Onuncu asırda yaşamış
ünlü Müslüman astronomi âlimi. İsmi Abdurrahmân
bin Ömer bin Muhammed bin Sehl esSûfî
olup, künyesi Ebü’l-Hasan’dır. Batı dünyâsında
Azophi İlbermosofim Jeber Mosphim Abû
Hassîn gibi isimlerle tanınır. 903 (H. 291) senesinde
Tahran civârındaki Rey şehrinde doğdu. 986
(H. 376) senesinde vefât etti.
Zamânın âlimleri arasında seçkin bir yeri olan
Abdurrahmân Sûfî, aklının, zekâsının keskinliği ve
yapmış olduğu astronomik hesaplarla meşhur oldu.
Büveyhi Hânedânından Melik Alâüddevle ve
oğlu Şerefüddevle zamanlarında yaşadı. Büyük
ilim merkezi olan Bağdât’taki İlmî çalışmalarını
sürdürüp, astronomide yeni bir devir başlattı. Yazdığı
Kitâbün fil-Kevâkib-is-Sâbite ve Kitâb-ulAmel
bil-Usturlâb adlı eserleriyle doğulu ve batılı
bilginlerin dikkatini çekti. Binlerce yıldızı,
senelerce inceleyerek yerlerini tesbit etti. Yıldızların
hacimlerini, yaklaşık olarak hesapladı. Görünen
yıldızlar yanında görülmeyen sayısız yıldız
olduğunu belirtti. Hazırladığı astronomik cetveller,
kendisinden önce hazırlanmış olan cetvellerden
daha düzenli ve doğruydu. Batlemyüs’ü (Ptolemy)
tenkid etti, yorumladı ve yeni nazariyeler ortaya
koydu. Ortaya koyduğu bilgileri, araştırma ve
gözlemleriyle vesîkalandırarak sağlam esaslar
üzerine oturttu. Yıldız ve gezegenlerin yer ve şekillerini
varlık hâlinde bizzat kendisi çizerek tespit
etti. Göklerin haritasını çizdi, renklendirdi ve
Dnu yıldızlarla süsledi. Özelliklerini açıkladı. Yıldızların
eski ve yeni isimlerini, Arapçadaki adla rını tesbit etti.
Böylece İslâm dünyâsında astronom
ilminin terminolojisini meydana getirdi. Bu te
rimlerden doksan dört adedi günümüz modem as
tronomisinde kullanılmaktadır. Ayrıca bir de gökyüzünü
andıran küre yaptırdı. Astronomi târih
açısından büyük önem taşıyan Suver-ül-Kevâkit
adlı eserinde Müslümanların sâbit yıldızlar hak
kındaki doğru bilgilerini ortaya koydu. Bu eseriyle
İslâm ve batı ilim dünyâsında derin izler bıraktı.
Bu eseri Birûnî üzerinde etkili oldu. Birûni
başta olmak üzere ünlü kozmoğrafya bilgini Zekeriyâ
Kazvînî ve büyük astronomi âlimi Uluğ
Bey onun tesirinde kaldılar.
Abdurrahmân Sûfî’den, ortaçağ Avrupa dünyâsı
ve Rönesans döneminde şu şekilde istifâde
edilmiştir. Sûfî’nin Suver-ül-Kevâkib eseri Lâtinceye
tercüme edildi. Castilla-Leon Kralı Onuncu
Alfonso astronomik faâliyetleri yoluyla Avrupa
bilim dünyâsında Sûfî’yi tanıttı. Alman astronomi
bilgini Petrus Agianus’un bâzı eserleri ile onu
batı dünyâsında tanıttı. T. Hyde’nin, Uluğ Bey’in
Zîc’ini tercüme ve tefsir etmesiyle Sûfî’yi dolaylı
olarak batıya tanıttı. Petrus Agianus, Sûfî’nin Suver-ül-Kevâkib
eserinin Arapçasını kullandı.
Eserlerinden bâzılarında yıldız ve burç isimlerini
Sûfî’den almış hattâ yıldız haritalarından birine
Sûfî tarafından târif edilen Arabî isimli yıldız kümelerinden
bâzılarına yer vermiştir. On dokuzuncu
asırda Fransız bilgini J.J.A. Cauissin de Perceral,
Abdurrahmân Sûfî’nin Suver-ül-Kevâkib
adlı eserini bütünüyle Fransızcaya tercüme etti. Ayrıca
eserin tamâmı H.C.F.C. Schjellerup tarafından
Fransızcaya tercüme edilerek 1874’te Description
des etoiles fixes adıyla Petersburg’da yayınlanmıştır.
1986 senesinde Frankfurt’ta yeniden basıldı.
Diğer önemli eseri Kitâb-ul-Amel biI-Usturlâb
1962 senesinde Haydarâbâd’da neşredildi.
Ayrıca 1985 senesinde Fuat Sezgin tarafından diğer
eserleriyle birlikte yayınlandı. Modern astronomide
Abdurrahmân Sûfî’nin eserlerinden istifâde
edilmektedir. Günümüzde Nebulalardan biri, onun
eserlerinin ışığında keşfedilmiştir.
Eserleri:
1) Kitâb-ül-Ercûze fil-Kevâkib-is-Sâbite,
2) Kitâb-üt-Tezkire, 3) Kitâbu Metârîh-uş-Şucâât,
4) Kitâbu Suver-il-Kevâkib, 5) Kitâb-ülAmel
bil-Küret-il-Felekiyye.