Osmanlı devlet adamlarından. 1808 (H. 1223) târihinde İstanbul’da doğdu. Babası sultân kethüdâlarından Sey- yid İbrâhim Ağadır. 1886 (H. 1304) târihinde İstanbul’da vefât etti. Süleymâniye Câmii hazîresi- ne (bahçesine) defnedilmiştir. Ahmed ibni Kemâl Paşa, özel hocalardan ilim öğrendi. 1825 târihinde Defterdâr Mektupçu Kalemine girdi. 1829’da nüfus sayımı için Anadolu ve Rumeli vilâyetlerine tâyin olunan memurların gönderdikleri defterleri tedkîk ve îcâbını yapmak üzere tesis edilen Cerîde Nezâreti Başkâtipliğine tâyin edildi. 1834’te Hâcelik, 1835’de Râbia rütbesi verildi. Elçilikle İran’a gönderilen Vakanüvis Es’ad Efendinin dikkatini çekip takdirlerini kazandı ve bu meziyetlerinden dolayı Es’âd Efendi Ahmed Kemâl Beyi Sefâret Sır Kâtipliği ve Tercümanlığına tâyin ettirerek berâberinde Tahran’a götürdü. İran dönüşünde, Mülkiye Nâzın Pertev Paşa tarafından sadâret mektubu kalemine getirildi. İstanbul’a gelen İran şehzâdeleri ve sefâret görevlilerinin tercümanlığında kullanıldı. Daha sonra elçilikle Tahran ve İsfehan’a gönderildi. Ahmed ibni Kemâl Paşa, 1840 târihinde Sadâret Mektubu Kalemi Mümeyyizliğine ve Farsça tercümanlığına tâyin edildi. Devletlerle sürdürülen görüşmeler sonunda alınan kararlar üzerine düzenlenen Fermân-ı âliyi, Mehmed Ali Paşaya tebliğ için Mısır’a gönderildi.
Ahmed ibni Kemâl Paşa Cizre Mütesellimi Bedirhan Bey’le Van sancağında Tabâri nâmındaki Nestûrî Kabîlesi arasındaki çatışma sebebiyle, tarafları barıştırmak için 1843 târihinde Cizre’ye gönderildi. Musul, Diyarbakır, Bağdâd ve çevrelerini dolaştı. Ahmed ibni Kemâl Paşa, 1849 târihinde Avrupa mekteplerinin mevzûâtım ve eğitim sistemini tedkîk etmek için Avrupa’ya gönderildi. Fransa, İngiltere ve Almanya’daki mekteplerin mevzûât ve eğitim metodlarmı tedkik ederek rapor verdi. 1863’de Berlin sefirliği, daha sonra Karadağ komserliği, 1865’te Meclis-i Âli-i Tanzimat Âzâ- lığına ve şehzâdelerin ders nezâretine, 1859’da Harem-i Hümâyûn Nezâreti 1861 ’de Rütbe-i Bâlâ ile Meârif Nezâreti ile Takvimhâne ve Matbaa- hâne Nâzırlığı, 1862’de Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm- ı Adliye Âzâlığı, 1864’te ikinci defâ Meârif Nezâreti vekâletine tâyin edilmiştir. Bir ara Brüksel’e gönderildi. 1868’de Şûrâ-yı Devlet Âzâlı- ğına getirildi. Bağdâd’a gelen İran Şâhmın Mihmandarlığını yaptı. 1870’de vezirlik rütbesiyle Bağdât’a gönderildi. Aynı sene Evkâf-ı Hümâyûn Nâzın oldu. Bir çok devlet hizmetlerinde bulundu ve kendisine birinci rütbe-i Osmânî nişâm verildi. Ahmed ibni Kemâl Paşa ilim sâhibi, mütevâ- zî bir zât olup; Arapça, Farsça ve Fransızca lisan- lannda mâhir, Almancaya da âşinâ idi. Nâzırlık döneminde bir çok hayır eserleri yaptırmıştır. Müntehâbât-ı Şehname, Farsça konuşmaya âit Risâle-i Ta’limî Fârisî ve Kavâid-i Fârisiyye gibi eserleri vardır. Türkçe ve Farsça şiirleri Dîvân hâlinde tertip olunmuştur. Bir beyti şöyledir:
İnsandır memerr-i vukûât-ı nîk ü bed Sabret Kemâl mihnete în-nîz begüzered
“İyi ve kötü pekçok hâdisenin durağı insandır. Mihnete (sıkıntılara) sabret Kemâl, bunlar da ge- çergider.”
AHMED İBNİ KEMÂL PAŞA
11
Tem