ABDAL (EBDÂL); Alm. Abdal, Fr. Abdal, Abdal. Allahü teâlâya yakın sevgili (evliya) kullardan biri. Arapçada, ikisi de “karşılık, birinin «erine geçen” mânâlarına gelen bedel ve bedii kelimelerinin çoğulu olmakla berâber, Türkçede teklik mânâda kullanılmıştır. Halkın açıkça bilme-iıği ve dünyânın nizâmı (düzeni) ile vazifeli olan ta kimselerden biri vefât edince, yerine başka bir »=efi bedel kılındığından yâni görevlendirildiğinden, »e çok olduklarından “ebdâl” sözü ile tanınmışlardır.
Ebdal olan mübarek zâtlar yeryüzünde de-*amlı bulunur. Biri vefât edince yerine bir başka-b geçirilir. Sayılan yine aynı olur. Allahü teâlâmn Maslümanlara ihsân ettiği kerâmetlerden birisi de Saik arasında “Ebdal” lerin de bulunmasıdır. Ha-fis-ı şerifte buyruldu ki: “Allahü teâlâ onların hiı nırtinr yağmur yağdırır, ot bitirir, belâyı def eder.” Onların husûsiyetleri hakkında da bir iadis-i şerifte: “Kendilerine zulmedeni affederler. Kötülük edene iyilik ederler.” Ebû Nu-aym’ın merfû olarak bildirdiği hadîs-i şerifte de teyruldu ki: “Ümmetim arasında her zaman larfc kişi bulunur. Bunların kalpleri İbrâhim aleyhisselâmın kalbi gibidir. Allahü teâlâ, on-hrn sebebi ile kullarından belâları giderir. ■Mİara Ebdâl denir. Bunlar bu dereceye namaz ** oruç ile yetişmediler.” İbn-i Mes’ûd radıyal-bfcü anh; “Yâ Resûlallah! Ne ile bu dereceye vardılar?” diye sorunca; “Cömertlikle ve müs-kiaunlara nasihat etmekle yetiştiler.” buyurular.
Halk arasında kırklar olarak bilinen kimseler ât yukarıda îzâh edildiği gibi Ebdâl’dir.
JUBDALİYE DEVLETİ; Afganistan’da Abdâ-I kabilesinin kurduğu devlet. Aslen bir Türk bo-y» olan Abdâliler, Gazneliler zamâmnda Müslü-ataa oldular. Uzun süre dağlarda yaşayan bu Türk leva. Bâbürlüler Devleti ile Safevî Devletinin «asmın bozuk olduğu bir sırada, Tamak ve Ar-pradab vâdilerine indiler. Bölgenin durumu îti–fc«ımk iki büyük devlet arasında yaşamalarına «essen, kendi başlarına hareket ediyorlardı.
Bir süre sonra Herat eyâletinin yönetimini ele ptoren Abdâliler, üzerlerine gelen Safî Kuli Han komutasındaki İran ordusunu hezimete uğrattılar «e Nâdir Şah devrine kadar bölgenin hâkimi ol-JUar. Nâdir Şah, Safevî Devletini yıktıktan sonra, karışıklıklarından faydalanarak, Meş-Itoi’ı ele geçiren Abdâlîleri yenilgiye uğrattı. Nâ-
Sah. Abdâlîlerin askerî gücünden faydalan*
• ^ « » ,
Abdâliye Devleti kurucusu Ahmed Şah Dürrânî’nın bir minyatürü.
mak ve Gılzâler kabilesini kontrol altında tutmak için, onları Kandehâr bölgesine yerleştirdi.
Abdâlîlerin reisi Ahmed Han, Nâdir Şahm ve-fâtından sonra Kandehar’ı ele geçirerek hükümdarlığını îlân etti (1747). Hindistan üzerine yürüyerek birçok şehri ele geçirdi ve Delhi’ye kadar ilerledi (1757).
Ahmed Şahın 1773 yılında ölümünden sonra yerine geçen oğlu Timur Şah, hükümetin merkezini Kandehar’danKâbil’e nakletti. 1800’den 1842’ye kadar karışıklık ve kardeş kavgalarının devam ettiği Abdâliye Devleti, bu târihte yeni Afgan Devleti emîri Dost Muhammed Han tarafından ortadan kaldırıldı.