Ahmet Paşa, Şeker
Türk ressamı (İstanbul 1841-ay.y. 1907). Modern Türk resim tarihinin ilk ustaları arasında yer|alan ŞekerAhmet Paşa, Tıbbiye’de resme başlayıp, başarısı nedeniyle okulun resim öğretmenliği yardımcılığına atandı. Tıbbi- ye’den ayrılıp, Harbiye’ye geçerek, Abdülaziz tarafından resim öğrenimi için Paris’e gönderildi (1863), Paris Akademisi’nde Léon Jérôme ve Louis Boulanger’nin atölyelerinde çalışıp, Corot, Courbet, Daubigny gibi ünlü ressamlardan esinlenerek çalışmalarını sürdürdü Fransız-Alman savaşı başlayınca yurda dönüp (1871), Tıbbiye okulu resim öğretmenliğine getirildi (iyi huyu, tatlı dili ve insancıllığından dolayı “Şeker” adıyla anılmaya başlandı). Ferikliğe (korgeneral) yükseltilip, çalışmalarını evindeki atölyesinde sürdürerek, Divanyolu’ndaki Maarif Nezareti binasında natürmort ve manzara resimlerini sergiledi. Fransız ressamı Gustave Co- urbet’nin belirgin etkisiyle geyik ve karaca resimleri, iri gövdeli yüzyıllık ağaçlarla süslü orman manzaraları yaptı.
Başlıca tabloları: Geyikli Peyzaj, Bursa’da Bir Orman, Karpuzlu Natürmort, Kendi Portresi’, Talim Yapan Erler, Manolya ve Meyveler.
Türk devlet adamı (Mat, Arnavutlukl ?-İstanbul 1653). Devşirme olarak İstanbul’a getirilip, Enderun’da yetişerek, Sadrazam Hezarpare Ahmet Paşa’nın kethüdalığı- na getirilen (1648) Tarhuncu Ahmet Paşa, Mısır beylerbeyliğine atandıysa da (1649), görevden uzaklaştırıldı (1651) ve yeni beylerbeyi tarafından tutuklandı. İstanbul’a dönüşünde yetenekleri nedeniyle sadrazam Gürcü Mehmet Paşa’nın kıskançlığını üstünde toplayıp, birçok kez tutuklandı. Yanya valiliği yapıp, Kazasker Ho- cazade Mesut Efendi ve Valide Sultan’ın desteğiyle sadrazamlığa atanınca (20 Haziran 1652), mâliyeyi düzeltmek için dairelerdeki harcamaları azalttı; zora başvurarak bazı kimselerden para alma yöntemiyle hâzineyi zenginleştirmeye uğraştı; rüşvet ve hırsızlığa göz yummadan, hatır ve gönül tanımadan çalıştı. “Tarhuncu layihası” adı verilen bir bütçe hazırladı (ama açığı fazla bir bütçeydi bu); aksaklıkları gidermek için varını yoğunu ortaya koydu. Bazı saray adamlarıyla ve Kaptanıderya Derviş Mehmet Paşa’yla arası açılınca, çeşitli kışkırtmalar sonucunda, padişahın buyruğuyla boğularak öldürüldü.