seçtiği Osmanlı Türkçesi Metinleri II, Osmanlı Türkçesi metinlerine yer veren en son antolojilerdir. Bâzı yabancıların hazırladığı Türk Edebiyâtı Antalojileri de vardır. Edebiyâtçı Gibb, A His- tory of Ottoman Poetry, yâni Osmanlı Şiirinin Târihi ’ni hazırlamıştır. Yazar, bu eserinde hazret-i Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’den Ziyâ Paşaya kadar olan bütün şâirlerden derleme yapmıştır. Cumhuriyetten sonra yetişen edebiyâtçılar da antolojiler hazırlamışlardır. Tâhir Alangu’nun Türk Hikâyeciieri Antolojisi, Mehmed Kap- lan’ın Yeni Türk Edebiyâtı Antolojisi, Kenan Akyüz’ün Batı Tesirinde Türk Şiiri Antolojisi, N. Halil Onan’ın îzâhlı Dîvân Şiiri Antolojisi, P. Nâili Boratay’m îzâhlı Halk Şiiri Antolojisi, Şükrü Kurean’ın îzâhlı Dîvân Şiiri Antolojisi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir