ALİ PAŞA (Seyit), türk sadrazam (?-Maltepe 1826). Vezir rütbesiyle Mora valiliğine atandı (1815). Bursa ve Kocaeli sancakbeyliklerinde bulundu. Sadrazamlığa getirildi (1820); Mora ayaklanması sırasında azledildi. Karadeniz seraskerliğinde (1821), Mora, Ankara, Çankırı valiliklerinde bulundu. Vezirliği alınarak (1824) Filibe’ye sürüldü. Daha sonra Konya valiliğine atandıysa da bir süre sonra bu görevden alınarak Maltepe’de oturmaya zorlandı,
ALİ PAŞA (Silahtar), türk sadrazam (?-Çanakkale 1828). Rusçuklu Gazi izzet Ahmet Paşa’nın oğlu. Enderun’da yetişti; 1811 ’de silahtar, 1823’te sadrazam oldu. Yetersizliği nedeniyle aynı yıl azledildi; Tekirdağ’a sürüldü. Konya valiliğine atandı (1824). Vezirliği alınarak İstanbul’ da oturması emredildi (1827). Bir süre sonra vezirliği geri verildi ve Çanakkale boğazı muhafızlığıyla görevlendirildi.
a ÂLİ PAŞA (Mehmet Emin), türk devlet adamı, diplomat (İstanbul 1815- ay.y. 1871). Mahalle mektebinden sonra Baye-zit camisinde arapça okudu. Yoksulluğu nedeniyle öğrenimini yarıda bırakarak Divanı hümayun kalemine girdi (1830),fran-sızca öğrenmeye başladı; çalışkanlığı ve yeteneği dolayısıyla kendisine ”Âli” mahlası verildi.Tercüme odasina geçti(1830). fransızcasını ilerletti. Viyana’da ikinci başkâtip (1835), Londra’da elçilik müsteşarı, maslahatgüzâr (1838-1839) olarak bulundu. Abdülmecit’in tahta çıkması üzerine Mustafa Reşit Paşa ile birlikte İstanbul’a döndü. Divanı hümayun tercümanlığı, hariciye nezareti müsteşarlığı yaptı. 1841’de atandığı Londra büyükelçiliğinde üç yıl kaldı. Reşit Paşa’nın sadrazamlığında hariciye nazırı oldu (1846); Yunan sorununun çözümünde gösterdiği üstün başarıdan dolayı vezirlikle ödüllendirildi.
Aynı yıl Reşit Paşa ile birlikte görevden alındı. Bir süre sonra Meclisi vâiâ-yı ahkâmı adliye başkanlığına atandı (1844). Reşit Paşa’nın ikinci sadrazamlığında yeniden hariciye nazırı oldu (1848); mülteciler sorunundaki tutumu, Osmanlı devletinin saygınlığını artırdı. Encümeni daniş üyeliğine atandı. Reşit Paşa’nın yerine sadrazamlığa getirildi (1852); kutsal yerler sorunu dolayısıyla aynı yıl görevden ayrılmak zorunda kaldı; İzmir, Hüda-vendigâr (Bursa) valilikleri, Meclisi âlii tan-zımat başkanlığı yaptı. Reşit Paşa’nın sadrazamlığıyla birlikte yeniden hariciye nazırı oldu (1854); Kırım savaşı’nı sonuçlandıracak barış görüşmelerinin ön hazırlığı için toplanan Viyana konferansı’nda Osmanlı devletini temsil etti. Mustafa Reşit Paşa’nın istifası üzerine ikinci kez sadrazam oldu (1855).Vİyana konferansımda öngörüldüğü biçimde gayri müslim toplulukların ayrıcalık ve bağışıklıklarına ilişkin Islahat* fermanı’nı hazırladı (1856). Paris’te toplanan kongreye başdelege olarak katıldı; Paris antlaşması’™ imzaladı (1856). Islahat fermanı dolayısıyla karşıtları ve Reşit Paşa tarafından sert biçimde eleştirildi. Eflak-Buğdan sorunu dolayısıyla istifa etti (1856). Kurulan Reşit Paşa hükümetinde hariciye nazırlığına getirildiyse de görevi kabul etmedi. Mustafa Naili Paşa’nın sadrazamlığı sırasında hariciye nazırı oldu (1857); Reşit Paşa’ nın yeniden sadrazam olmasından sonra da görevini sürdürdü. Reşit Paşa’nın ölümü üzerine üçüncü kez sadrazamlığa getirildi (1858). Kırım savaşı dolayısıyla bozulan mali durumu düzeltmek istedi; saray giderlerinin azaltılmasını önermesi üzerine azledildi (1859). Abdülaziz’in saltanatında, hariciye nazırlığına, ardından dördüncü kez sadrazamlığa getirildi
(1861); aynı yıl görevden alındı. Fuat Paşa, Yusuf Kâmil Paşa, Mütercim Rüştü Paşa hükümetlerinde hariciye nazırlığı yaptı. 1867’de beşinci kez sadrazam oldu. Ölümüne değin süren bu sadrazamlığı, siyasal yaşamının en etkin dönemi oldu. Girit sorununun çözümü için Girit’e gitti; hazırladığı nizamnameyle Girit’e bir tür özerklik vererek Avrupa devletlerinin ve Yunanistan’ın Ada’dan el çekmelerini sağladı. Mısır hıdivi İsmail Paşa’nın yetkilerini genişletme girişimini önledi. Meclisi vâıâyı ahkâmı adliye’nin yönetsel ve adli görevlerini ayırarak Şûrayı devlet ve Divanı ahkâmı adliye dairelerini oluşturdu. Fuat Paşa’nın ölümünden (1869) sonra hariciye nazırlığını da üstlendi. Dış siyasetinin başlıca dayanağı olan Fransa’ nn, Prusya’ya yenilmesi (1870) karşısın-da_yeni bir politika oluşturmaya çalıştı.
Âli Paşa, başlangıçta, koruyucusu Re-şt Paşa ile birlikte İngiliz politikasına yatandı. Sadrazamlığından sonra dış politikada ve iç düzenlemelerde fransız politikasını temel aldı. Tanzimat döneminin en «aiıcı hukuksal ve yönetsel düzenlemeleri sadrazamlığı döneminde gerçekleşti. Sa-•ay ile ilişkilerinde kendisinin ve Babıâli’ -i onurunu titizlikle korudu;_Babiâli’nin 3icü, en yüksek noktasına Âli Paşa ile
– aşti. Siyasal gücünü, keyfiliğe düşmece”! kullanmasıyla ün yaptı. Meşrutiyete ■a’ş; oluşu ve seçkinci politika anlayışı do-a, syla Genç Osmanlılar’ca eleştirildi.