Adım adım Anadolu ADIYA MAN VE ÇE VRESİ

_ ^ yılında il olan Adıyaman, Torosların

1 Tr 3*» güney eteklerinde, geniş ve verimli ovaların kenarında, kurulmuştur. Yüzölçümü 7.294 Km2 dir. ilçeleri: Merkeze ilçe, Besni, Gerger, Çelik han, Gölbaşı, Kâhta ve Samsat’tır. İl toprakları için den geçen Fırat nehrinin kolları, Göksu ve Kahta’ nın hafif eğilimli vadilerinde genellikle tahıl ve pamuk tarımına yararlı olur Hayvancılık da, yöre ekonomisinde önemli ölçüde rol oynar

Bölgenin tarihi eskiye gider. Koınangenen-Greek, Emevî ve Osmanlı devirlerini yaşamıştı! Şehir VII. yüzyılda son Emevi Hükümdarı Mervan-: Himar’ın adamlarından Mansur Eîn Cavene tarafından imar_edilmiş bu yüzden şehre “Hısn Mansur” adı verilmiştir. Ortaçağ boyunca Adıyaman ve çevresi, çeşitli savaşlara sahne olmuştur; XI. yüzyılda Selçuk Türklerinin, XIV. yüzyılda ise, OsmanlIların eline geçmiştir.

Bu şirin beldemiz, adeta bir höyükler, dağlar ve kaleler merkezidir. Adıyaman’ın her yöresinde bir höyüğe rastlamak mümkündür. Bunlardan baş-lıcaları; Yassıhöyük, Karahöyük, Kızılcahöyük ve Bozhöyük’tür. Bu> höyükler çoğunlukla ovada yığma toprakla yapılmışlardır. Bazı görüşlere göre bu höyüklerin, zamanında “işaret kuleleri” olarak kullanılmış olduğu belirtilmektedir.

Adıyaman ili, adını Cumhuriyetin ilanından sonra almıştır. Samsat kalesi Adıyaman’a 38 km, uzaklıkta olan ilçede olup, tarihi değeri çok büyüktür. Tahminen M.Ö. 5000 yıllarında kurulan ilçe, Eti Greek, Roma, Pers, Bizans ve Türk uygarlıklarına merkezlik etmiştir. İskandinav arkeologu S. Müller, Alman arkeologu Edvard Mayer ve Sardiyenî tarafından birçok kazılar yapılan kalede, yığma bir tepe üzerine kurulmuş “Samosata” abidesinde, kazılar sonucu çok sayıda kiremitten su boruları, saray ve sur kalıntıları mozayik ve freskler bulunmuştur. Samsat en muhteşem çağını “Komâgene” krallığı çağında yaşamış ve bu ara bu krallığa başkentlik yapmıştır. Kale hakkında, yöre halkı arasında şöyle bir efsane yaygındır: ‘Kale Türklere geçmeden önce, Samsat kralının çok güzel bir kızı varmış. Besni ve Kâhta Krallarının oğulları, bu güzel kıza talip olmuşlar. Samsat Kralı, kızını isteyen bu iki prens arasında bir ter.cih yapmayıp, şöyle bir koşul önerir: Kim ki benim uzak heybetli kaleme suyu en çabuk ve en iyi, fenni şekilde getirirse, kızımı ona vereceğim” der.
“Kahta Prensi derhal Kâhta çavından, Besni prensi de Göksu çayından Samsat Kalesine su götürmek amacıyla çalışmaya başlarlar. Bu uğraşa, rivayete göre Besni Prensı’nin ömrünün yetmediği, Kahta prensinin de köprüler yaparak, kanallar kazarak, tüneller açarak, suyu Samsat Kalesine getirdiği ve sonunda Kralın kızını aldığı söylenil .”

Bugün “Kocahisar” adını alan ve Kâhta’ya 26

km. uzaklıkta bulunan Eski Kahta köyünde, sarp kayalar üzerinde kurulmuş ve sultan burcu adı verilen burçlarla çevrili “Arsameia” kalesi içinde, cami, hamam, su sarnıçlarının kalıntıları, bu yöreye gelen turistlerde hayranlık uyandırmaktadır. Su sarnıçları hâlâ yağmur suyu ile doludur.

Günümüzde boş bir mozole gibi görünen Eski Kale’den Almanya Münster Üniversitesi’nden Prof. Dr. F. K. Dörner ve Goel birçok kabartmalar, zırh ve kılıç, taç, madeni heykel ve mozaik gibi değerli yapıtlar ortaya çıkarmışlardır

Besni, Keysun ve Gerger kalelerinden başka, Adıyaman, köprüleriyle de tarihi ve turistik açıdan ilgi çekicidir. Romalılar çağında Septimus Severrus tarafından Kahta çayı üzerinde tek kemerden yapılan Cendere Köpıüsü’nün, 2000 yıllık bir mazisi vardır Köprü yapımında, insan gücüyle kaldırılması olanaksız büyüklükte. 92 yapıtaşı kullanılmış olup, köprü uçları sert kayalar üzerine oturtulmuş, kemer üzerinde yapılmıştır. Yüksekliği 10 m., eni 2 m’yi bulan 4 sütundan oluşan köprü hakkında, haik arasında şöyle bir rivayet vardır:

. ” Cendere köprüsünü yaptıran hükümdarın 4 oğlu vardır. Hükümdar bu köprüyü 4 oğluna bağlantılı -olarak yaptırmış ve köprünün iki ucuna

da her biri bir oğlunu simgelesin diye 4 sütun dikmiş Anrafc, zalimliğiyle tanınan büyük oğlunu simgeleyen dördüncü sütun daha sonra yöre halkı tarafından yıktırılmıştır.”

Göksu köprüsü ise, Keysun’u Samsat ve K. Maraş’a bağlamıştır. Gümüşkaya köyünün 3 km. kuzeyinde Göksu Çayı üzerinde kurulan köprünün Romalılar çağına ait olduğu belirtilmektedir.

Bundan 150 yıl kadar ön< e, iki köy arasında çıkan anlaşmazlıkta, köy ahalisinin birbirleriyle ilişkisini kesmek amacıyla ortadan yıkılan köprünün, şimdi nehrin iki yanında birer parçası kalmıştır.

Adıyaman’da bunlardan başka Sofraz, Yukarı Nasırlı ve Morfa adlarında, ilginç konumları mevcut kül şehri kalıntılarına da rastlamak mümkündür Bu harebeler içinde yer alan içlerinde değişik renkli küllerin bulunduğu” şişe ve testilerin anlamı bugüne değin çözümleneme-miştir.

Adıyaman’ın Nemrut dağında yer alan ve »enti simgeleştiren meşhur Tanrı Başları Heykelleri Otto Puchstein ve Kari Sester tarafından yapılan ¿teolojik araştırmalara göre MÖ. 1 yüzyılda «.o-negenen Kralı 1. Antiochos için yaptırılmıştır).

Bu yöreyi incelemeye gelen ziyaretçileri, herşeyden önce, Doğu ve Batı Toroslardak dört erkek ve bir kadın heykelden oluşan (Bereket tanrıçasını simgeleyen, başak çelengi rölyefli Neven Tyche, Antiochos, Mitras, Artagnez ve Helios) baş heykelleri cezbeder

Turistik açıdan büyük bir önem haiz olan Tanrı Başlarının yer aldığı Nemrut dağı, Adıyaman merkezine 105 km. ve Kahta n ,esine 65 km. uzaklıktadır. Dağa gitmek için en jvgun mevsim Mayıs ve Ekim ayları arasıdır.

Nemrut dağına çıkış için yol vardır. Yollardan biri eski Kahta köyü üzerinden çıkılan katır yoludur. Turistler, Adıyaman veya Kahta ilçesinden kiralayacakları vasıtalarla, Karakuş Tepesi, Cendere köprüsünü görerek Eski Kahta (Arsameşa) köyüne gelirler. Köyde bulunan Eski ve Yeni kaleler gezilir, gece köyde kalınarak, ertesi sabah kiralanan katırla veya yaya olarak dağa çıkılmaktadır.

İkinci yol ise, yeni açılan “Karadut Köy yoludur” Bu yol dağdaki heykellere 1 km. kalana dek açılmıştır. Bu yoldan dağa, Adıyaman’dan kiralanacak jeeplerle gidilmektedir. Sabah erken çıkılan bu yolculuğa, jeepler heykellere 1 km. kalana kadar gitmekte, sonra 15 dakikalık bir yürüyüşle tarihi kalıntılara varılmaktadır

Dağda, güneşin doğuşu ve batışı, kişide yaşantısı boyunca unutamayacağı anılar bırakmaktadır Bu manzarayı görebilmek için, konaklama yerlerinden çok erken (saat 01) çıkmak veya dağda kurulan çadırlarda gecelemek gerekir. Dağda kalınacak bir tesis yoktur. Yiyecek maddeleri ve meşrubat satan çadırlar bulunmaktadır, jeeplerle yapılan bu seyahatin dönüşünü, isteyenler Arsameşa köyü üzerinden yapabilmektedirler. B u tür, normal koşullarda 6-7 saat sürmektedir.

Adıyaman, mesire yerleri açısından oldukça zengin bir yöre sayılır. Adıyaman bu değerini, her köşesinde bulunan tatlı su kaynaklarına borçludur. Kentin 4 Km. doğusundaki İl Fidanlığı, Besni İlçesinin 13 Km. doğusunda “Çörmük ve Kuruçay” kaplıcaları, hemoroid, romatizma, varis ve çeşitli ağrılara iyi gelmektedir. Çelikhan ilçesinin 15 km, doğusunda bir yörede bulunan “Korucak” kaplıcası, yöre halkı ve turistler arasında da büyük ilgi görüp, yaz aylarında özellikle çok kalabalık olmaktadır.
Bugüne kadar olan bilgimiz, uygarlığın, ‘Mezopotamya” dediğimiz Fırat ve Dicle Irmakları havzasını oluşturan alanda doğduğu ve buradan bütün dünyaya yayıldığı şeklindeydi. Şimdi Amerikalı antropolojisi C. NELSON yeni bir iddiada bulunuyor.

NELSON’un teorisine göre, hayvanları evcilleştirme ve bitkileri kültüre alma işlemi, ilkin Mezopotamya’da değil, Güney Avrupa ve Mısır’da yapılmış, daha sonra oraya gitmiştir Arkeolojik araştırmalar, evcil hayvan kalıntılarının -9500 yıl öncesi sığır kemikleri- iki ayrı yerde. Güney Avrupa ve Güneybatı Mısır’da bulunduğunu ortaya koymuştur Ayrıca, 1979 da açıklanan bir araştırmaya göre Sil vadisinde 18000 yıl önce arpa ve buğday ‘.etıştırıimekteydi. Halbuki Mezopotamya’da bu ta- ti 9000 yıl öncesine gidebiliyor
Adıyaman ili hudutları içerisinde halkın ziyaret etmekte olduğu bir çok türbe de vardır. Bunların en ünlüleri: Abuzer Gaffari ve Şeyh Abdurrahman Erzincani türbeleridir. Bunlardan başka, Zeynel Abidin, Mahmut Hassari ve Sefraz türbeleri vardır. İl ve çevresinde kara avcılığı, Fırat ve kollarında tatlı su balık avcılığı yapılmaktadır.

Adıyaman’da her yıl geleneksel bir şekilde 20-25 Ağustos tarihleri arasında “Adıyaman Nemrut Festival’i” düzenlenmektedir. Adıyaman’ın geleneksel kıyafetleri sako tabir edilen ceketlerle, çelen ve hab adı verilen eşyalardır. Ova köylerinde giyimler daha değişiktir; bilhassa kadınlar başlarına yazma ve puşu denilen bir metrekare genişliğinde yemeni bağlarlar Folklor oyunlarında bölgenin iklim tesirlerine uyan bir kıvraklık vardır Oyun kıyafetlerinde hakim olan giysi, kadınlarda uzun entari, ipek şalvar, belde kuşak ve ipek sırma puşu, erkeklerde ise yarım kollu (halep türü) yeleği altında yakasız gömlek ve sako cekettir.

Yörenin folkloru zengin olup, bunlardan bazılarının isimleri: göçer, çep, ağırlama, gıfoşma, tır-key, simsimi, savaş ve düz ağırlama dır Adıyaman ilinin mutfağı da oldukça zengin olup, yeşilliği ile de süslüdür Özellikle kesim hayvanlarının etleri de lezzetlidir.

Yörede çok çeşitli yemekler olmakla beraber, bunların önde gelenlerini şöylece belirtebiliriz: Yoğurtlu çiğ köfte, içli-ekşili köfte, semsek, kavurmalı fırın ekmek, peynir Helvası, peynirli kadayıf, büzme tabak helvası.

Adıyaman’ın insanları da yörenin iklimi gibi sıcak, canayakın, son derece samimi ve misafirperver olup, özellikle kentlerine tarihsel değerlere sahip eserleri görmek için gelen turistleri içtenlikle karşılamaktadırlar.
Bir soru daha: “Niçin hayvanları ehlileştiren, bitkileri kültüre alan ilk kavimler kendi uygarlıklarını geliştirememişler?” Bu soruyu şöyle karşılıyor Nelson: “Uygarlığın gelişmesi için ihtiyaç duyulan unsurların, en uygun yerde bir araya gelmesi gerekiyor ”

Mezopotamya bu bakımdan avantajlara sahiptir. Bereketli topraklar ve uygun iklim yanında, doğu-batı ulaşım yolu bu bölgeden geçiyor. Tür ve çeşit alış verişi, yeni araç ve gereçlerin bulunuşu, yeni metodlar, bu bölgede medeniyetin gelişmesine hız veriyor. Böylece kültür ve teknik mübadelesi, çeşitlenme yaratıyor Nüfus yanında üretim artıyor ve arkasından sosyo-ekonomik.sosyo-pölitik sorunlar beşer tarihine canlılık ve hareket getiriyor

 

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*