tâbiîn devrinin en tanınmış hadis âlimlerinden. Künyesi, Ebü’l-Hasan’dır. 161 (m. 777) târihinde Basra’da doğup, 234 (m. 849) tarihinde Sâmarrâ’da vefât etmiştir. Çok eser vermiş olan bir âlimdir. Aynı zamanda iyi bir târihçidir. Hadis ilminde hâfız idi. Ya’nî yüzbin hadîs-i şerifi râvile- riyle ezberlemişti. Babasından, Hammâd bin Zeyd, tbn-i Uyeyne, Beşîr bin Mufad- dal, Hâlid bin Hâris, Yahyâ bin Sa’d el
Kettân ilim almıştır. Kendisinden de, Buhârî, Ebû Dâvûd, Tirmizı, Nesâî, tbn-ı Mâce ve Zührî gibi âlimler nvâ- yette bulunup, ilim öğrenmişlerdir. Rivâyet ettiği hadîs-i şerifler; Sahih-i Buhârî, Ebû Dâvût, Tirmizî ve Nesâî adındaki hadîs kitaplarında bulunur Âlimlerin hakkında buyurdukları. Ebû Hatim er-Râzî: “Onun, hadîs-i şerifler hakkında bilgisi çoktu. Bu hususta pek ileri bir dereceye ulaşmıştı. Ahmed bin Hanbel hazretleri, hürmet ve edebinden dolayı ondan ismiyle değil de, künyesiyle bahsederdi.” Süfyân-ı Sevrî (r.a.): “Onu sevdiğimden dolayı beni kınıyorsunuz. Böyle bir şey için Allahü teâlâdan korkun Vallahi, onun benden öğrendiğinden daha çok şeyi, ben ondan öğrendim.” Süfyân hazretlerinden fetvâ istendiği veya bir mes’ele sorulduğu zaman, keşke Ali el-Medînî burada olsaydı, buyururdu. mış seneden beri sizinle oturmamıştım. Yine de oturm ıyacaktım . F akat, şim di Ali el-Medînî olduğu için oturuyorum” demiştir. Abdurrahmân bin Mehdî: “Ali el- Medînî, Resûlullahm (s.a.v.) hadîs-i şeriflerini, husûsiyetlerini, Süfyân bin Uyeyne’nin rivâyet ettiklerini en iyi bilen bir âlimdir” demiştir. Ebû Kudâme anlattı, Ali el-Medînî’den duydum. Şöyle söyledi: “Rü’yâmda gördüm. Süreyyâ denilen yıldız topluluğu yeryüzüne iyice yaklaştı ve onları ben aldım.” Ebû Kudâme devam ederek: “Allahü teâlâ, onun rü’yâsmı tasdik etti. Hadîs ilminde pek az kişiye nasib olan bir mertebeye erişti” dedi. Ali el-Medînî’nin talebelerinden birisi anlattı. Hocamız Ali el-Medînî bir gün bize geldi. Dedi ki: “Bu gece bir rü’yâ gördüm. Rü’yâda elimi uzattım, gökteki yıldızlardan birçoğunu yakaladım.” Bunun üzerine, hocamızla beraber, rü’yâ tâbircilerinden birisine gittik. Rü’yâ tâbir- cisi olan zât “Efendim! Bu rü’yânız, sizin iyi bir âlim olacağınıza alâmettir. IJelki zamanla siz de bunun farkına varacaksınız” dedi. Talebelerinden birisi der ki: “ilimde o kadar ilerlemişti ki, meş- gûl olduğu her mes’eleyi kısa zamanda hallederdi. Eğer ben meşgûl olsaydım, uzun zaman uğraşmam gerekirdi.” Ali el-Medînî, etrafının i’timâdım çok kazanmıştı. Herkes onun oturuşunu kalkışım, elbisesini, kısaca söz ve işlerini yazarlar, ona göre hareket etmek için uğraşırlardı. Ebû Yahyâ anlattı: “Bağdad’da ilim meclisleri kurulurdu. Bu meclislerde, zamanın ileri gelen âlimleri de bulunurdu. Bir mes’ele üzerinde ba’zan uzun müddet konuşurlar, fakat bir neticeye varamazlardı. Ali el-Medînî Bağdad’da bulunduğu zaman, suâl edilen meseleleri kolayca hallederdi.” Muhammed bin Ismâil el-Buhâıî’ye yakınlarından birisi “Arzu ettiğin bir şey var mı?” diye sordu. O da “Ali el-Medînî daha hayattadır. Irak’a gidip, onun meclisinde bulunmak istiyorum” demiştir. Imâm-ı Buhâıî hazretleri bir defasında da “Ali bin Medînî’nin yanına gittim ve onu görünce, hiçbir şey olduğumu, anladım” buyurdular. Ebû Ubeyd Kâsım bin Selâm: “ilim, dört zâta ulaştı. Ebû Bekir bin Ebî Şeybe ilmi en iyi anlatanı, Ahmed bin Hanbel, onlann en fakîhi, Ali bin el-Medînî, onların en âlimi, Yahyâ bin Maîn, ilmi en çok yazandır.” Ali el-Medînî, Ahmed bin Hanbel’den aynlırken, bana bir nasîhatte bulun demişti. Ahmed bin Hanbel hazretleri de “Takvâ üzere ol, Âhıret sanki karşında imiş gibi ol ve oraya olan hazırlığım ihmâl etme” buyurdular. Ali bin el-Medînî dedi ki: “Seyyidim (Efendim) Ahmed bin Hanbel bana “Hadîs-i şerifleri kitaptan okuyarak şöyle” buyurdu. Eserleri: 1- el-Esâmî ve’l-Kûna (isimler ve künyeler), 2- et-Tabakât, 3- Kabâil-ul- Arap, 4-et-Târîh, 5- ihtilâf -ul- hadîs, 6- Mezâhib-ül-muhaddisîn, 7- llel-ül-hadîs ve ma’rifet-ur-ricâl
ALİ ABDULLAH el-MEDlMl
24
Nis