wiki

Aalto, (Hugo) Alvar (Henrik)

(d. 3 Şubat 1898, Kuortane, Finlandiya – ö. 11 Mayıs 1976, Helsinki), FinlandiyalI mimar, kent plancısı ve mobilya tasarımcısı. Yerel malzemeyi ve kişisel anlatımı incelmiş bir yenilikçilikle hem biçim, hem de aynntıda ustaca birleştirmesi Aalto’ya uluslararası ün kazandırmıştır. 1950-52 arasında gerçekleştirdiği Sâynâtsalo Belediye Binası yapı grubuyla olgunluk dönemi üslubunun doruğuna ulaşmıştır. İlk dönemi. Aalto’nun Otaniemi’deki Helsinki Teknik Okulu’nda başladığı mimarlık öğrenimi, Fin Bağımsızlık Savaşı’na katılmasıyla kesintiye uğradı. 1921’de okulu bitirdikten sonra Avrupa’yı dolaşan Aalto, ülkesine döndüğünde Orta Finlandiya’daki Jyvâskylâ’da çalışmaya başİadı. 1927’de bürosunu Turku’ya taşıdı. Burada 1933’e değin Erik Bryggman’la birlikte çalıştı. Aynı yıl Helsinki’ye yerleşti. 19?5’te okul arkadaşı Aino Marsio ile evlendi. 1949’da eşinin ölümüne değin onunla birlikte çalışan Aalto’nun bu evlilikten iki çocuğu oldu. Aalto’nun meslek yaşamında 1927 ve 1928 yıllarının özel bir yeri vardır. Hem Finlandiya’nın en önde gelen mimarı olarak tanınmasını sağlayacak, hem de adını tüm dünyaya duyuracak üç önemli yapının tasarımıyla bu yıllarda görevlendirildi. Bu üç yapı Turku’daki Turun Sanomat Gazete Binası (1930), Paimio’daki sanatoryum (1933) ve Viipuri (bugün Vyborg, Rusya) Belediye Kitaplığı’dır (1930-35; 1943’te yıkıldı). Finlandiya’da kamu yapılarının tasarımı genellikle yarışma konusudur. Aalto’nun sanatoryum ve kitaplık projeleri de yarışma sonucu seçilmişti. Aalto, gerek gazete binasının, gerekse sanatoryumun tasarımında işlevselliğe öncelik verirken, tarihsel üslup- lan çağrıştıracak düzenlemelerden de kaçındı. Bu yapılar, 1920’lerde Fin mimarlığında sık rastlanan sadeleştirilmiş klasikçilik anlayışının ötesine geçerek tasarımını Walter Gropius’un yaptığı Bauhaus tasarım okulunun binasını (1925-26, Dessau, Almanya) andırmaktadır. Gropius gibi Aalto da düz beyaz yüzeyler, şerit pencereler, düz çatılar, teras ve balkonlar kullanmıştır. Viipuri Belediye Kitaplığı ise Aalto’nun kişisel üslubunun ilk habercisidir. Tasarımında Gropius ve başka mimarların Avrupa’da verdiği ilk örneklere bağlılık görülmekle birlikte önemli bir farklılaşmada söz konusudur. Karmaşık iç mekân çeşitli kademelerde düzenlenmiştir. Kitaplığı^ toplantı salonunun ahşap şeritlerden oluşan akustik, dalgalı tavan detayı çarpıcıdır. Tavanın yanı sıra bu salonda kullandığı, ene kendi tasarımı olan mobilyalar hem alkın, hem de çağdaş mimarlığın kuraldan yoksun olduğu kuşkusunu duyan kimi mimarların da övgüsünü kazanmıştır. Lamine ahşabı kıvırarak oluşturduğu bu mobilyaların ahşap dokusunun sıcaklığıyla yapının genel beyazlığı hoş bir karşıtlık yaratır. Özellikle bu yapıdaki başarısı nedeniylAalto adı çağdaş tasarımda bölgesel uyarlama ya da organik yaklaşım olarak adlandırılan bir tasanm biçimiyle özdeşleştirilmeye başladı. Zemini kademelendirerek ve doğal malzemeden, çatı pencerelerinden, düzensiz biçimlerden yararlanarak bu çizgiyi sürdüren Aalto, 1930’lann ortalarında artık dünyanın bellibaşlı çağdaş mimarían arasında anılıyordu. Yaşıtı birçok mimarın tersine, belirgin bir kişisel üslubu vardı. 1937 Paris ve 1939-40 New York uluslararası fuarlan için hazırladığı Finlandiya pav- yonlan, serbest mimari biçimler yaratan bir tasanmcı olarak ününü daha da pekiştirdi. Her ikisi de yanşma sonucu seçilen bu tasanmlarda, yapı iskeletinde olduğu kadar dış yüzeylerde de ahşap kullanmayı sürdürdü. Aynı dönemde, New York Modern Sanat Müzesi’nde de tasarladığı mobilyala- nn ve yapılann fotoğraflanndan oluşan bir sergi açıldı (1938). Aalto, mobilya denemelerine daha 1930’lann ilk yıllannda, Paimio’daki sanatoryumun içini döşerken başlamıştı. Mobil- yalannda hem yapısal, hem de estetik amaçlarla kıvnmlı lamine ahşap kullanıyordu. Tasanmladığı mobilyalan üretmek ve pazarlamak üzere Mairea Gullichsen’le birlikte 1935’te Artek Şirketimi kurdu. Ortağı, sanat yapıtlan da toplayan bir sanayicinin eşiydi. Aalto, Gullichsen’ler için Finlandiya’da, Noormarkku yakınlannda Villa Mairea (1938-39) adıyla bilinen ve büyük hayranlık toplayan bir sayfiye evi yaptı. Aalto’- nun iç mekânlarda sağladığı rahatlık ve sıcaklık en iyi biçimde bu yapıda görülür. Olgunluk dönemi üslubu. 1940’lar Aalto için verimsiz yıllardı; çalışmalarında savaşın yol açtığı kesintiye eşini yitirmenin üzüntüsü de eKİenmişti. 1952’de, gene bir mimar olan ve kendisiyle birlikte çalışmaya başlayan Elissa Makiniemi ile evlendi. 1950’den sonra daha çok sayıda, eskisinden daha çok türde ve yerde yapılar gerçekleştirdi. Bremen’deki yüksek apartman (1958), Bologna’daki kilise (1966) ve İran’daki sanat müzesi (1970) bunlara örnektir. Gene de Aalta’nun dehası Finlandiya’daki çalışmalarında ortaya çıkar. Bu dönem tasanmlannm büyük bölümünüyapı gruplarının yerleşim planlaması oluşturur. Bu tasanmlardan ikisi, Otaniemi’de (1949-55) ve Jyvâskylâ’daki (1951-57) iki yüksekokulun nâzım planlarıdır. Aalto’nun planlama deneyimi, erken dönemde gerçekleştirdiği Sunila Selüloz Fabrikası (1936-39) gibi sanayi yapılarına dayanır. 1951-54 arasında genişletilen ve işçi konutlannı da içine alan bu fabrika yerleşimi geniş kapsamlı tasarımın çok başanlı bir uygulamasıydı. Aalto’nun olgunluk dönemi ürünlerinden biri olan Sâynâtsalo Belediye Binası yapı grubunda belediye binası çevre yapılardanaynlmak üzere zeminden yükseltilmiş ve ikinci kat düzlemindeki alanlar doğal zeminli düzensiz teras merdivenlerle çevreye bağlanmıştır. Çeşitli yerel hizmetleri karşılayan bu küçük kompleksi kübik oranlı küçük kurul toplantı salonu taçlandınr. Bu yapı eğimli çatıyı yelpaze düzeninde özgün bir biçimde taşıyan çıplak ağaç kirişleriyle dikkati çeker. Aalto, bu yapısında zaman, mekân ve insan öğelerinin özüyle o insanla- nn amacını yakalayabilmiş, bunun net bir görüntüsünü sunâbilmiştir. Aalto birçok kuruluşun onur üyeliğine seçildi, birçok ödül aldı. 1963-68 arasında Finlandiya Âkademisi’nin başkanı oldu. 1928-56 arasında Uluslararası Çağdaş Mimarlık Kongrelerinin (CIAM) üyesiydi. 1957’de Britanya Kraliyet Mimarlık Enstitü- sü’nün (RIBA) mimarlık alanındaki altın madalyasını, 1963’te de Amerikan Mimarlar Enstitüsü’nün (American Institute of Architects) altın madalyasını aldı. Değerlendirme. 20. yüzyıl İskandinav mimarisinin en iyi örneklerini veren Aalto, modern akımın başlangıç dönemine özgü katı geometrik biçimlerden aynlan, biçimci olmamaya ve kişisel anlatıma önem veren ilk mimarlardandı. „Üslubunun* hem yerel, hem de romantik olduğu kabul edilir. Aalto, karmaşık biçimler ve çok çeşitli malzeme kullandı, yerleşim yerinin özelliklerini göz önünde tuttu kve yapıda her aynntıyla ilgilendi. Bir bölümütıü Finlandiya dışında gerçekleştirdiği; fabrikadan kiliseye kadar uzanan 200’ün üzerinde çeşitli yapı ve projeyle uluslararası ün kazandı. Aalto, ön çizimlerde T cetveli ve gönye kullanmadan serbest elle çalışırdı. Böylelikle, işlevsel ilişkileri ve ayrıntıları kesinleştirmeden önce, yaratıcı dürtüsünü, hiç kısıtlamadan yepyeni kural dışı biçim arayışlarına yöneltebiliyordu. Kuramsal katılıktan uzaklığı, ön eskizlerindeki dürtüsel ve bireysel özellikleri koruyan son tasarımlannda da açıkça görülür. İsviçreli bir sanat tarihçisinin belirttiği gibi, Aalto, “akılcı-işlevsellik- ten akıldışı organiğe atlama” yürekliliğini göstermiştir. Ekibindeki mimar sayısı altı ya da sekizi geçmediğinden tüm yapıtlan kişiliğinin izlerini taşır.Aalto’nun, çalışmalarını açıklayıcı yazısı azdır. Katı kuralcılıktan ve tekdüzelikten uzak, değişken, canlı yaradılışının en iyi göstergesi mimarisidir. Çalışmalarında ülkesinin ve halkının yalın, ama şiirsel ruhunu yansıttığı ileri sürülür. Femand Léger, Jean Arp ve Constantin Brancusi gibi sanatçılarla olan dostluğu, eğri çizgilerden oluşan biçimlere eğilimini artırmış olabilir: Yapıt- lannda zorlama yenilikler uygulamamış, ama hiçbir zaman da durağan olmamıştır. Son yıllannda yaptığı tasanmlarda, dikkatsizlik olarak nitelenecek ölçüde bir karmaşıklık ve dinamizme yöneldiği izlenir. Özellikle 1960’lann sonları ve 1970’lerin başla- nnda eğimli, diyagonal biçimlere ve üst üste bindirilerek bir araya toplanmış hacimlere çokça yer vermiştir. ÖBÜR YAPITLARI. Sülfat Kâğıt Fabrikası (1931, Toppila); Kereste Fabrikası (1945, Varkaus); Massachusetts Teknoloji Enstitüsü, Baker House (1947- 48, Cambridge, Massachusetts, ABD); Kültür Evi (1955-58, Helsinki); Kilise (1956-58, Vuoksenniska, Imatra); Louis Carré Evi (1956-58, Bazochesf Ffansa); Nordjyllands Sanat Müzesi (1958-72, Alborg, Danimarka); Postane (1958, Bağdat); Kültür Merkezi (1959-62, Wolfburg, Almanya); Kültür Merkezi (1962, Seinâjoki); Uluslararası Eğitim Enstitüsü, Edgar J. Kaufmann Konferans Salonları (1964-65, New York); Mount Angel Manastırı Kitaplığı (1967- 70, Oregon, ABD); Finlandiya Sarayı (1971, Helsinki); Taidemuseo (1973, Jyvaskylâ).

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir