wiki

Alfabe

ALFABE

Alm. Alphabet, Fr. Alphabet, İng. Alphabet. Bir dildeki sesleri karşılayan işâretlerin belli bir sıraya göre dizilmesinden meydana gelen harfler topluluğu. Alfabedeki ilk iki harf Arapça- da elif, ba; Yunancada alfa, beta olarak telaffuz edilmiştir. Daha sonra bu iki harfin hecelerinin birleşmeleri neticesinde “alfabe” kelimesi ortaya çıkmıştır. Cumhûriyet devrinde A, B ve C seslerinin hece olarak birleştirilmesi ile “Abece” de denilmiştir. Âdem aleyhissselâm, ilk insan ve ilk peygamberdir. Kendisine Allahü teâlâ tarafından kitap gönderilip, fizik, kimyâ, tıb, eczâcılık, matematik bilgileri öğretildi. Süryânî, İbranî ve Arabî dillerle kerpiç üstünde çok kitap yazıldı. Bu durumda, bilinen ilk şekli ile yazı insanoğlu ile vardır. Semâvî kitaplar göz önüne alınırsa, ilk suhufun hazret-i Âdem’e geldiği görülür. Su halde söz ve yazı, İlâhî kaynaklıdır. Zamanla insanlığın yazıdan uzaklaşması, dünyânın çeşitli yerlerinde bölünerek hayat sürmeleri, onları ilkel duruma düşürmüş, ilim ve fenden uzaklaştırmış hatta yazıyı bile unutmalarına sebeb olmuştur. Fakat daha sonra kendisini toplayan insanoğlu, yaşadıkları bölgeye ve düşüncelerinin keskinliğine göre resimden başlıyarak yazıya doğru bir yol tâ- kib etmiştir. Kazılardan elde edilen bilgilere göre en eski yazı şekli fil dişi üzerine kazılmış kaba resimlerdir. Bunların ilerlemesi ile hiyegrolif yazısına geçilmiştir. Neticede belirli işâretler, yapılan eşyâya delil sayılarak ses, harf olarak ortaya çıkmıştır. Bu şekilde sesin karşıladığı kelimeler daha çok resmi yapılmayan , zamir ve fiil gibi kelimelerde kullanılmıştır. Gerçekte Fenikeliler her türlü kelime için harfleri kullanmışlar ve ilk defâ alfabeye ulaşmışlardır. Eski devirlerde kullanılan yazı ve benzerlerine âid işâretler, yapılan kazılarla ortaya çıkarılmış ve uzmanlar tarafından çözülmüştür. Alfabetik olmayan Çin, Japon ve Hititler’in kullandıkları sistemlerde bâzı işâretler vardı. Sümer, Asur, Bâbil yazı sisteminde ise çivi yazılı 4-5 vokal işâreti bulunurdu. Eski İranlılarçivi yazısını 39 işârete indirerek alfabetik yazı sisteminin başlangıcını koydular. Eldeki bilgilere göre en ilkel alfabenin M.Ö. 2000 yıllarında kullanıldığı kabûl edilmektedir. Halbuki ilk insan olan Âdem (aleyhisselâma) ki tap gönderilmişti. Onlar okuma yazmasını biliyorlardı. Yapılan araştırmalarda 1905 yılında Sinâ Yarımadasında bulunan bir kitâbe ancak yıllar sonra okunabildi. Bunun Sâmi âilesinden bir dile âid olduğu M.Ö. 1800-1500 yıllarında kullanıldığı sanılmaktadır. Kazılardan çıkan yazılı anıtlara göre alfabeyi ilk olarak Sâmi ırkının kullandığı biliniyorsa da en eski belgeler Fenikelilere âittir. Eski Sâmi alfabesinde kullanılan harflerin bir çoğunun anlamı bugün bilinmemektedir. Eski Sâmice’de harfler birbirine bitişmez, sağdan sola yazılırdı. Sâmi alfabesi kuzey ve güney alfabesi olarak önce ikiye ayrılmış, bunlardan da çeşitli alfabeler doğmuştur. Tanınmış alfabe çeşitleri: Yunan alfabesi: Yunan alfabesi, Sâmi alfabesinden faydalanılarak meydana getirilmiştir. Sâ- miler, sâdece sessiz harf kullanıyorlardı. Yunanlılar sesli harfler de eklemek sûretiyle alfabelerini geliştirdiler. Latin alfabesi: Yunan alfabesini İtalya’ya götürüp tanıtanlar Etrüksler olmuştur. Latin alfabesi, Yunan Alfabesi üzerinde bâzı değişikliklerin yapılması ile meydana gelmiştir. Ne var ki, Latin alfabesi önceleri büyük harf olarak kullanılıyordu, sonraları küçük harfler de kullanılmaya başlandı. Elyazısı olarak gelişmesi çok daha sonradır.

Arap alfabesi: Arap alfabesinin temelini Sâ- mî alfabesi meydana getirir. Araplar, dillerinin ihtiyâcını karşılamak üzere bu alfabeye ayrıca altı harf eklemişlerdir. Arapçada sesli harflerin yerini “hareke” denilen (üstün, esire ve ötüre) gibi işâretler almıştır. Okuma-yazma öğrenme (Öğretim): Okuma öğretimi metodları: Çocuklarla yetişkinlere okuma-yazmayı öğretmek için, bugüne kadar çeşitli metodlar kullanılmıştır. Bunların bâ- zıları birbirinden tamâmen farklı prensiplere dayanmaktadır. Hâlen kullanılmakta olan metodların çoğu çeşitli tenkitlere uğramış veya yerine diğer bir metod kabûl edilmiştir. Bu metodlar, târihi gelişimleri ile berâber incelenirse; şu metodların ortaya çıktığı görülür: Alfabe metodu: Alfabe metodu, Grek-Ro- men medeniyetinden, orta çağın sonuna kadar hemen bütün dünyâda kullanılmış bir metoddur. Bu metodun dayandığı prensip şöyledir: Kelimeleri tanıyıp telaffuz edebilmek için önce harfleri tanımak gerekmektedir. Meselâ öğrenci (Ali) kelimesini öğrenebilmek için (a, 1, i) harflerinin herbirini öğreninceye kadar tekrar edilir. Türkçe’yi öğrenebilmek için 29 harfin ayrı ayrı telaffuzunun ve yazılmasının öğrenilmesi, sonra da bunların bir- birleriyle birleştirilerek heceler meydana getirilmesi gerekir. Heceler birbirleriyle birleştirilerekkelimeler, kelimeler birbirleriyle birleştirilerek cümleler meydana getirilmek sûretiyle okuma- yazma öğrenme sağlanmaktadır. Buna diğer bir adla tüme varım metodu denilmektedir. Arap harfleri de yüz yıllarca bu metodla öğretilmiştir. Çocuklarda harflerin kolayca kavranabilmesi için harfler çocuğun en çok dikkatini çeken şekillere benzetilmiş, harf böylece .çocuğun zihnine nakşedilmiştir. Meselâ; (elif) mertek gibi, (be) çanak gibi, (te) ve (se) de ona benzerler, (cim) orak gibi, (ha) da ona benzer, (hı) da ona benzer şeklinde gösterilirdi. Şimdi de Latin harflerinin öğretiminde aynı usûl tâkib edilmekte, çocukların harfleri kolay öğrenebilmesi için harfler, çocukların dikkatini çeken şekillere benzetilmektedir. Böylece çocukların harfleri kavrayıp yazmalarında kolaylık sağlanmış olmaktadır. Bu metoda yapılan başlıca îtîraz şudur; çocuklara harflerin yazımı ve telaffuzunun öğretilmesi elde edilen neticeye göre çok fazla olduğu şeklindedir. Çocuğun mânâsını bilmediği bir çok şekille, uzun zaman sık sık tekrarlar yaptırılmakta olduğundan, çocukta okuma hevesini azaltmaktadır. Bunu telâfi için harflerin karşılarına çocuğun en çok tanıdığı hayvan ve araçların resimleri yapılarak çocuğun dikkati çekilmeye çalışılmıştır. Meselâ; (a) harfinin karşısına (at resmi), (b) harfinin karşısına (balık) resmi gibi. Bu teknik yüzlerce senedir kullanılmaktadır. Zamanla geliştirilerek çocuğun dikkatini çekici, daha câzip, zevkli okuma ve ders kitapları hazırlanmıştır. Hece metodu: Hece metodunun öğretiminde temel unsur hecelerdir. Bu bakımdan diğer me- todlardan farklıdır. Heceler öğretildikçe, yeni yeni kelimelere sonra cümlelere geçilmektedir. Bu metodu savunanlara göre, bâzı harfler (sessiz harfler) kendi başına okunamazlar. Bunların okunabilmeleri için ön veya baş taraflarına sesli bir harf gelmek sûretiyle okunurlar. Öğretiminde yine çocukta çağrışım meydana getirebilmek için basit heceler ve hecelerin karşısına, hece ile en yakın ilgili resimler konmaktadır. Meselâ, “Araba” kelimesini öğretmek için, a’mn karşısına hayret içinde ve korku ifâdeli bir resim, ra hecesini öğretmek için (ra) ile başlayan bir ismin resmi konuyor. Bu metodu savunanların ileri sürdüğü çeşitli fikirlere karşı, tenkid edenler de bulunmuştur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir